1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anwältin

30 Haziran 2010

Avukat Petra Heinicke’nin iş için kullandığı araçların başında ses kayıt cihazı geliyor. Bu cihaza anlaşılması zor hukuk diliyle dikte ediyor. Cihaza kaydedilen kelimelerin arkasında ise insanların kaderi bulunuyor.

https://p.dw.com/p/MEyt

Avukat Petra Heinicke, Münih'in en mutena yerlerinden Karlsplatz’a birkaç dakika uzaklıktaki güneşli bürosunda çalışıyor. Elindeki ses kayıt cihazına, mesela şöyle bir cümle kaydediyor: ”...dosyaya ilişkin bir not olarak size ekteki özeti sunduğum, geçen hafta yaptığımız görüşmeye dönüyorum.”

İnsanın kulağına renksiz gelen bu sözler, 50 yaşındaki kumral, kısa saçlı, mavi gözlü avukata göre renkli bir hayata işaret ediyor. Zira bu sözlerin arkasında fabrika işçisinden, hemşireye, fırıncıdan, yöneticiye kadar farklı insanların kaderi saklı.

Mantık sevgisi

Avukatlar için gizlilik büyük önem taşıyor. Bu nedenle de Petra Heinicke, elindeki davalar hakkında somut bilgiler veremeyeceğini vurgulayarak, bu mesleği neden etkileyici bulduğunu açıklamayı tercih ediyor: ”Ben büfeden gazete aldığım zaman, bir gazetenin nasıl bir üretim aşamasından geçtiğini gerçekten düşünmüyorum. Ama bir gazeteciyi veya gazetenin basımında çalışan bir kişi müvekkiliniz olduğunda, o zaman dünyaya bakışınız yeni bir boyut kazanıyor.”

Gesichter Deutschlands Flash-Galerie PeHe6
Fotoğraf: gerry-schlaeger.de, München

Petra Heinicke, daha liseye giderken mantığa olan ilgisini keşfediyor ve hukuk okumaya karar veriyor. Heinicke, ”bir durumu analiz etmek, bana çok zevk veren işlerden biri” diyor. Bir tesadüf sonucu işvereninin turizm hukuku alanında uzman olması, Heinicke’nin de bu alanda uzmanlaşmasına vesile olmuş. Heinicke, 20 yılı aşkın süredir turizm acentalarının davalarına bakıyor, genel işlem şartlarını hazırlıyor ve turizm kataloglarının metinlerini denetliyor.

Kalbi yumuşak avukat

Petra Heinicke, turizmin yanı sıra iş hukuku alanında da çalışıyor. Bu alandaki en büyük zorluğu şu sözlerle anlatıyor: ”Her kişiye göre kendini yeniden ayarlamak ve ‘evet, bu benim yıl içinde baktığım 50. işten çıkarılma davası’ dememek; onun yerine ‘bu insan hayatında ilk kez işten çıkarıldı’ demek gerekiyor.”

Petra Heinicke, bir kişi işten çıkarıldığı zaman ne hissettiğini, kendi deneyimlerinden biliyor. Heinicke de bir kere işini kaybetmiş. Daha sonra kendine yeni bir yön çizerek, bir meslektaşı ile birlikte kendi avukatlık bürosunu açmış. Şimdi kendi işinin patronu ve ona değer veren elemanlarıyla birlikte çalışıyor. Yanında çalışan genç bir avukat, Heinecke’nin çok sıcak, çalışkan ama sert bir kadın olduğunu söylüyor. Sekreteri de, Heinecke’nin işinin uzmanı olduğunu, arkadaşça davrandığını; sert, ama adil olduğunu belirtiyor.

Gesichter Deutschlands Flash-Galerie PeHe7
Fotoğraf: DW

Kitaplar, Bach ve kehribar

Petra Heinicke’nin ekibinin yeni bir üyesi var. Heinicke, büroya geldiğinde ona ”Merhaba, Oskar!” diye sesleniyor. Oskar, çalışanlardan birinin yanında getirdiği, kahverengi tüylü, melez bir köpek. Petra Heinicke köpekleri çok sevmesine rağmen, evde beslemiyor. Hayatı çok düzensiz olduğu için, köpeğe bakamayacağını düşünüyor. 50 yaşındaki Heinicke, bir avukat olarak çalışma saatlerinin planlı olmadığını, işinin yanı sıra gönüllü olarak da çalıştığını belirtiyor.

Avukat Heinicke, eşinden boşanmış, çocuğu yok ve tek başına üç odalı bir evde oturuyor. Evde, Heinicke’nin en büyük tutkularından biri dikkati çekiyor: Oturma odası kehribar renkli cam eşyalarla dolu. ”Bunları almadan edemiyorum” diyor.

Eve geldiğinde günün stresini atmak için çay içip, müzik dinliyor. Bu aralar Bach’ın konçertolarını ve Latin caz müziğini severek dinliyor. Petra Heinicke dinlenmek için hangi tür olursa olsun kitap okuyor; polisiye, klasik veya biyografi fark etmiyor.

Heinicke'nin kitaplığında, adaletin simgesinin bir tanrıça olduğuna işaret eden ve bu simgenin tarihini anlatan ”Themis bir kadın” adlı kitap göze çarpıyor.

Soru: Sizin de oturma odanızda koleksiyonunuz var mı?


© Deutsche Welle Türkçe


Roman Goncharenko/ Çeviri: Jülide Danışman

Editör: Ahmet Günaltay