1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türk-Rus işbirliğinde gözler İdlib'de

14 Ağustos 2018

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, 7 Eylül'deki dörtlü Suriye zirvesi öncesi olası İdlib operasyonunun Nusra'yı hedef alacağı mesajı verdi. Lavrov ABD yaptırımlarının Astana süreci ülkelerini hedef aldığına dikkat çekti.

https://p.dw.com/p/33AVA
Türkei, Ankara: Russlands Außenminister besucht Türkei
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/B. Ozbilici

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Ankara ziyaretinde Türkiye’nin rahip Andrew Brunson üzerinden ABD ile yaşadığı gerilim ve Suriye’de olası İdlib operasyonu konuşuldu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya gelen Lavrov, görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında ABD’nin yaptırımlarını "gayrimeşru" diye nitelendirerek Trump yönetimine yönelik “Parayı verip düdüğü çalacaklarını, dolar üzerinden nüfuzlarını artıracaklarını zannediyorlar. Kendi müttefiklerini cezalandırıyorlar. Bu, daha fazla devam etmeyecek” ifadelerini kullandı.

Lavrov'un Ankara ziyareti Suriye ordusunun İdlib'e askeri operasyon için geri sayımda olduğu yönündeki haberlerin Ankara'yı endişelendirdiği bir döneme denk gelmesi açısından kritik önem taşıyor. Ankara'ya "güçlü stratejik ortaklık" mesajı veren Lavrov'un, İdlib konusundaki mesajları merakla bekleniyordu. Lavrov, İdlib'de "binlerce militan" olduğunu ve Nusra'nın problem yarattığını söyleyerek bölgede terörle mücadelenin hızlanması gerektiğine dikkat çekti.

DW Türkçe'nin ulaştığı diplomatik kaynaklar, Lavrov'un Ankara'nın operasyonla ilgili endişelerini anlayışla karşıladığını, Türkiye'nin olası operasyondan minimum düzeyde etkilenmesine dönük girişimlerin de sürdüğünü vurguladığını belirtiyor. Öyle ki, Türkiye ile Rusya'nın, Fransa ve Almanya'nın da katılımıyla Eylül başında Suriye konulu bir zirve gerçekleştireceğini belirten diplomatik kaynaklar, olası bir operasyondan önce Rusya'nın olabildiğince geniş bir katılımla Suriye konusunu dünyanın gündeminde tutmaya çalışacağını söylüyor. Bu da Ankara için operasyonun ötelenebileceği, bu sürede de operasyonun sadece terör bölgeleriyle sınırlı tutulması için Esad rejimiyle görüşmelerin yoğunlaştırılacağı anlamı taşıyor.

“Olursa da sınırlı olur”

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (ORSAM) Suriye uzmanı Oytun Orhan da, Rusya’nın İdlib konusunda Suriye’de Doğu Guta ve Dera’daki senaryolardan "farklı ve dengeli" bir yaklaşımla ilerleyeceği görüşünde. Orhan, Lavrov’un Ankara’da verdiği mesajların satır arasını DW Türkçe’ye yorumlarken, “Rusya’nın Türkiye’nin çıkarlarını gözetecek bir formül arayışında olduğu, Suriye’de siyasi çözümü gündemden düşürmeme kararlılığı dikkat çekiyor” diyor. Oytun Orhan’a göre Suriye ordusunun İdlib’in tümünü kapsayacak bir operasyona girişmesi zor görünüyor. “Operasyon olursa da, İdlib’in sadece belli bölgelerine, terör odaklı bölgelerine olur, sınırlı olur” diyen Orhan, böylesi bir durumun Türkiye-Rusya işbirliği açısından önemine dikkat çekiyor.

Rusya’nın mültecilerin geri dönüşü dahil, Suriye’de dengeleri yerine oturtma konusunda son dönemde Türkiye’yle işbirliğini öne çıkardığını anlatan Orhan, operasyonun tüm İdlib’i kapsayacak şekilde gerçekleşmesi ve buna Türk ordusunun da karşılık vermesi senaryoları için de “Rusya, Türk ordusunun cevabına sessiz kalmayı tercih eder. Sessiz diplomasiyle sahayı gözlemler” yorumu yapıyor.

Suriye ordusu, Rusya’nın desteğiyle muhaliflerin elindeki Dera ve Kuneytra’da kontrolü sağlamıştı. Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, ordunun bir sonraki hedefinin İdlib olduğunu açıklaması Ankara’da endişeyle karşılandı. 3 milyon sivilin yaşadığı İdlib’e operasyona karşı çıkan Ankara, bölgeden Türkiye-Suriye sınırına yoğun bir sığınmacı akınının yaşanabileceğini öngörüyor. Ankara bu öngörünün ayrıntılarını Eylül başında düzenlenecek dörtlü zirvede gündeme taşıyacak. Türkiye’nin İdlib’e operasyondan önce Suriyeli muhalifleri tekrar biraraya getirmeye dönük çabaları da dikkat çekiyor. Ancak bu noktada ilerleme kaydedememekten yakınan Ankara, İdlib’e genel ya da sınırlı bir askeri müdahale karşısında nasıl hareket edileceğine dair ayrıntılı bir eylem planı üzerinde de çalışıyor.

Milli parayla ticaret

Lavrov'la görüşmelerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ikili ticaretin milli para birimleri üzerinden yürütülmesine dönük önerisi de değerlendirildi. Öneriye göre Türkiye Rusya’dan ithal ettiği malların karşılığını Ruble ile Rusya da Türkiye’den ithalinde Türk Lirası ile ödeme yapacak. Rusya’nın bu öneriye sıcak baktığını Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov “Ancak hazırlık yapmamız gerekiyor” sözleriyle duyurmuştu. Lavrov’un da görüşmelerinde bu konu üzerinde son birkaç yıldır çalışıldığı ancak “pratiğe geçme noktasına gelinemediğini" ilettiği belirtiliyor. Öyle ki tarafların Lavrov’un ziyaretinden sonra da bu konuda çalışmalarını sürdüreceği anlaşılıyor.

Türk diplomatik kaynaklar, ABD karşısında Rusya’dan alınan siyasi desteğin önemine vurgu yaparken Lavrov'un "Trump yönetiminin doları istismar edip, dünya üzerinde nüfuz sağlamasını önleyeceğiz” açıklamasının, Türk-Rus işbirliğinin gelişeceğinin işareti olarak algılanmasını istiyor. Aynı diplomatik kaynaklar, Türk-Rus ekonomik işbirliğinin ABD ile yaşanan krize "acil çözüm" gibi görülmesinin de yanlış olacağını vurguluyor ve bu işbirliğinin uzun bir hazırlık süreci öngördüğüne vurgu yapıyor.

Türk Lirası, Dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 42 oranında değer kaybetti. Türkiye’de Merkez Bankası’nın bağımsızlığına ilişkin endişelerin ve Ankara’nın AB ve ABD ile yaşadığı siyasi krizlerin bu oranın yükselmesinde etkili olduğu belirtilirken Erdoğan da ABD ile gerilimi tırmandırıp Çin, Rusya, İran ve Ukrayna gibi ülkelerle ticareti milli para birimleri üzerinden yürütmenin ekonomide yeni açılım olacağını dile getirmişti.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe