1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2710 Libyen Zukunft

26 Ekim 2011

Kaddafi hayattayken, ülkede kimin düşman olduğu konusunda hemen herkes görüş birliği içindeydi. Ancak Kaddafi sonrası geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda durum biraz farklı...

https://p.dw.com/p/12zqR
Fotoğraf: dapd

NATO'nun Libya'daki Kaddafi rejimine karşı ilkbaharda başlattığı askerî operasyon, Libya'nın devrik liderinin öldürülmesiyle son buldu. Trablus'tan Bingazi'ye halk sokaklarda 42 yıllık diktatörlüğün resmen bitişini kutladı.

"Yeni demokratik bir Libya nasıl inşa edilebilir?“ Cenevre'deki Arap Siyasi ve Sosyal Analizler Merkezi'nin yöneticisi ve siyaset bilimci Riyad Sidavi kendi sorduğu bu soruyu, "Libyalıların rüyasının gerçekleşmesinin önünde birçok engel var. Bunlardan biri kurumsal ve siyasi boşluk ve sivil toplumun esamesinin okunmaması” sözleriyle yine kendisi cevaplandırdı.

Mainz Üniversitesi’ndeki Arap Dünyası Araştırmaları Bölümü’nün Başkanı Günter Meyer de Libya'daki yaklaşık 40 kişilik konseyin çok farklı kesimlerin temsilcilerinden oluştuğuna dikkat çekti. "Ülkede hiçbir siyasi ya da idarî yapı yok. Kendisi için tehlikeli olabileceği korkusuyla Kaddafi, muhalif partilere hiç izin vermemişti. Libya'daki siyasi gidişat, son aylarda Ulusal Geçiş Konseyi tarafından belirlendi. Ülkenin batısı Kaddafi tarafından desteklenirken, doğu bölgeleri sürekli ihmal edildi ve ayrımcılığa maruz kaldı" diyen Meyer,  farklı aşiretler arasında ciddi bir rekabet söz konusu olduğunu ve konseyde muhafazakâr İslamcılardan laik sosyalistlere kadar birçok ideolojinin de temsil edildiğini belirtti.

"Çekişme aday listelerine yansıyacak"

Milisler geçen haftaya kadar en azından Kaddafi’nin düşman olarak görülmesinde birleşiyordu. Ancak Kaddafi'nin ölümünün ardından geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda görüşler epey ayrı. Siyasi yol haritasına göre 30 gün içinde geçici hükümet kurulacak, sekiz ay içinde ise anayasayı yapacak meclisin seçilmesi öngörülüyor. Ardından da hür seçimler yapılacak. Mainz Üniversitesi'nden Günter Meyer, Kaddafi muhalifleri ile Kaddafi yandaşları arasındaki çekişmenin ülkenin geleceği açısından belirleyici olacağını ve yeni seçimlerin aday listelerinin oluşturulmasında önemli rol oynayacağını belirtti.

Ülkedeki çıkar çekişmesi 7,5 ay boyunca Geçiş Konseyi’nin Başbakanlığını yapan Mahmud Cibril’e de yansıdı. ABD’de eğitim görmüş olan Cibril, yıllarca Kaddafi rejiminde Ulusal Ekonomik Kalkınma Kurulu Başkanı olarak görev yaptıktan sonra saf değiştirmişti. "Liberaller, Cibril’i Kaddafi’ye yakınlığı nedeniyle eleştirirken, İslamcılar da kendisini ABD’nin bir temsilcisi olarak görüyor” diyen Günter Meyer, Cibril’in ülkedeki farklı güç odakları arasındaki iktidar kavgasının ilk kurbanı olduğunu söyledi.

Cibril de, savaşın sonunda görevini terk edeceği yönündeki sözünü tutarak Kaddafi'nin öldürülmesinden üç gün sonra istifa etti ve yerine yardımcısı Ali Tarhuni geçti.

Aşiret temsilcilerinin rolü

Ülkenin geleceğinde aşiret temsilcileri de önemli aktörler olmaya aday. Kaddafi tarafından yeri geldiğinde birbirlerine karşı kullanılan yaklaşık 130 aşiret grubu mevcut. Gözlemciler, özellikle ülke ekonomisinin geleceğini güvenceye alacak petrol zenginliğinin dağılımında aşiretlerin önemli rol oynayacağı görüşünde.
 

Öte yandan Ulusal Geçiş Konseyi lideri Mustafa Abdülcelil’in ülkenin şeriat kurallarına uygun olarak yönetilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılacağını açıklaması Batı’da soru işaretleri yarattı. Ancak bu açıklamanın, Libya’nın ikinci bir Suudi Arabistan olacağı anlamına mı geldiği, yoksa hedefin ılımlı bir din devleti mi olduğunu henüz kimse bilmiyor. Tunuslu siyaset bilimci Riyad Sidavi,  bu konunun Libya’nın yeniden yapılanmasına gölge düşürebileceğini belirtti ve sebebini şöyle açıkladı:

"Geleceğin sorunları Kaddafi yandaşlarından çok radikal İslamcılardan kaynaklanacak. İslamcıların ülkenin dört bir yanında var olduğunu göz önünde bulundurmak gerek. Bu kesim devrime katıldı, ancak bir kısmı Libya’daki demokrasi için bir tehdit oluşturuyor, zira demokrasiye inanmıyorlar.”

© Deutsche Welle Türkçe

 Stefanie Duckstein/ Çeviri: Aydın Üstünel

 Editör: Murat Çelikkafa