1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Organ bağışında vahim tablo

24 Mart 2012

Almanya'da organ bağışı eksikliği o kadar vahim boyutlarda ki kronik hastalardan veya 80 yaşındakilerden bile organ nakli yapılıyor. Her yıl organ bekleyen sadece üç kişiden birinin yüzü gülebiliyor.

https://p.dw.com/p/14Q4o
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Almanya,'da organ bağışı sorununun çözümü için önemli bir adım atıldı. Meclisteki partiler yeni bir yasa tasarısı üzerinde uzlaştı. Buna göre, 2013 yılının ortalarına kadar tüm hastalık sigortası şirketleri üyelerine bir mektup göndererek, ölümleri halinde organ bağışlamak isteyip istemediklerini sormakla yükümlü olacak. Zira Almanya'da her yıl 12 bin kişi organ bekliyor ancak bunların sadece üçte biri, bir organa kavuşabiliyor. Binlerce kişi ise sırada beklerken hayatını kaybediyor. Organ eksikliği o kadar vahim boyutlarda ki kronik hastalardan veya 80 yaşındakilerden bile organ nakli yapılıyor. Münster Üniversitesi Transplantasyon Merkezi'nden Doçent Dr. Heiner Wolters, konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Münster Üniversitesi Transplantasyon Merkezi’nden Doçent Dr. Heiner H. Wolters
Priv.-Doz. Dr. med. Heiner H. WoltersFotoğraf: Universitätsklinik Münster

Sayın Wolters, genelde hangi organların transplantasyonu yapılabiliyor?

Wolters: Genel olarak göğüs bölgesinden kalp ve akciğer, karın bölgesinden de karaciğer, böbrek, ince bağırsak ve pankreas organlarının nakli yapılıyor.

Bunların hangisinin naklinde zorluklar yaşanıyor?

Wolters: Teknik açıdan bakılırsa, organ nakli aslında bugün nispeten emniyetli bir şekilde yapılabiliyor. Ancak sorunlarla daha sonra karşılaşılıyor. Sorunlar, vücudun bu organı kabul edip etmemesinde yaşanıyor. Özellikle ince bağırsak naklinde bu durumla çok sık karşılaşılıyor. Ama karaciğer ve böbrekte daha az komplikasyon söz konusu.

Peki organ nakli yapılmadan, vücudun kabul edip etmeyeceğini tespit etmek mümkün mü?

Wolters: Bu reaksiyonları, her zaman hesaba katmak gerekiyor. Ama hayatta olan birinden bir nakil söz konusu ise, örneğin böbrek naklinde, o zaman verilecek olan böbrekte doku tipi ve antikor ölçümü yapılabilir. Bu ölçümlerde bazen böbreğin kabul edilmeme ihtimalinin çok yüksek olduğu rahatça tespit ediliyor. O zaman gerekli tedavi ile sorun kontrol altına alınabiliyor.

Acaba akrabalardan alınan organların, diğer insanlardan alınan organlara göre daha kolay kabul gördüğünü söylemek mümkün mü?

Wolters: Hayır, böyle bir genelleme yapamayız. Yani kan bağı olan kişilerden alınan organların, kan bağı olmayanlardan alınan organlara göre hastanın vücudunda daha kolay kabul gördüğünü söyleyemeyiz. Önemli noktalardan biri, alınan organ ile nakledilmesi arasında geçen süredir. Hayatta olan insanlardan alınan organların çok daha kısa bir sürede nakledilmesi gerekiyor. Ölenlerden alınan organ daha geç nakledildiği için uyum sağlamama riski de artıyor.

Bir organın ne kadar çabuk nakli yapılmalı peki?

Wolters: Bu, organdan organa değişiklik gösteriyor. Kalp veya akciğerin 4 ila 6 saat içinde, bir kişiden diğerine nakledilmesi gerekiyor. Ama karın bölgesi organları için süre daha uzun, örneğin böbrekte 24 saati bulabilir. Karaciğerde ise 10-12 saat arası.

Organspende Operation Gesichtstransplantation in den USA
Almanya'da her yıl 12 bin kişi organ bekliyor ancak bunların sadece üçte biri, bir organa kavuşabiliyor.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Kaza yerine gelen kurtarma ekipleri bu konuda ne kadar hassaslar?

Wolters: İlk yardım ekiplerinin organ bağışı ile hiçbir ilgisi yok. Çünkü Almanya’da organ bağışı prensipte sadece birinin beyin ölümü gerçekleşmiş ise mümkün. Hastanın durumu hiç iyi görünmese de normalde, beyin ölümü ancak hastanelerde tespit ediliyor. Ancak yoğun bakım ünitesinde hastanın iyileşme ihtimalinin kalmadığı kesinleşirse, organ bağışı konusu devreye giriyor. O nedenle ilk yardım ekiplerine böyle bir eğitim verilmesi de göz önünde bulundurulmuyor.

Organ bağışında bir üst yaş sınırı var mı?

Wolters: Artık yok diyebiliriz. Ama bunun nedeni biraz da çaresizlik. Bundan birkaç yıl öncesine kadar, 50 yaşına kadar olan kişilerden kalp alınabiliyordu, karaciğer ve böbrekte sınır 60 idi. Bu sınır kalktı diyebiliriz, artık yaşlılardan da organ alıyoruz, çünkü elimizdeki bağışlanmış organ sayısı çok az. Hatta durum o kadar vahim ki, bazen ölümcül tehlikeye giren hastalara, 80 yaşındaki birinden kalp veya karaciğer nakli yaptığımız oluyor.

Peki kronik hastalardan da organ almak zorunda kalıyor musunuz?

Wolters: Bu nasıl bir kronik hastalık olduğuna bağlı. Örneğin yüksek tansiyonu olan birinden alınan organ ile nakil yapmak mümkün. Ama daha önce kansere yakalanmış ama tedavi ile bunu atlatmış birinin organını kullanmak çok uç bir tedavi olur.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Tobias Oelmaier / Çeviren: Başak Demir

Editör: Ercan Coşkun