1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suçluların korkulu rüyası DNA

8 Nisan 2009

Alman profesör Kayser’in Hollanda’da yürüttüğü DNA çalışmalarında, önemli ilerlemeler sağlandı. DNA testiyle şüphelilerin göz, saç ya da cilt renginde gerçeğe yakın tahmin yapılabiliyor.

https://p.dw.com/p/HSwz
Fotoğraf: AP

Erasmus Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin laboratuarı, Rotterdam’ın çatılarını görecek kadar yüksekte, 10’uncu katta. Burası 2004’ten beri Adli Moleküler Biyoloji Enstitüsü’nün Direktörü olan Profesör Manfred Kayser’in çalışma ofisi.

Prof. Kayser ve öğrencisi Arwin, masanın üzerinde DNA örnekleri içeren test tüplerine odaklanmış durumda. Arwin, bazı parçaları kopyalayabilmek için tüplerin içinde “Y” kromozomu arıyor. Genç Hollandalı, araştırması için yeterli materyallere sahip.

Adalet Bakanlığı finanse ediyor

Kromozomlar, bir insanı oluşturan genleri içeriyor. Erkek cinsiyeti “Y” kromozomu tarafından belirleniyor ve genellikle babadan oğula geçiyor. Prof. Kayser ve ekibini ilgilendiren ise bu “genellikle” sözcüğü. Çünkü küçük farklılıklar olduğu biliniyor. Kayser ve öğrencisi işte bunları araştırıyor.

Symbolbild Trans-Geschlecht
Fotoğraf: AP Graphics/DW

Bu araştırmanın polise suçla mücadelede yardımcı olması bekleniyor. Örneğin bir tecavüz durumunda, suçlunun DNA profili, genellikle kurbanınkinden ayırt edilemiyor. Y kromozomu ile ilgili elde edilen son bulgularla ise suçlunun kim olduğu açıkça söylenebiliyor. Bu sayede birbiriyle yakın dereceden akraba olan, aynı aile içindeki bütün erkeklerin tetkik edilmesi gerekmiyor. Kayser'in projesinin büyük bir bölümü Hollanda Adalet Bakanlığı tarafından finanse ediliyor. Berlinli Profesör, çalışması hakkında şunları söylüyor:

“Dünyanın hiçbir yerinde, buradaki gibi uygulama odaklı araştırma yapan bir enstitü daha bilmiyorum. Bu durum, beni Rotterdam'a gelmeye ve bu bölümü kurmaya teşvik etti.”

Yasa değiştiren cinayet

Adalet Bakanlığı şimdi Kayser’den somut sonuçlar bekliyor. Enstitüdeki araştırmalarında Kayser’e 15 kişilik bir ekip yardımcı oluyor. Çalışmaların odağında, bir kişinin genlerindeki ayırt edici özellikleri ortaya çıkaran “belirleyiciler” yani “marker”ların tespiti yer alıyor. Kaiser bu “marker”ların ne olduğunu şöyle anlatıyor:

“Bu, göz rengi olabilir ya da belki yaş, saç rengi, ten rengi ya da coğrafi köken. Biz temelde bunlarla meşgulüz. Yasa koyucular da adli bölümde belirleyici olarak kullanabilmek için görülebilen işaretlerin araştırılmasını istiyor.”

Almanya'da bu tarz DNA araştırmaları, veri koruma yasaları nedeniyle yasak. Önceleri Hollanda’da da yasaktı. Ancak 2003 yılında Hollandalılar, yasalarını yumuşattı. 16 yaşındaki bir öğrencinin öldürülmesinin ardından Hollanda yasalarında değişikliğe gidildi. Şüpheler, mülteci sığınma evlerinde yaşayan Asyalılar üzerine odaklanmıştı. Ancak, o dönemler yasal olmasa da yapılan DNA analizi, katilin büyük bir olasılıkla Batı Avrupalı olduğunu gösterdi. Bu olaydan sonra Kayser, Hollandalıların, yasalarını pratikteki işleyişe göre şekillendirdiğini belirtiyor.

Göz rengi saptanabiliyor

Forschung
Fotoğraf: AP/Bayer

41 yaşındaki Kayser, şu sıralar daha çok saç renkleriyle ilgileniyor. Şu ana kadar sadece kızıl saç ile ilgili belirleyiciler biliniyor, ancak sarı ve kahverengi saç için de belirleyicileri araştırıyor. Araştırma sonuçlarını ise bu yıl içinde almayı bekliyor.

Göz renkleri ile ilgili sonuçlar ise hazır. Mart ayında, Kayser’in ekibi, özel bir test sundu. Bir şüphelinin mavi ya da kahverengi gözlere mi sahip olduğunu genlere bakarak yüzde 90 doğruluk payıyla belirlemek mümkün:

“Testin mevcut hali, mavi olmayan ya da kahverengi olmayan gözlerde çok doğru sonuçlar vermiyor. Gri, yeşil ya da açık mavi göz renkleri konusunda hala çalışıyoruz. Tahminlerimizde hala çok iyi değiliz. Ancak yüzde 73 ila 75'lik bir kesinlikle göz renginin ne olduğunu çıkartabiliyoruz. Bu tip göz renklerini içeren genler ile ilgili araştırmalarımız devam ediyor.“

Kayser, eleştirilere tepkili

Affymetrix DNA menschliche Stamzelle Laborarzt
Fotoğraf: AP

Bu tip araştırma yöntemleri ve elde edilen sonuçların polise suçu aydınlatırken çok fazla yardımcı olmayacağı, sonuçların yanıltıcı olabileceği yönünde eleştiriler yöneltiliyor. Zira bu yöntemlere mesafeli yaklaşanlar, şüphelilerin saç rengini ya da lensle göz rengini kolaylıkla değiştirebileceğini savunuyor. Kayser’e göreyse bu yaklaşım tarzı doğru değil:

“Şunu her zaman söylüyorum. Buna karşıt görüş olarak en iyi örnek fiziksel parmak izi ve eldiven. Bu, yüz yıldan fazla bir süredir biliniyor ve polis tarafından da kullanılıyor. Biri, eldiveni olmadan bir yere dokunur ve parmak izini bırakırsa, bu parmak izi polis tarafından şüpheliyi belirlemekte kullanılabiliyor. Bu parmak izi sistemi 100 yıl sonra bile, yani bugün hala polisin şüphelileri bulmakta kullandığı en başarılı yöntemlerden biri. Çünkü pek çok kişi eldiven takmıyor.”

Kerstin Schweighöfer/ Çeviren: Başak Sezen

Editör: Hülya Köylü