1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1111 Israel Palästina

11 Kasım 2009

Deutsche Welle editörü Peter Philipp, beş yıl önce hayatını kaybeden Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat'ın ölüm yıldönümünde İsrail - Filistin ilişkilerine ışık tutuyor.

https://p.dw.com/p/KTir
Fotoğraf: AP/Montage DW

Barack Obama'nın ABD Başkanı seçilmesi Filistinliler ve Arap halkları halkları arasında barış umutlarını yeşertmişti. Bölgenin acılarla dolu tarihinde bir dönem noktası yaşanabileceği ve Filistinliler kadar İsrail halkının da kaderinin değişebileceği beklentisi yaratan bizzat Obama'nın özenle seçilmiş ifadeleri oldu.

“Filistinliler umutsuzluk ve çaresizliğe mahkûm oldukları sürece İsrailliler gerçek güvenliğe kavuşamaz. İsrailliler, kendilerini güvende hissetmedikleri sürece Filistinlilerin kendilerine ait bir devlet inşa etme hayali de ertelenmeye devam edilecektir. Bu eski güvensizlik ve şüpheciliği aşma cesaretimiz var mı?”





Barış umutları yok oldu

Palästina Proteste
Fotoğraf: AP

Obama'nın selefi George Bush, 2007 yılının Kasım ayında Annapolis konferansını düzenleyerek yeni bir barış süreci için düğmeye basmıştı. Ancak dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile Filistin lideri Mahmud Abbas'ın yürüttüğü görüşmelerde somut kararlar alınamamıştı. İsrail'de Benjamin Netanyahu liderliğindeki sağ hükümetin iktidara gelmesiyle de barış umutları neredeyse yok oldu. Zira Netanyahu, barış görüşmeleri, Batı Şeria'da yerleşim birimlerinin boşaltılması ve bir Filistin devletinden söz edilmesine bile sert bir şekilde karşı çıktı.

Ancak bu hafta İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Washington'da bir toplantıda yaptığı konuşma dinleyenleri hayrete düşürdü:

“Hedefim, kısa bir zaman içersinde İsrail ile Filistinliler arasında kalıcı bir barış anlaşmasını imzalamaktır. Müzakereler için pazarlıklara başlamamızın zamanı geldi. Hadi bu yola koyulalım…”



Flash-Galerie Obama Slideshow
Fotoğraf: AP

İsrail hükümetindeki bu tavır değişikliğinin gerçek nedeni, açıktan ortaya konmasa da Netanyahu'nun yerleşim politikalarının Amerikan Yönetimi'nde yarattığı ciddi rahatsızlık. ABD yönetimi, İsrail'in yeni yerleşim birimlerinin inşaatını durdurmasını istiyor. Ayrıca Filistin tarafında da bölgede güvenliği daha da istikrarsızlaştırabilecek bir gelişme yaşandı.

Batı'nın Hamas'a karşı desteklediği Filistin lideri Mahmud Abbas bir sonraki seçimlerde aday olmayı düşünmediğini açıkladı.


Abbas şaşırttı

Abbas'ın bu açıklaması Batı'da olduğu kadar Ortadoğu ülkelerinde de bomba etkisi yarattı. Bölgede barış görüşmelerini canlandırmak üzere girişimlerde bulunan Ortadoğu Dörtlüsü'nün özel temsilcisi eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, Abbas'ın bu kararının "derin bir hayal kırıklığının sonucu" olduğu yorumunu yaptı. Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri de Abbas'ı bu kararından vazgeçirmek için harekete geçti. Zira radikal İslamcı Hamas'ın seçimleri kazanarak güçlenmesi, İsrail ile barış görüşmelerini zora sokmasının yanı sıra bölgedeki istikrarsızlığı artırabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Zaten Hamas, İsrail ile barış görüşmelerini reddediyor. İsrail'in Hamas'la olası bir müzakereye karşı tutumu da farklı değil.

Filistin'de liderlik yarışının kızışması beklenirken, bölgedeki gelişmeler ise umut verici görünmüyor. Abbas artık bu oyunu oynamak istemiyor, Hamas geri adım atmıyor, İsrail de gerçek barış arzusundan uzak taktiksel hareket etmekle yetiniyor. Obama'nın seçilmesiyle biraz da olsa umutlanan Filistin halkı ise çaresiz… Bütün bu olumsuzlukları yok etmek için mucize beklemek yerine uluslarararası alanda bölgenin kaderini değiştirecek adımlar için ortaklaşa çaba gösterilmeli…


© Deutsche Welle Türkçe


Peter Philipp / Çeviri: Değer Akal

Editör: Hülya Köylü