1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sarkozy Spendenaffäre

14 Temmuz 2010

Sarkozy, devlet televizyonunda hakkındaki iddiaları yanıtladı. Fransa Cumhurbaşkanı, ne kendisinin ne de iddiaların odağındaki bir diğer kişi olan Çalışma Bakanı Eric Woerth’ün yasadışı bağış olayına karıştığını söyledi.

https://p.dw.com/p/OIDe
Fotoğraf: AP

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve bazı bakanları skandalın ortasına çeken olay bir miras kavgasıyla başladı. Lillian Bettencourt ile kızı arasındaki servet davasında sunulan ses kayıtları, bu aile içi olayı bir anda siyasi bir skandala dönüştürdü. Ses kayıtlarında Bettencourt'un servetini yöneten şirketin sahibi Patrice de Maistre, Çalışma Bakanı Eric Woerth'ün ricası üzerine eşi Florence'ın işe alındığını anlatıyor. Bakanın eşinin işe girmesinden sonra, şirketin üç yıl boyunca yüksek miktarda vergi kaçırdığı ortaya çıkmıştı. Ses kayıtlarının ardından Eric Woerth, vergi kaçakçılığına göz yummakla suçlandı. Daha sonra Sarkozy’nin Halk Hareketi Birliği Partisi’ne yüklü miktarda bağış yapıldığı yönündeki iddialar da kamuoyuna yansıyınca, Sarkozy bu iddialara yanıt vermeye karar verdi.

Sarkozy’nin Fransız devlet televizyonunda verdiği röportaj çoğu kişiyi memnun etmedi. Elysee Sarayı’nın bahçesinde gerçekleştirilen röportaj, her şey önceden ayarlanmış izlenimi yarattı. Röportajın kontrolden çıkmaması için soruları sadece tek bir gazetecinin yöneltmesine izin verilmişti. Doğal olarak milyarder Bettencourt olayına ilişkin çok az soru soruldu. Sarkozy, "Üç hafta boyunca iftira ve yalanların kurbanı olan Eric Woerth, çok dürüst bir insandır. Tüm bunlara, siyasette örnek teşkil edecek bir erdemle katlandı" sözleriyle bakanına tam destek verdi:

Basın "hayal kırıklığı" olarak nitelendirdi

Sarkozy'nin televizyonda yaptığı açıklamalar, Avrupa ve Fransız basınında bir “hayal kırıklığı” olarak nitelendirildi. Fransız Dépêche du Midi gazetesi, “Cumhurbaşkanı’nın savunma stratejisi gerekli bir öfkenin eşlik ettiği ve artık eskimiş bir “iftira” nakaratıyla sınırlıydı” derken, İtalyan La Stampa gazetesi de “Bir saat yetiyor ve Cumhurbaşkanı için artık bir skandal yok” sözleriyle Sarkozy’yi olayı örtbas etmeye çalışmakla eleştirdi.

Bettencourt olayını Fransız Le Monde gazetesi ile internet sitesi Mediapart ortaya çıkarmıştı. Medyapart’ın şef editörü Edwy Plenel de röportajın kendisini şoke ettiğini belirtti.

Plenel, "Burada her Demokratı şaşırtması gereken bir oyun izledik. Cumhurbaşkanı polisi, adaleti, kamu yayın kurumlarını bir personel şefi gibi kontrol ediyor. Şimdi ise kendi ısmarlama programını mı yapıyor?“ ifadelerini kullandı.

Emeklilik reformu

Sarkozy ise böyle bir yaklaşımı kesinlikle reddediyor. Tam aksine, tüm bu skandal haberlerinin ortaya atılmasını, emeklilik reformunu engelleme girişimi olarak nitelendirdi ve "Reform yaptığınız zaman, birilerinin çıkar ve mevcudiyetini etkiliyorsunuz. Yanıtım bunun da -birçok kez olduğu gibi- bir iftira olduğu yönündedir. Şimdi emeklilik reformu gündemde ve bir anda benim 20 yıldır Bayan Bettencourt’a gidip, ondan para dolu zarflar aldığım iddia ediliyor. Bu bir rezalet ve insanların benden bekledikleri karşısında bu yapılanlar bir zaman kaybıdır" diye konuştu.

Emeklilik yaşının 60'dan 62'ye çıkartılmasını öngören yasa tasarısı ise Bakanlar Kurulu'nda kabul edildi. Tasarı, eylül ayında parlamentoda oylanacak.

Sarkozy tekrar aday olacak mı?

Röportajın geri kalan bölümünde sorulan sorular ise Fransa iç politikasına ilişkin güncel konularla ilgiliydi. Emeklilik reformu, haftada 35 saat çalışma süresi ve istihdam giderlerine ilişkin sorular yöneltildi. Ayrıca Sarkozy’nin iki yıl sonra tekrar Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyup koymayacağı da soruldu. Fransa Cumhurbaşkanı, buna daha sonra karar vereceğini belirtti.

Sarkozy, "Fransızlar şimdi uçakta bir pilotun oturup oturmadığını, bir rotam olup olmadığını, bunların birbiriyle uyumlu olup olmadığını bilmek istiyor. Benim tüm enerjim bu yönde" dedi.

Sosyalist Parti Meclis Grup Başkanı Marc Ayrault ise röportajı daha çok sadece Cumhurbaşkanı’nın konuştuğu bir monologa benzetti. Fransızların, söz konusu skandalı unutup unutmayacağı ise şüpheli.

© Deutsche Welle Türkçe

Johannes Duchrow / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa