1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya iki ateş arasında

27 Haziran 2012

Türk uçağının düşürülmesi ile ilgili Şam'ın önemli müttefiki Moskova'dan merakla beklenen ilk açıklama geldi. Açıklamanın perde arkasını ve Rusya'nın Suriye politikasındaki değişiklikleri Cenk Başlamış değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/15LyP
Fotoğraf: AP

Bir Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesi, son yıllarda her alanda yakın işbirliği, hatta dayanışma içinde bulunan Ankara ile Moskova’yı uzun süredir ilk kez karşı karşıya getirdi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, ülkesinin ilk tepkisini açıklarken Suriye’nin Türk uçağını önceden planlayarak ya da kışkırtma amaçlı vurduğunu düşünmediklerini bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu açıklamaya tepki göstererek “Belli ki Rusya, Suriye'den aldığı bilgiler doğrultusunda onun ağzıyla böyle konuşuyor. Ama bizim elimizde bulunan bilgiler bunun planlı bir saldırı olduğunu gösteriyor” dedi.

Geçen hafta Cuma günü ortaya çıkan bunalım aslında Rusya’yı da zor duruma düşürdü, hatta iki ateş arasında bıraktı. Çünkü Kremlin’in penceresinden bakınca bir yanda Ortadoğu’da güvenebileceği son Arap ülkesi olan Suriye, diğer yanda siyasetten ekonomiye, enerjiden turizme yakın ilişki içinde bulunduğu bölgenin güçlü ülkesi Türkiye var.

Bu koşullarda Rusya’nın açıkça iki ülkeden birinin yanında yer alması beklenmiyordu, ama Moskova’dan yapılan açıklamada Şam’ın biraz “kollanması” çok da şaşırtıcı olmadı. Rusya’nın uluslararası alanda tümüyle dışlanmış ve yalnız bırakılmış bir ülke olan Suriye’yi, hem de sorunun NATO’ya taşındığı bir anda suçlayıcı bir açıklama yapması düşünülemezdi.

Suriye Rusya için neden önemli?

Öncelikle, iki ülke arasında Sovyet döneminden bu yana müttefiklik ilişkisi var, bir anlamda Moskova Şam’a karşı bir “vefa” duyuyor. Askerî değeri tartışmalı olsa da Rusya, Suriye’de askerî üs bulunduruyor ve bu ülkeye her yıl ortalama 1,5 milyar dolar değerinde silah satıyor.

Ama bütün bunlardan daha önemlisi, “Arap Baharı”nı Batı patentli bir devrim rüzgarı olarak gören Moskova, rüzgarın Beşar Esad yönetimini de savurması halinde hem Ortadoğu’dan dışlanacağını hem de halk isyanları zincirinde bir gün sıranın kendisine gelebileceğini düşünüyor.

Putin, Suriye'ye uğramadı?

Suriye sorunu son bir yıldır Türk-Rus ilişkilerinin üzerinde bir gölge gibi durmakla birlikte iki ülke bu konuyu gündemlerinin ilk srasına taşımamaya özen gösterdi. Salı günü Moskova ve Ankara’dan yapılan açıklamalarda gerginlik sezilse de bir bunalımdan söz etmek için erken. Hatta tersine sinyaller bile var.

Putin Abbas Bethlehem 2012
Fotoğraf: Reuters

Örneğin, Ortadoğu’yu ziyaret eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bazı gözlemcilerin beklentilerini boşa çıkararak herşeye rağmen Suriye’ye uğramadı, yani Esad’ı sahiplenmekten kaçındı.

İkinci önemli gelişme, Rusya’nın Suriye’ye S-300 füzeleri satışını durdurduğu yolunda sürpriz haberler oldu . Moskova’da yayımlanan iş çevrelerinin saygın gazetesi Vedomosti’ye bakılırsa, 105 milyon dolarlık füze satışı ertelendi ve haber Türk uçağının düşürülmesinden hemen sonra, Putin’in İsrail’i ziyareti sırasında kamuoyuna sızdırıldı.

Doğrudan ve dolaylı sinyaller, Ankara-Moskova hattındaki gerilimin sanıldığı kadar yüksek olmayabileceğini, ayrıca Rusya’nın bütün yumurtaları aynı sepete koymadığını, yani Esad’ı koşulsuz desteklemediğini gösteriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Cenk Başlamış

Editör: Hülya Köylü