1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Nükleer güvenlik arayışı

Ahmet Günaltay23 Mart 2012

Güney Kore’nin başkenti Seul’deki nükleer güvenlik konferansına 50’nin üzerindeki ülkenin devlet ve hükümet başkanları katılıyor.

https://p.dw.com/p/14PlD

Dünyadaki, sivil ve askerî amaçlarla kullanılmaya elverişli plütonyum miktarının 200 tonu bulduğu tahmin ediliyor. Bu kadar plütonyumla on binlerce atom bombası yapılabiliyor. Nükleer enerji santrallerinde de yüksek oranda zenginleştirilmiş 4 bin kilo uranyum kullanılıyor. Nükleer malzemenin sivil amaçlarla kullanımı bütün dünyada gerilemekle birlikte işlenmiş uranyum miktarı artıyor.

Bazı ülkelerde bu son derece tehlikeli madde yeterli ve güvenli bir şekilde korunmuyor. Onlarca ülkeye dağılmış durumundaki plütonyum ve uranyumu ele geçirmek için El Kaide gibi terör örgütlerinin girişimlerde bulunduğu biliniyor.

Hessen Barış ve Anlaşmazlık Araştırmaları Vakfı uzmanlarından Annette Schaper, tehdidin boyutlarının kavranamamış olmasından şikayetçi. Annette Schaper şöyle diyor: “Problem, her ülkenin bu tehdide farklı tepki göstermesinde yatıyor. Nükleer maddenin fizikî muhafazasıyla ilgili tedbirlere ihtiyaç var. Bu bir milli görev. Bunun dışında malzemenin hesabının tutulması, nükleer envanter çıkarılması lazım ki, en küçük sapmaların izi sürülebilsin.”

Anti-Atomkraft
Dünyadaki, sivil ve askerî amaçlarla kullanılmaya elverişli plütonyum miktarının 200 tonu bulduğu tahmin ediliyor.Fotoğraf: fotolia

Bu hayatî görevin öncülüğünü yapan ABD Başkanı Barack Obama, nükleer malzemenin tam güven altına alınmasını hükümet programının ağırlıklı konuları arasına almıştı.

IAEA sadece "nükleersizleri" denetleyebiliyor

11 Eylül 2001’deki terör saldırılarından sonra nükleer terör saldırısına uğrama endişesinin arttığı ABD, 2010 yılındaki ilk nükleer güvenlik konferansına da ev sahipliği yapmıştı. Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Enstitüsü’nden Oliver Thraenert Washington konferansında devlet ve hükümet başkanlarının nükleer kontrolleri arttırma taahhüdünde bulunduklarını hatırlatıyor. Thraenert, Başkan Obama tarafından başlatılan bu sürecin, devlet ve hükümet başkanlarının düzenli olarak bir araya gelmelerini sağlaması ve nükleer terörizm tehlikesine gösterilen dikkati daha yüksek bir düzeye taşımış olması bakımından başarıya ulaştığı, görüşünde.

Bazı ülkeler yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumu dönüştürmeye başladı. Diğer ülkeler de nükleer malzemenin dünyaya yayılmasını önleyici önlemler aldı. Son sekiz yılda nükleer enerji reaktörlerinden alınan 2 bin kilo zenginleştirilmiş uranyum yeniden ABD ve Rusya’ya gönderildi. Ukrayna, elindeki silah yapımına elverişli uranyumu Rusya’ya iade ediyor. Ancak Annette Schaper nükleer malzeme trafiğinin kesin haritasını çıkarmanın mümkün olmadığına dikkat çekiyor.

Schaper, “Nükleer madde bulunduran ülkelerin envanterini kontrol yetkisi Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda (IAEA). Ancak kurumun yetkisi nükleer silah bulundurmayan ülkelerle sınırlı. Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde kontroller gerektiği gibi yapılamıyor. Bu durumun değişmesi gerekir. Ama zirveden bu yönde bir karar çıkması beklenmemeli”, diyor.

Kuzey Kore bilmecesi

Devletler camiasının başını ağrıtan bir diğer ülke de Kuzey Kore. 2003 yılında atom silahlarının yayılmasını önleme anlaşmasından çekilen Kuzey Kore çok sayıda nükleer silah bulundurduğunu duyurmuştu. Kuzey Kore'deki nükleer maddenin yetkisiz ellere geçmesini önleyici tedbirlerin yeterli olup olmadığı kestirilemiyor.

Nordkorea Satellitenstart Ankündigung Kim Jong-Un Militärs
Zirvenin Güney Kore’nin başkenti Seul’de yapılmasının nedenlerinden biri de, uluslararası kontrol mekanizmasına ortak olması için Kuzey Kore’ye baskı yapmak.Fotoğraf: REUTERS/KCNA

Zirvenin Güney Kore’nin başkenti Seul’de yapılmasının nedenlerinden biri de, uluslararası kontrol mekanizmasına ortak olması için Kuzey Kore’ye baskı yapmak. Şubat ayında uranyum zenginleştirme moratoryumu ilan eden Kuzey Kore konferansa katılmıyor. Tıpkı, nükleer programı yüzünden Batı’yla arası açılan İran gibi.

Nükleer silah yapımına elverişli plütonyumun imhasında öncelikle Amerikan ve Rus süper güçleri önemli ilerleme kaydetti. Rusya Federasyonu, ABD ile 34 ton plütonyumun imhasını öngören bir anlaşma imzalamıştı. İmha işlemine 2018 yılında başlanacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Daniel Scheschkewitz/Ahmet Günaltay

Editör: Ercan Coşkun