1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Roma'dan beklentiler yüksek değil

Ayşe Tekin / DW26 Temmuz 2006

Roma’da Ortadoğu krizinin ele alınacağı uluslararası bir konferans düzenleniyor. Ancak Roma’daki toplantıdan beklentilerin yüksek olmadığına dikkat çeken DW’nin Ortadoğu uzmanı Peter Phillip, DW Türkçe Servisi’nden Ayşe Tekin’in sorularını yanıtladı...

https://p.dw.com/p/AZme
Lübnan'daki saldırılar bugün Roma'daki konferansta ele alınıyor
Lübnan'daki saldırılar bugün Roma'daki konferansta ele alınıyorFotoğraf: AP

Tekin: Roma’daki konferansa Lübnan’daki savaşın tarafları İsrail ve Hizbullah katılmıyor. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz konferanstan?

Philipp: Endişeleri dile getiren güzel açıklamalardan başka bir şey beklemiyorum. Belki bir kez daha ateşkesten söz edecekler. Ama bu talepten sonra bir adım daha atılması gerekiyor, ateşkes için bir takvim hazırlanması gerekiyor. Yoksa herkes savaşın sona ermesinden yana, bu talebin somutlaşması gerekiyor. Roma’da masaya bu konuda bir önerinin geleceğini bile sanmıyorum. Roma çözüm yolunda bir basamak olacak, ama bu süreç devam ettikçe, İsrail de savaşı devam ettirecek.

Tekin: ABD Dışişleni Bakanı Condoleezza Rice, bölgede yaptığı görüşmelerde “yeni bir Ortadoğu”dan söz etti. Bu hemen ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni hatırlattı ve tepkilere yol açtı. Sizce Ortadoğu’da kartların yeniden karışmasının zamanı geldi mi?

Philipp: Sanırım bunun için henüz erken, tabii ki dengeler değişecek. Son yıllarda Hizbullah’ın böyle bir ivme kazanması, İsrail’in de böyle büyük bir tepki vermesi beklenmiyordu. Bu savaş, Lübnan’ı da değiştirecek. Lübnan barışçı yeni bir demokrasi olmak üzere idi, şimdi yıllarca geriye gitti. Önümüzdeki yıllarda iktidar dengelerinin nasıl olacağını bilmiyoruz. Aynı şey Filistin için de geçerli. Hamas’taki ılımlı güçler mi kazanacak, sertlik yanlıları mı? Hizbullah için de aynı şey geçerli: Savaşmaya devam mı edecek, yoksa sadece politik parti mi olacak?”

Tekin: Tüm dünya Lübnan’daki savaşın, aynı zamanda Filistin bölgelerindeki operasyonun sona ermesi için ABD’nin devreye girmesini bekliyor. Oysa Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, ABD Dışişleri Bakanı Rice ile görüşmesinden hoşnut kalmadığını açıkladı, Hamas da Rice’ı “istenmeyen kişi” ilan etti. Bu durumda ABD’nin arabuluculuk yapması mümkün mü?

Philipp: Rice’ın ne Lübnan ne de Filistin’de yapabileceği fazla bir şey yok. Çünkü iki bölgede de anlaşmazlığın ana tarafı olan partiler, Hamas ve Hizbullah, Amerikalılar için terörist gruplar, Avrupa Birliği için de öyle. Dolayısıyla onlarla konuşulmuyor ve buna tepki sert oluyor. Şimdi, ABD’nin Dışişleri Bakanı gelip Hamas gibi seçimle başa gelmiş hükümetle değil, sadece Başkan Abbas ile görüşüyor. Bu bir diplomatik skandal. Aynı şey Hizbullah için de geçerli. Hizbullah da Lübnan’da hükümet içinde temsil ediliyor. Ama Rice onlarla görüşmüyor.

Tekin: Lübnan’daki savaşın ana taraflarından Hizbullah milisleri, Şii mezhebinden. İran ve Suriye’den yardım gören Hizbullah ile Şiilerin özel bir dayanışması var. Irak’ta da Şiiler iktidarda. Bu gelişmeler şimdiden bir “Şii Hilali Projesi”nden söz edilmesine yol açtı. Sonuçta Şiilerin Tacikistan’a kadar uzanan bir etki alanı var. Şiilerin dünya politikasında bir güç haline gelmesi ihtimali var mı?

Philipp: Dünya politikasında rol oynayacaklarını sanmam, bunu söylemek abartılı olur. Ama Şiilerin aralarında bir dayanışma olacağı kesin. Dünyadaki Şiiler, Lübnan’daki Şiilerin acılarına karşı daha duyarlı olacaktır. Buna rağmen sözü edilen ‘Şii Hilali’ henüz olgunlaşmadı. Bu İran’ın hayali idi. İran Lübnan’da ikinci İslam Cumhuriyeti’ni yaratmak istiyordu. Nüfusun yüzde 40’ının Şii olması bu hayallerini güçlendirmişti. Sünniler, Dürziler, Hristiyanlar gibi diğer grupların hiçbiri Şiiler kadar güçlü değil. Ama bu konuda başarılı olamadı, gelecekte de olamayacak, çünkü Lübnanlılar dini mezheplere göre ayrışmalarına izin vermiyorlar. Ama Lübnan’da farklı bir yaşam duygusu var. Şiiler bile Lübnan’ın bir İslam Cumhuriyeti olmasına karşı çıkacaktır.

Tekin: Bu savaş Ortadoğu’daki İslamcı hareketleri güçlendirebilir mi?

Philipp: Geçici olarak belki, ama uzun vadede sanmıyorum. Bu tabii savaşın nasıl sonuçlanacağına bağlı. Yine de uzun vadede radikal olanların değilse bile ılımlı İslamcılar’ın aşırı eylemlerin sorun yaratmaktan başka bir işe yaramayacağını anlayacaklardır. İran’da bile şimdiden Lübnan’daki Hizbullah’ın desteklenmesine son verilmesini isteyen sesler yükseliyor. İslam Konferansı Örgütü de Ortaooğu’daki yeni durumla ilgili toplanmadı. Bu da sorunu abartmak istemediklerini gösteriyor.