1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu krizinde gözler AB’ye çevrildi

Derleyen: Ahmet Günaltay18 Temmuz 2006

Uluslararası toplumun diplomatik çabaları, İsrail ve Hizbullah arasında tırmanan gerginliği engellemekte yetersiz kalıyor. ABD’nin de arabuluculuğa yanaşmaması gözlerin AB’ye çevrilmesine yol açtı. Avrupa Birliği arabuluculuk rolünü üstelenebilir mi?

https://p.dw.com/p/AZo6
Almanya Dışişleri Bakanı Steienmeier, AB'nin düşünme aşamasında olduğunu söyledi
Almanya Dışişleri Bakanı Steienmeier, AB'nin düşünme aşamasında olduğunu söylediFotoğraf: AP

Hamburg Şark Enstitüsü Başkanı Udo Steinbach, AB’nin başarıyla arabuluculuk yapabileceği inancında. Steinbach, her iki tarafın nezdinde de itibarı olan AB’nin sonuç alabileceğini söylüyor. Lübnan ile sıkı ilişkileri olan Fransa’nın İsrail’e yönelttiği eleştirilerin dozunu kaçırdığını belirten Alman araştırmacı, Almanya’nın ise İsrail’in güvenlik çıkarlarını kolladığını ve geçmişte Hizbullah ile İsrail arasındaki esir mübadelesine başarıyla arabuluculuk yaptığını hatırlattı.

Gerçekten de ABD’nin arabuluculuğa yanaşmaması gözlerin AB’ye çevrilmesine yol açtı. Şark Enstitüsü Başkanı Steinbach, Başkan Bush’un, İsrail’in sert tutumunu anlayışla karşıladığını ancak modern silahlara sahip olduğu anlaşılan Hizbullah’ın dizginlenmemesi durumunda savaşın bölgeye yayılabileceğini ve Arap alemindeki Amerikan aleyhtarlığının daha da artacağını ABD Başkanı’nın da bildiğini söyledi.

Steinmeier: Düşünme aşamasındayız

Ortadoğu’ya BM barış gücü gönderilmesiyle ilgili talepler, Almanya’da da yakından izleniyor. Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, henüz düşünce aşamasında olunduğunu ve başarı şansı yüksek bir öneri getirildiği takdirde, AB’nin üzerine düşeni yapmaktan kaçamayacağını söyledi. Steinmeier, BM Genel Sekreteri Annan’ın ortaya attığı bu formülün İsrail ve Lübnan yönetimlerinin onayıyla gerçekleşebileceğini belirtti.

Steinmeier, İkinci Alman Televizyonu ZDF’e yaptığı açıklamada, çatışmaların patlak vermesinden bu yana yoğun diplomatik temaslarda bulunduklarını, İsrail, Mısır, Lübnan ve Suriye dışişleri bakanlarıyla defalarca telefon görüşmesi yaptığını ve durum değerlendirmesinin ardından gerekli adımları atmayı düşündüklerini belirtti.

Barış gücü seçeneği

Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın barış gücü önerisiyle ilgili olarak, barış gücü üslendirilmesinin ateşkese alternatif oluşturamayacağını ve AB dışişleri bakanlarının barış gücüne katılma kararı aldıklarına dair haberlerin doğru olmadığını belirtti.

Steinmeier, AB Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi, Javier Solana’nın barış gücü konusunda Genel Sekreter’den bilgi alacağını ve barış gücünün silahların susmasına ve bölgenin istikrara kavuşmasına yardımcı olacağının anlaşılması durumunda AB’nin de barış gücüne katılmayı ret edemeyeceğini sözlerine ekledi.

Arap ülkeleri ve İran’ın tutumu

Steinmeier, ‘diplomatik çabalara Arap ülkelerinin de dahil edilmesiyle’ ilgili soruyu şöyle yanıtladı: “Bazı Arap devletleri sorunla yakından bağlantılı. Suriye dışişleri bakanıyla yaptığı telefon görüşmelerinde İsrail askerlerinin serbest bırakılması için Şam yönetiminin nüfuzunu kullanmasını istedim. Arap başkentleri de İsrail ile Filistin bölgeleri arasında yakınlaşma ümidi görüyorlar. Ama bu ümitler, radikal mihraklarca sabote edildi. Uzlaşma arayışıyla ilgili görüşleri bütün Arap devletlerinin paylaştığı da söylenemez.”

Almanya Dışişleri Bakanı, Ortadoğu’daki gerginliğin azaltılmasına İran’ın gereken desteği vermediğini ve “İran, kuruluşundan bu yana Hizbullah’a yardım etmeseydi bugüne gelinmezdi” dedi. Steinmeier sözlerini şöyle sürdürdü: “İran, Ortadoğu’nun büyük devletleri arasında yer almak istiyor. İran’ın gerginliğin azaltılmasına katkıda bulunma imkanı mevcut. Bunun için uluslararası eylem planı hazırlanması gerekmez.”