1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'da ırkçı saldırılar artıyor

Ajanslar17 Nisan 2008

Rusya’da ırkçı ve neonazi gruplar bu yılın ilk 4 ayında Orta Asya ve Kafkasya kökenli 38 kişiyi öldürdü. İnsan hakları örgütleri, ırkçı saldırıların artışında Kremlin ve Ortodoks Kilisesi’ni de sorumlu buluyor.

https://p.dw.com/p/Dj1p
Rusya'da 150 aşırı sağcı grup ve 70 bin kadar dazlak bulunduğu tahmin ediliyor
Rusya'da 150 aşırı sağcı grup ve 70 bin kadar dazlak bulunduğu tahmin ediliyorFotoğraf: AP

Arthur Ryno, Rusya’nın sanayi merkezlerinden Yekaterinburg kentinden... Arthur, Nisan ayı içinde Moskova’da bir Ermeni’nin öldürülmesi olayıyla bağlantılı görülerek gözaltına alındı. 17 yaşındaki Rus, savcılıktaki ifadesinde bir değil 37’den fazla yabancıyı öldürdüğünü itiraf edince sorgunun boyutları bir anda değişti. Arthur Ryno’nun 20’den fazla cinayetteki sorumluluğu kanıtlandı.


70 bin dazlak

Yabancı olarak tanımlanan göçmenlere saldırılar Rusya genelinde hızla artıyor. Çoğu sokakta ya da metrolarda yaşanan saldırıların kurbanları genellikle Özbek, Kırgız, Tacik, Tatar ya da Kafkasyalılar gibi koyu tenli etnik azınlıklar. Hindistan, Vietnam ve Afrikalı üniversite öğrencileri de saldırıların hedefi durumunda. Ruslar, koyu tenlileri kısaca “karalar” olarak tanımlıyor. Aşırı sağ ve milliyetçiler “Rusya Ruslarındır” ya da “Karalar’ı yok edin” sloganlarına başvuruyorlar.


İnsan hakları örgütlerine göre, Rusya'da 114 aşırı milliyetçi örgüt çatısı altında yaklaşık yarım milyon genç faaliyet gösteriyor. Bunun yanı sıra yaklaşık 150 aşırı sağcı grup ve 70 bin kadar dazlak bulunduğu tahmin ediliyor. Dazlakların yarısının da düzenli olarak şiddet olaylarına karıştığı belirtiliyor. Irkçı suçları araştırma merkezi SOVA'nın verilerine göre bu yılın ilk üç ayında 38 yabancı ve göçmen, ırkçı ve neonazi gruplarının hedefi oldu. Aşırı sağcı eylemler Moskova, Voroneş, St. Petersburg ve Sverdlovsk kentlerinde yoğunlaşıyor.

”Günlük yaşamın parçası haline geldi”


Irkçı suçları araştırma merkezi SOVA'dan Galina Koşevnikova, ırkçı ve neonazi saldırıların geçen yılın aynı dönemine kıyasla belirgin şekilde artış kaydettiğini belirtiyor. Koşevnikova, Rus yetkililerin saldırılara şimdiye kadar gereken sertlikte cevap vermemiş olmasını da eleştiriyor ve bu tutumun saldırganları cesaretlendirdiğini kaydediyor.


İnsan hakları gözlemcileri de şiddet eğiliminin Rusya’da günlük yaşamın adeta bir parçası haline geldiğini, ayrımcı muamele, sataşma, hatta saldırı gibi durumlarda yoldan geçenlerin genelde görmezden gelmeyi tercih ettiğini belirtiyor.


Moskova İnsan Hakları Bürosu Başkanı Alexander Brod, Rusya’da ırkçı ve neonazi saldırılarda can verenlerin her yıl ortalama yüzde 20 artış gösterdiğini belirtiyor. Brod, Rusya’da eksikliği duyulan azınlık ve göçmen politikasının da ırkçı saldırıları artıran bir faktör olarak değerlendiriyor.

Rus-Ortodoks Kilisesi'nin artan nüfuzu

İnsan hakları örgütleri, yabancı düşmanlığının toplumda kanıksanmış olmasında devletin yanı sıra Rus-Ortodoks Kilisesi’nin nüfuzunu artırmasının da etkili olduğuna işaret ediyorlar. Ortodoks Kilisesi’nin artan etkisi, Rusya’da her yedi kişiden biri Müslüman olmasına rağmen yeni cami inşaatlarının engellenmesini beraberinde getiriyor.


Kremlin, son dönemde aşırılıkla mücadele yasaları adı altında bir dizi düzenlemenin yasalaşmasını sağladı ve ırkçı gruplara karşı daha sert tedbirler alma sözü verdi. Irkçı suçları araştırma merkezi SOVA'dan Galina Koşevnikova, yeni yasaların ırkçılarla değil, rejime karşıtlarını susturmak amacıyla kullanıldığını savunuyor.