1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Maduro rejimi petrol fiyatlarına ve orduya bağlı

25 Ocak 2019

Venezuela'daki yönetim krizi ve Akdeniz’deki mülteci trajedisi Alman basınından seçtiğimiz yorumların konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/3C9WK
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas MaduroFotoğraf: Reuters/Miraflores Palace

25.01.2019 - Alman basınından özetler

Süddeutsche Zeitung Venezuela'daki güç çekişmesinin sonunu ordunun tayin edeceğini yazıyor:

"Maduro rejimi petrol fiyatlarına ve ordunun desteğine göbekten bağlı. Kötü ekonomik yönetim ülkeyi perişan etti. Devlet başkanı görünürde bile olsa meşruiyetini kanıtlamaya tenezzül etmedi. 2018 yılında kazandığı şaibeli seçim, uluslararası alanda tepkiyle karşılandı. Parlamentonun yetkilerini elinden alıp karşıtlarını hapse attırdı. Arpalıklarla beslediği, kışlaların sadakati ve durmadan tekrarlanan, ABD tarafından devrilmek istendiği iddiaları sayesinde ayakta kalabildi. Maduro insansız hava uçakları ve saldırı planları gibi argümanlar ortaya atmayı, ABD'nin saldırganlığını öne sürerek 50 yıl başta kalabilen Fidel Castro'dan öğrendi. Maduro da Castro'nun taktiğini uyguluyor. Donald Trump'ın Meclis Başkanı Juan Guaido'nun geçici başkanlığını tanıdığını açıklamasını Maduro ek propaganda malzemesi olarak kullanıyor. Kesin olan, Venezuela'daki iktidar mücadelesini, orduyu petrol gelirlerinden akan paranın kesilmeyeceğine en inandırıcı şekilde ikna edenin kazanacağıdır. Venezuela'nın içinde bulunduğu durum bir zamanlar Latin Amerika'ya öncü olma iddiasını taşıyan bir ülkenin karşılaşabileceği en kötü akıbettir.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesinin yorumunda Venezuela'daki krizin çoktandır "Geliyorum" dediği belirtiliyor:

"Venezuela er ya da geç bu duruma düşecekti. Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve selefi Hugo Chavez'in havalı reform vaatleri yerine gelmedi. Halk yokluğa ve yurttaşlık haklarının kısıtlanmasına fazla dayanamaz ve sonunda isyan eder. İran, Rusya ve Türkiye'nin Maduro'ya sonuna kadar dayanması için destek vermeleri Caracas'taki otokratın kişiliğini tanımaya yeter. Venezuela'nın yeniden siyasi ve ekonomik başlangıç yapabilmesi için yönetimin değişmesi kaçınılmazdır. Göç ve sefalete sürüklenen milyonlarca insan yeni bir yönetimi hak etmiştir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung Avrupa Birliği'nin (AB) Akdeniz'deki mültecileri kurtarma ve insan kaçakçılarıyla mücadele misyonu Sophia'yı konu alan yorumunda şu görüşleri dile getiriyor:

"AB'nin Akdeniz'deki misyonu öncelikli olarak Afrika kıyılarındaki insan kaçakçılığıyla mücadeleydi. Libya kaçak göçle başa çıkamadığı için bu misyonun başlatılması gerekiyordu. Akdeniz'de görev yapan filonun yan görevi de boğulma tehlikesi geçiren mültecileri kurtarmaktı. Binlerce mülteci bu filo sayesinde ölümden kurtuldu. Ancak insan kaçakçılığı önlenemedi. İtalya bu durumu protesto ederek artık mülteci kabul etmeyeceğini duyurdu ama gemilerin görevlerini yerine getirebilecekleri yerlerde misyonu sürdürmelerine yardımcı olmadı. Bunun üzerine Almanya 'Sophia' misyonundan ayrılacağını ve Akdeniz'e gemi göndermeyeceğini duyurdu. İtalya mültecilerin adil paylaşımındaki ısrarını sürdürüyor. Göçmen sayısının azaldığı doğru olabilir. Ancak 'Sophia', AB'nin yeni bir mülteci akınına hazırlıklı olmadığını da gözler önüne serdi.”

Mittelbayerische Zeitung'un Akdeniz'deki mülteci krizini konu alan yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Avrupa ülkelerinin sınırsız sayıda mülteci kabul etmesinin köklü sonuçları olmayacağını sanmak saflık olur. Nasıl siyasette yetki dağılımı yapılıyorsa, göçün de yönlendirilmesi gerekir. Mültecilerin denizlerde boğulmasına gösterdiğimiz tepki acıma duygumuzun azaldığına işaret ediyor. Hemen yakınımızda cereyan eden trajedi karşısında adeta donup kalıyoruz. Akdeniz'deki ölümler ancak duygularımızın körelmesini ciddiye aldığımız ve ne gibi sonuçlara yol açtığını fark ettiğimiz takdirde sona erecektir.”

DW, afp, dpa/AG, CE

© Deutsche Welle Türkçe