1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ombudsman John: NSU davası beklentileri karşılamadı

12 Temmuz 2018

Alman hükümetinin NSU mağdurlarına destek amacıyla görevlendirdiği ombudsman Barbara John, güvenlik birimlerini eleştirdi ve ırkçı cinayetleri aydınlatma çabalarının sürmesi gerektiğini söyledi.

https://p.dw.com/p/31MdE
Fotoğraf: DW/D. Akal

Alman hükümetinin, Neonazi terör hücresi NSU tarafından öldürülenlerin ailelerine ve diğer mağdurlara destek amacıyla görevlendirdiği ombudsman Barbara John, "Mahkeme kararı NSU mağdurlarının beklentilerini karşılamıyor” dedi.

NSU karar duruşmasını Münih'te izleyen John, dava sonuçlansa da NSU cinayetlerinin arka planını aydınlatma ve NSU'nun diğer destekçilerini bulma çabalarının bundan sonra da sürmesi ve kamu görevlilerinin soruşturmalarda yaptıkları hatalardan dersler çıkarılması gerektiğini vurguladı.

"Üç genç Alman, nasıl olur da bu ülkede kimin yaşayıp yaşamayacağına karar verme hakkını iddia etmeye girişir? İşte bu sorgulanmalı” diyen John, cinayetleri aydınlatmakla yükümlü olan kamu görevlilerinin, uzun yıllar boyunca, bu cinayetlerin arkasında aşırı sağcıların olabileceği ihtimalini görememesinin de "anlaşılamaz olduğunu” söyledi.

NSU davasının baş sanığı Beate Zschaepe ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
NSU davasının baş sanığı Beate Zschäpe ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.Fotoğraf: Reuters/M. Rehle

Muhbirlerin rolü

NSU ile ilgili pek çok bilginin hâlâ karanlıkta kaldığını, Münih'te açıklanan kararın ailelerin beklentilerini karşılamaya yetmediğini söyleyen John, geçmişte iç istihbarat teşkilatının bilgi almak amacıyla kullandığı aşırı sağcı muhbirlerin tartışmalı rolüne işaret etti. John, "Şunu biliyoruz: Thüringen eyaletinde iç istihbarat teşkilatının bizzat muhbiri olan Tino Brandt ismini hatırlıyorsunuzdur. Brandt iç istihbarattan büyük miktarlarda para aldı, buradan NSU örgütlenmesine de para aktardı. İşte anayasadan kaynaklanan sorumlulukları doğrultusunda bizlerin, yurttaşların güvenliğini sağlamakla yükümlü iç istihbarat teşkilatı görevini yerine getirmemiş oldu. Ayrıca mağdurların suçlu olarak görülmesine yol açmış oldu” dedi.

Irkçı seri cinayetlerin kurbanlarının yıllarca acılarıyla baş başa bırakıldığını söyleyen John, bu yaşananların asla tekrarlanmaması gerektiğini vurguladı.

John, "Şimşek ailesini düşünüyorum, 2000 yılında babaları öldürüldü. Ancak 2011 yılında suçlular ortaya çıktı. Onca yıl tek başlarına, yapayalnızdılar” ifadelerini kullandı.

Devlete sitem

Uzun yıllardır NSU mağdurlarının sorunlarıyla ilgilenen ve onlara destek olmaya çalışan ombudsman John, ailelerin cinayetlerin önlenememesinde hatası olan ve NSU'yu ortaya çıkaramayan sorumlular hakkında soruşturma açılmasını beklediklerini, ancak bunun bugüne kadar gerçekleşmediğini de hatırlattı. John, şöyle devam etti:

"Hukuk devleti olarak değerlendirdiğimiz devletimiz, cinayet çetesi ile ilgili gelişmeleri önleyemedi, engelleyemedi. Binlerce, hatta on binleri bulan kamu görevlisi, soruşturma makamları ortada bir çürük olduğunu zamanında göremedi. Ama polis, yargı ya da iç istihbaratta görevli tek bir kamu çalışanı bile, suçların cezasız kalmasına neden olma, görevi ihmal, hatta görevi ihlal nedeniyle herhangi bir disiplin soruşturmasına tabi tutulmadı. Tek bir soruşturma açılmadı.”

Emniyet birimlerinin bu ülkenin güvenliği için, burada yaşayanlar için çok önemli ve değerli olduğunu, ancak bu kurumlarda iç denetimin daha iyi sağlanması gerektiğini belirten John, bu konularda da polislerin yetiştirildiği eğitim kurumlarıyla temas hâlinde olduğunu söyledi.

Güvenlik birimleri içinde dayanışmanın büyük önem taşıdığını ancak haksızlığın gizlenmemesi gerektiğini, görevin yerine getirilmediği durumlarda dayanışma gösterilemeyeceğini söyleyen John, "İşte bunlar benim ve mağdur yakınlarının kafasındaki sorular. NSU davası sona ermiş olabilir. Ama bir Avrupa ülkesinde, bir göç ülkesinde emsali olmayan bu cinayetlerin öncesi ve sonrası aydınlatılmalı, çabalar sürmeli” diye konuştu.

NSU kararı nasıl yorumlandı

 "Dernek kurulacak

John ayrıca Almanya'nın farklı kentlerdeki ırkçı cinayetlerin sadece üç kişi tarafından organize edildiği ve işlendiği tezinin "saçma” olduğunu söylerken bu kentlerde cinayetlere yardım edenlerin gün ışığına çıkarılması için de çabaların sürmesi gerektiğinin altını çizdi. John, mağdur ailelerin endişeli olduklarını, kendilerini serbest dolaştığı düşünülen destekçilerin varlığı nedeniyle güvende hissetmediklerini de sözlerine ekledi.

Almanya'nın sekiz kentinde katledilen NSU kurbanları için anıtlar yapıldığını, bir tek Köln'de bunun henüz yapılamadığını söyleyen John, sözlerini şöyle tamamladı:

"Almanya'da terör mağdurlarının sesi olacak bir dernek kurulması gerekiyor. Fransa, İspanya ve Norveç gibi terör saldırılarının olduğu pek çok Avrupa ülkesinde bu tür dernekler var… Önümüzdeki haftalarda federal hükümetin de vermesini umduğum destek ile bu dernek faaliyete geçecek.”

Değer Akal / Münih

© Deutsche Welle Türkçe