1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Organ naklinin öteki yüzü

11 Ağustos 2012

İsrail asıllı bir Amerikan vatandaşı Amerika’da organları kâr amaçlı sattığı için geçtiğimiz günlerde hapis cezasına çarptırıldı. Şimdi tıpkı Almanya’da olduğu gibi ABD’de de organ nakli skandalları gündemden düşmüyor.

https://p.dw.com/p/15o4n
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Kâr amaçlı böbrek sattığı gerekçesiyle hüküm giyen İsrail asıllı Amerikan vatandaşı Levy Rosenbaum, aslında Brooklyn'in itibarlı simalarından biriydi. 61 yaşındaki Rosenbaum Yahudi cemaatinde yardımseverliği ile tanınıyordu. Üç hafta önce Rosenbaum iki buçuk yıla mahkûm oldu. Çünkü yeni bir böbrek için sıra beklemek istemeyen Amerikalı zenginlere de yardım ediyordu. Rosenbaum donörleri İsrail'de buluyor ya da Doğu Avrupa ülkelerinden göç eden yoksul insanlardan seçiyordu.

Mount Sinai Tıp Fakültesi'nden Dr. David Samadi, Rosenbaum olayının sadece buz dağının görünen kısmı olduğunu söylüyor: "Giderek daha çok insan yeni bir böbreğe ihtiyaç duyuyor. Çünkü burada yeterli donör bulunmuyor. Bu yüzden organ bulmak için başka ülkelere gidiyorlar. Başta Hindistan, Çin ve Filipinler'e."

120-160 bin dolar alıyordu

Rosenbaum ise organını satmak isteyenlerin ABD'ye gelebilmesini sağlıyor, kuzeni olarak tanıttığı kişilere organı karşılığında 25 bin dolar para veriyordu. Oysa organı sattığı müşterilerinden 120 bin ila 160 bin dolar alıyordu. Dr. Samadi böbrek nakli yaptırmak isteyenlerin uzun süre beklememek için genellikle yurt dışına gitmeyi tercih ettiklerini söylüyor.  

Samadi, "Orada organ nakli için kurulmuş tesisler var. Bu yüzden daha fazla sıra beklemek istemeyen ABD vatandaşları ameliyat olmak için yurt dışına seyahat ediyor. Gidip ödemesini yapıyor ve yeni bir organa sahip oluyor" diyor.

Tsunami sonrası dram

Gazeteci Scott Carney yasal yollarla organ bulunamadığında yasadışı yollara başvurulduğunu belirtiyor. Scott Carney'nin geçtiğimiz yıl yayımlanan “Kırmızı Pazar” adlı kitabı, bir et pazarına dönüşen organ karaborsasının dehşet verici yanlarını yansıtıyor. Örneğin, Hindistan'da Tsunami mağdurlarının yaşadığı kampları Carney, ‘Böbrek köyü' diye isimlendiriyor. Gazeteci hayatta kalabilmek için mağdurların böbreklerini sattıklarını belirtiyor: "Tsunaminin ardından organ tacirleri kampa geldi. Birçok insanın çaresiz olduğunu gördüler ve böbreklerini satmaları karşılığında onlara hemen para vermeyi teklif ettiler. Hindistan, Filipinler ya da Çin her yerde aynı şey yaşanıyor. Satın alınan organlar zengin insanlara ulaştırılıyor. Çoğunlukla da yabancılara satılıyor.”

ABD'deki doktorlar ve organizasyonlarsa bu tür organ nakillerinden sakınılması uyarısında bulunuyor. Zira bu tür nakiller sağlık açısından riskli ve ahlakî açıdan da kuşkulu.

Organspende
Her gün 18 ABD vatandaşı organ bulamadığı için hayatını kaybediyorFotoğraf: picture-alliance/dpa

ABD eyaletleri organ bağışını arttırmak için yoğun çaba sarfediyor. Her yeni ehliyet alana, otomatik olarak tıbben yaşamı sona erdikten sonra organ bağışı yapmak isteyip istemediği soruluyor. Her gün 18 ABD vatandaşı organ bulamadığı için hayatını kaybediyor. Ve her 10 dakikada bir organ nakli bekleme listesine yeni bir isim ekleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Martin Ganslmeier / Çeviri: Deniz Eğilmez

Editör: Banu Wöltje