1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Paris – Ankara hattında gerilim

Zeynep Gürcanlı / Ankara9 Ekim 2006

Fransa Meclisi, 12 Ekim’de “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasını” öngören yasa tasarısını görüşmeye hazırlanırken, Ankara da karşı atağa hazırlanıyor. Ankara, yasanın geçmesi durumunda, Fransa’ya uygulayacağı “yaptırımları” belirledi...

https://p.dw.com/p/AZfv
Fransa Meclisi, 12 Ekim'de tartışmalı yasayı görüşmeye hazırlanıyor
Fransa Meclisi, 12 Ekim'de tartışmalı yasayı görüşmeye hazırlanıyorFotoğraf: AP

Türkiye, Fransız Meclisi'nin 12 Ekim'de görüşeceği “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasını” öngören yasaya karşı, iki yönlü atak başlattı. Atağın ilk kısmı, Fransız yetkililerinin "tasarıyı engellemeleri" için ikna edilmelerini öngörüyor. İkinci kısmı ise tüm çabalara rağmen Fransız Meclisi tasarıyı kabul ederse, uygulanacak “yaptırımların” Paris’e “hatırlatılmasını” oluşturuyor.

Fransa'yı "ikna" politikası çerçevesinde, Türk Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer geçen hafta Fransız muhattabı Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a bir mektup gönderdi. Mektupta, tasarının geçmesi halinde tarihi Türk - Fransız dostluğunun "onarılması çok güç bir yara" alacağını vurguladı.

Erdoğan’ın çabaları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise hafta sonunda Türkiye’de iş yapan Danone, Peugeot gibi büyük Fransız firmaları yöneticileriyle buluşup, tasarıyı engellemek için “kulis yapmalarını” istedi. Erdoğan’ın bir başka girişimi de Fransa’da Meclis çoğunluğuna sahip partinin lideri olan Nicholas Sarkozy’yi ikna etmeye çalışmak oldu. Erdoğan, Sarkozy’nin Ankara’ya gönderdiği ve tasarının Fransa Meclisi’nde durdurulması için üç şart içeren listeyi, Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği aracılığıyla yazılı olarak yanıtladı.

Sarkozy’nin şartları, “Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan Ceza Yasası’nın 301. maddesinin kaldırılması, Türkiye - Ermenistan sınırının açılması ve soykırımı ele alacak Türk - Ermeni komisyonuna katılımın, sadece tarihçilerle sınırlı tutulmaması” idi.

Ankara’nın yanıtında ise “Türk yasalarında, ‘soykırım yapılmıştır diyenin cezalandırılmasını öngören bir yasa bulunmadığı” vurgulandı. Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınırın açılması için Karabağ sorununun çözümünü beklediğini hatırlatan Ankara, soykırımı ele alacak komisyon konusunda ise “esnek olduğunu, isterse Fransız vatandaşlarının da bu komisyonda yer alabileceklerini” Sarkozy’ye bildirdi.

Türkiye atacağı adımları belirledi

Türkiye, tasarının kabul edilmesi halinde Fransa’ya karşı atılacak adımları da daha şimdiden belirledi. Bu çerçevede, eğer yasa geçerse, ilk iş olarak Paris'teki Büyükelçi Osman Korutürk “danışmalar” için geri çekilecek. Böylece, fiilen Fransa ile diplomatik ilişki seviyesi düşürülmüş olacak. İkinci yaptırım, iki ülke arasındaki her türlü üst düzey ziyaretin dondurulması. Son yaptırım ise Fransa’nın ekonomik olarak “canının acıtılması”.

Fransa’nın en canını acıtacak konunun “Fransız mallarına boykot” olacağını hesaplayan Türkiye’deki meslek kuruluşları, daha şimdiden bu konuda çağrılara başladılar bile. Ayrıca Türkiye’nin açtığı ya da açacağı, milyarlarca Euroluk ihalelerden, Fransız şirketlerinin dışlanması da gündemde. Bu ihaleler arasında, yaklaşık 2 milyar Euro’luk nükleer santral yapımı ile 1.5 milyar euroluk helikopter alım ihalesi de bulunuyor.

Türkiye ile Fransa, benzer bir krizi 2001 yılında da yaşanmıştı. Ancak bu sefer, Fransız Meclisi’nin görüşeceği yasa, Türkiye açısından daha tehlikeli. Çünkü 2001 kararında Fransa Parlamentosu sadece “soykırımı tanımakla” yetinmişti. Ancak yasada, soykırımı inkar edenler için bir yaptırım bulunmuyordu. 12 Ekim’de ele alınacak yasa ise Fransa toprakları üzerinde “Ermeni soykırımı yapılmamıştır” diyenlerin, ceza görmesini öngörüyor. Bu da “bireysel hakların kısıtlanması” anlamına geliyor.

AİHM devreye girebilir

Türkiye’nin buna karşı politikası, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmek ve yasanın Yüksek Mahkeme tarafından iptaline çalışmak olacak. Türk parlamenterlerin, “Fransa Ermeni soykırımını tanırsa, biz de Cezayir’deki Fransız katliamlarını gündeme taşırız” tehdidi ise, Türk hükümeti tarafından benimsenmiş görünmüyor. Bunun sebebi ise Türk hükümetinde ağırlık kazanan, “eğer Türk Meclisi, Cezayir konusunda karar alırsa, Türkiye de şimdi engellemeye çalıştığı Fransa ile aynı duruma düşer” görüşü.