Pekin'deki Müslüman lokantası neden ilgisiz kaldı?

İlkin tüm gazetecilerin cep telefonlarına mesaj olarak gönderildi. Mesajda, Pekin Uluslararası Basın Merkezi’nde Müslüman gazeteciler için bir restoran açılacağı, bunu haber yapmak isteyen gazetecilerin davet edildiği yazıyordu.

Pekin Uluslararası Basın Merkezi eski bir otel ve uzun süren bir restorasyondan sonra olimpiyatları izleyecek olan gazeteciler için açıldı. Olimpiyatlardan sonra tekrar otel olarak işine devam edecek. İşte bu Müslüman restoran da otelin Japon restoranı. Zaten bunu restoran içindeki bir bölümde ayakları yere sarkıtılan bölümden de anlamak kolay. Türkçe’de bugünlerde medyanın bile çokça kullandığı bir sözcükle tanımlarsak burası bir “çakma” Müslüman restoranı ve bu restoran da olimpiyatlar sonrası yine Japon mutfağı olarak müşterilerine hizmet vermeye devam edecek.

Müşterinin ilgisizliği

Bu restorana ilk kez, yine burada tanıştığım adı Ramile olan bir bayan Uygur gazeteci arkadaşla gittim. Uygur gazetenin de buraya ikinci gelişiymiş ama bir daha gelme niyetinde değil. Çalışanlar güler yüzlüler ve her yer temiz ancak yemek çeşidi çok değil. Bu biraz da müşteri olmadığı için böyle, çünkü o an için dahi içeride bizden başka müşteri yoktu. Müşteri olsa yemek çeşidi de artardı. Hemen her gün önünden geçmeme rağmen içeride şimdiye değin belki toplam 10’un altında müşteri gördüm. Hele ki son günlerde hiç müşteri yok. Doğrusu restoran sahibiyle de bir ara röportaj yapmak istedim ancak o bundan imtina ettiği gibi ben de çok zorlamadım. İçeride müşterisi olmayan bir restoran sahibine ne gibi sorular sorabilirsiniz ki?

“Yeter ki teröre bulaşma”

Restoran işletmecisi Çin’in Hui milliyetinden. Çin’de toplam 56 etnik köken var ve en kalabalık olanı da bizlerin yanlış bir şekilde Çinli diye tanımladığı Han milliyetinden. Han nüfusu, Çin’in yüzde 92.5’ini oluşturuyor. Çin’deki Müslümanlar ise başta Uygurlar olmak üzere Özbekler, Kazaklar, Salalar gibi toplam 10 ayrı etnik kökenden. Hui ise Han milliyetinden Müslüman olanlarına verilen ad. Batı basınında Çin’deki Müslümanların baskı altında oldukları sıkça işlenir ancak doğrusu Çin’de Müslüman olarak yaşamak hiç sorun değil, Çin’e göre, yeter ki hiç kimse teröre bulaşmasın!

Yemek kartı sorunsalı!

Ramile’ye duvarlarda asılı olan birkaç Arapça yazıyı göstererek sordum: “Bunlar Uygurca mı, ne demek, anlıyor musun?” O da bizim gibi! Anlamadığını, bu Arapça yazıların oradan buradan toplayıp asıldığını ve yazıların muhtemelen Arapça olduğunu söyledi.

Aslında Ramile’yi restorana ben davet etmiştim ancak o ısmarlamak zorunda kaldı. Çünkü basın merkezinde tüm gazetecilere dağıtılan yemek kartları bu restoranda geçmiyor. Kartların Müslüman restoranında geçmesi için nedendir bilinmez yemek kartlarına bir tür hologram yapıştırılmak zorunda. O hologram olmazsa yemek kartlarını makineye okutamıyorsunuz ve 7 yüenlik (yaklaşık 70 sent) yemeklerden yiyemiyorsunuz. Peki ama bu uygulama neden? Müslüman olmayanların gelmesi istenmiyor mu? Bu doğru olan mı?

Olimpiyat Komitesi’nin talebi

Bu restoranın açılmasını isteyen Uluslararası Olimpiyat Komitesi. Pekin de bu kuralı yerine getirmiş ve bir Müslüman restoranı açmış. Ben, lokanta açıldıktan sonra olimpiyat organizasyonundan yetkililere telefonla sordum: “Başka dinlere mensup insanlar için de restoran açacak mısınız? Mesela Yahudiler için ya da Budistler için de restoranınız olacak mı?” Bir süre sonra beni aradılar ve bana şimdilik talep gelmediğini ancak talep gelirse açılabileceğini söylediler. Olimpiyatların bitimine sayılı günler kala farklı dinlere mensuplar için bir lokanta açılmadığına göre demek ki talep yok.

Ramile ile yemek yerken konuştuk. Acaba birileri, dünyanın kimi bölgelerinde estirilen “Müslümanlık ve uygulamaları” konusunda birilerinin gazına mı getiriliyor? Çünkü Pekin’deki bu basın merkezine Müslüman ülkelerden de binlerce Müslüman gazeteci geldi. Peki ama bu Müslümanlar nerede yemek yediler? Müslüman değiller mi?