1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Paris İklim Anlaşması neden önemli?

2 Haziran 2017

ABD Başkanı Donald Trump, sera gazı emisyonunda dünya sıralamasında ikinci sırada yer alan ülkesinin Paris İklim Anlaşması'ndan çekildiğini açıkladı. Peki bu karar dünya için ne ifade ediyor?

https://p.dw.com/p/2e1PU
Fotoğraf: Getty Images/K. Frayer

ABD Başkanı Donald Trump'ın iklim anlaşmasından çekilme kararı, küresel iklim mücadelesi için ne anlama geliyor?

Amerika Birleşik Devletleri, küresel ısınmayı tetikleyen karbondioksit üretiminde ikinci sırada yer alıyor. Bu nedenle küresel ısınmayı Amerikan sanayisinin rekabet gücünü azaltmak isteyen Çin'in "uydurması" olarak tanımlayan Trump'ın emri ile alınan karar, büyük önem taşıyor. ABD’nin Barack Obama döneminde verdiği iklim taahüdünden geri adım atması her yıl atmosfere 3 milyar ton daha fazla karbondioksitin karışması anlamına geliyor. Bir başka değişle, ABD’nin bu kararla 2020 sonuna kadar 0.1 ila 0.3'lük küresel sıcaklık artışına neden olacağı belirtiliyor. 

Paris İklim Anlaşması'nda yaklaşık 200 ülkenin imzası var. Anlaşmaya sırtını dönen ABD'yi başka ülkeler izler mi?

En büyük endişe, karbon emisyonunda ilk sırasında bulunan Çin'in de ABD'nin izinden gitmesi. Sanayisi ağırlıklı olarak kömüre dayalı olan Çin'in böyle bir karar almaması için Avrupalı ülkeler devrede. Brüksel, dünyanın en büyük ekonomilerinden Çin'in temiz enerjiye yönelmesinde işbirliği için görüşmeler yürütüyor. Çin de 2020'ye kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına 360 milyar dolar yatırım yaparak 13 milyon yeni iş yaratacağını aktarıyor.

Küresel ısınmayla mücadelede önemli bir diğer ülke ise Hindistan. 1.3 milyarlık nüfusuyla Hindistan, sera gazı salımında üçüncü sırada yer alıyor. Hindistan da enerji dönüşümü planına sadık kalacağının sinyalini veriyor. Hindistan, 2022'ye kadar elektrik üretiminin yüzde 40'ını fosil kaynaklardan üretmeye son vereceğini söylüyor.

Trump'ın reddettiği Paris iklim anlaşması ne içeriyor?

190'dan fazla ülke tarafından 2015'te onaylanan Paris İklim Anlaşması, sera gazı emisyonunu 2030'a kadar 56 milyar ton düşürmeyi hedefliyor. Bu hedefle küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutulması isteniyor.

USA Trump verkündet Ausstieg aus Pariser Klimaschutzabkommen
Fotoğraf: Reuters/K. Lamarque

Hukuki olarak bağlayıcılığı olmayan anlaşma çerçevesinde her ülkenin kendi iklim hedefleri bulunuyor. ABD'nin iklim hedefleri, 2025'e kadar ülkenin sera gazı salımını yüzde 26 ila yüzde 28 düşürmesini öngörüyor. 

Hedef neden 2 derece? Sıcaklığın 2 derece artması insanlık için ne anlama geliyor?

Uzmanlar, küresel sıcaklığın 2 derece artmasının geri dönüşü olmayan etkileri olacağı konusunda uyarıyor. Uyarıların başında buzullardaki erimenin hızlanması geliyor. Bu durumun, deniz seviyesindeki yerleşimleri su altında bırakacağı ve iklim mültecilerin ortaya çıkaracağına dikkat çekiyor. Diğer tehditlerse kavurucu sıcaklar, kuraklık, kıtlık ve şiddetli fırtına riski olarak sıralanıyor.

resel ısınmayı ne tetikliyor?

Küresel ısınma, atmosferde biriken gazların bir tabaka oluşturarak sıcaklığı arttırması sonucu ortaya çıkıyor. Sera etkisi olarak adlandırılan bu durumun oluşmasında petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanılması önemli bir rol oynuyor. Tarım için kullanılan gübreler, hayvancılık faaliyetleri de büyük oranda sera gazı emisyonuna neden oluyor. Sera gazları arasında karbondioksit, metan ve ozon yer alıyor.

İklim değişikliği tehdidi karşısında Türkiye'nin bir yol haritası ne?

Paris Anlaşması'na imza atan ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Türkiye bu imza ile sera gazı emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 21'e kadar azaltma taahhüdünde bulundu. Ancak Türkiye yeni enerji politikaları çerçevesinde yerli kömüre yöneleceğini de duyurdu. Enerji Bakanı Berat Albayrak, Şubat ayında yaptığı açıklamada Türkiye'nin yerli kömüre dayalı elektrik üretimini artırmayı hedeflediğini açıklamıştı. 2023'e kadar yerli kömür, güneş ve rüzgara dayalı toplam 15 bin megavatlık enerji santrallerinin devreye girmesi hedefleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Özge Artunç