1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Opera yönetiminin kararı yanlıştı“

Jülide Mollaoğlu/DW28 Eylül 2006

Berlin’deki ünlü Alman Operası’nın Mozart’ın Idomeneo operasını, radikal İslamcı kesimden tehdit gelmesi olasılığına karşı programdan kaldırdırması sadece Almanya’da değil, Türkiye’de de tartışma yarattı. Jülide Mollaoğlu, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin eski müdürü ve baş rejisörü Yekta Kara ile konuştu.

https://p.dw.com/p/AaLU
Idomeneo operasında, Hz. Muhammed'in de aralarında bulunduğu peygamberlerin kesik başlarının gösterildiği sahne 'tehlikeli' olarak değerlendirildi.
Idomeneo operasında, Hz. Muhammed'in de aralarında bulunduğu peygamberlerin kesik başlarının gösterildiği sahne 'tehlikeli' olarak değerlendirildi.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Almanya’nın başkenti Berlin’deki Alman Operası’nın, Mozart’ın Idomeneo operasını, radikal İslamcıların olası tehditleri nedeniyle programdan kaldırmasına tepkiler sürüyor. Berlin Emniyet Müdürlüğü’nün bir raporuna dayandırılarak verilen kararı, Almanya Başbakanı Angela Merkel “hatalı“ olarak niteledi. Konu, Berlin’de Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin ev sahipliğinde yapılan İslam Zirvesi’nde de gündeme geldi. Müslümanları temsilen davet edilen katılımcılar da operanın yeniden sahnelenmesini ümit ettiklerini dile getirdi. Operanın programdan kaldırılması Türkiye’de de tepkilere yol açtı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin eski müdürü ve aynı yerde şu anda baş rejisör olarak görev yapan Yekta Kara da Alman Operası yönetiminin kararını onaylamayanlardan...

Berlin’deki Alman Operası’nın Mozart’ın Idomeneo operasını programdan kaldırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kara: Ben bunun tamamen yanlış olduğuna inanıyorum, çünkü sanatın ve sanatçının özgür olması gerekir. Hele ortada fol yok, yumurta yokken, bizim olası bir tehditten yola çıkarak bu tür kararlar almamız, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, kanımca fevkalade yanlıştır. Ne olursa olsun, önyargılı hareket etmememiz gerekir. Yani bu prodüksiyonun İslam Zirvesi’nin yapıldığı bir dönemde sahne almasının o kurum için tehdit oluşturabileceğini varsaymak, bence sanata ve sanatçıya yapılan en büyük hakarettir. Bu İslam Zirvesi niçin düzenleniyor? Bir diyalog oluşturabilmek için. Oysa bu yaklaşım, yani Idomeneo’nun sahneden uzaklaştırılması, o diyalog kurma çabasının temeline yerleştirilmiş bir bomba adeta.“

Alman Operası, sizin de belirttiğiniz gibi, doğrudan bir tehdit almadı aslında. Berlin Emniyet Müdürlüğü’nün hazırladığı rapora göre, bu karara varıldı. Sizce, Alman Operası’nın nasıl bir tutum izlemesi gerekirdi?

Kara: Ben size bizden bir örnek vermek istiyorum. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde müdürlüğüm, gene sanat yönetmenliğim döneminde birkaç kez bomba ihbarları aldık. Örneğin bir gün Atatürk Kültür Merkezi’nin büyük salonunda Sihirli Flüt oynanırken, bomba olduğu ihbarı geldi. Bunu seyircimize hiç bir şekilde yansıtmadık. Bütün seyircimizi dışarı aldık. Salon kontrol edildi, ama bu ihbarın asılsız olduğu anlaşıldı. Seyirci ikinci perdeyi izlemek üzere, tekrar salona alındı ve biz oyunumuza devam ettik. Bomba ihbarı olur, islami tehdit denir, ama buna rağmenAlman Operası yöneticilerinin soğukkanlılıklarını koruyup sükunetle hareket etmeleri, ancak gerekiyorsa güvenlik önlemlerini alıp yollarına devam etmeleri gerekirdi. Yani oyunu sahnelemeliydiler. Bir de olayın yangına körükle gitmek olabileceğini düşünüyorum.

Özellikle Danimarka’da yaşanan karikatür krizi sonrasında da, sanat ve düşünce özgürlüğü, tartışmaları gündeme gelmişti. Sizce sanatçıların ürettikleri eserlerde, sınırlar var mıdır?

Kara: Sanatın gelişebilmesi için, sanatçının kendini özgür hissetmesi gerekir. Özgür yaratı olması lazım, yoksa sanat hangi alanda olursa olsun gelişemez. Bir opera veya film rejisörü veya bir yazar, sanatsal yaratı sürecinde, eyvah, böyle yaparsam bu kesimi darıltırım, şöyle yaparsam şunlar alınır, öyle davranırsam hepsi birden bana cephe alır diye düşünürse yaratamaz, çünkü bütün bunlar onun üzerine baskı oluşturur. Baskı ortamında da sanatsal yaratı olmaz.