1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pisa araştırmasının düşündürdükleri

Ulrike Mast-Kirschning14 Temmuz 2005

Kısa adı PİSA olan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın, Almanya’da yaptığı eyaletler arası araştırmada Bavyera Eyaleti birinci oldu. Sınava giren 15 yaşındaki Bavyeralı çocuklar, matematik, fen, okuma ve problem çözümünde, tüm eyaletleri geride bıraktı. Ancak bu sonuç, muhafazakarlığıyla ünlü Bavyera eyaletindeki okulların daha iyi eğitim olanakları sunduğu anlamına mı geliyor gerçekten? DW’den Ulrike Mast-Kirchning, bu yönde duyduğu kuşkuyu yorumunda şöyle dile getiriyor:

https://p.dw.com/p/AZvF

Almanya’da öğrencilerin başarı şansı sosyal durumlarına bağlı. Tüm diğer sanayi ülkeleri arasında en çok Almanya için geçerli olan bu olgu, gerçek bir eğitim skandalı. Kuzey eyaletlerinin Pisa araştırmasında arka sıralarda yer alması bunu açıkça ortaya koyuyor. Bu eyaletlerde göçmen çocuk sayısı yüksek, eyalet bütçeleri zayıf, ekonomik güç çok az ve gençler arasında işsizlik oranı yüksek.

4 yıl önce yapılan ilk uluslararası PİSA araştırmasında alınan kötü sonuçların yarattığı şokun ardından Almanya’da öğrenciler ve öğretmenler açısından birçok değişiklik yapıldı. Ama bir şey değişmedi, öğrenim metodları ve hedefleri hala yetkili makamlar tarafından belirleniyor. Eğitim sisteminde okullara daha fazla sorumluluk verilmesi önerisi kabul görmedi.

Zayıf ve iyi öğrenciler hemen hemen her eyalette çok erken birbirinden ayrılıyor. Bundan zararlı çıkanlar temel eğitime ayrılanlar, karlı çıkanlar ise liseye gönderilenler. Çocuklar, henüz motivasyon, merak ve ilgilerinin gelişme sürecini tamamlamadığı bir yaşta, yeterli olmadıkları gerekçesiyle diğerlerinden ayrılarak, alt kademeye itiliyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin eğitim uzmanlarından Andreas Schleicher, Alman eğitim sisteminde temel bir değişime gidilmesi ve yeni bir eğitim politikası izlenmesi gerektiği görüşünde. Ne yazık ki varolan eğitim sistemi varlıklı ailelerin çocuklarına daha fazla şans tanıyor. İlk PİSA araştırması yapıldığında da bu eşitsizliğe dikkat çekilmişti. Bavyera eyaleti o zaman da bir işçi çocuğunun, eşit zeka ve yeteneklere sahip olduğu halde liseye gitme şansı, varlıklı bir ailenin çocuğuna oranla 6 kat daha az olan eyaleti idi. Böylece Almanya’da en fazla sosyal eleme yapan eyalet ünvanına sahip oldu.Bu sosyal ayrımcılık bugün de sürüyor.

16 eyaletteki 16 ayrı kültür bakanı ve eğitim makamının izlediği okul politikasında belirleyici olar işbirliği değil, rekabet. Bu politikacılar, sosyal kökenleri nedeniyle küreselleşme çağında zaten fazla şansa sahip olmayan çocukların geleceklerini tehlikeye atıyorlar.