1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

MM: İki taraftan maceraperestler ateşle oynuyor

1 Ağustos 2019

Hürmüz Boğazı’nda yaşanan tanker krizinde Almanya’nın tutumu ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması Alman basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/3N7PG
ARŞİV
ARŞİVFotoğraf: Reuters/U.S. Navy/D. Swanbeck

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ülkesinin ABD’nin Hürmüz Boğazı’nda planladığı bir deniz misyonuna katılmayacağını açıkladı. Mannheimer Morgen Almanya’nın verdiği olumsuz yanıtı şu sözlerle değerlendiriyor:

"Hürmüz Boğazı’nda ABD’nin öncülüğünde bir Amerikan-İngiliz donanma misyonuna Berlin’in verdiği ret yanıtı, 2003 yılında Gerhard Schröder hükümetinin Irak savaşına katılmama kararı kadar haklı. ABD Başkanı Trump mevcut krize nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilerek sebep oldu. İstiyor ki Tahran diz çöküp yeni müzakereler için yalvarsın. Ancak mollalar bunu yapmayacak. Tam tersine. Trump yaklaşımıyla İran rejimindeki sertlik yanlılarını güçlendiriyor. […] Her iki taraftan da maceraperestler ateşle oynuyor. Berlin’in bu oyuna katılmaması gerek."

Mitteldeutsche Zeitung da İran krizini 2003 yılındaki Irak kriziyle karşılaştıran bir yoruma yer veriyor:

"2019 yılının İran krizi de 2003 yılının Irak krizi gibi boğucu. Bugün de o zaman olduğu gibi Avrupa ve Atlantik İttifakı derinden parçalanmış durumda. Batı dünyası yaşadığı krizlerden hiç mi bir şey öğrenmeyecek? Atlantik’in bir yakasında yine bir ABD Başkanı tüm uluslararası anlaşmaları küçümseyerek hareket ediyor. Diğer yakada ise zekice konuşmalar yapan ve gerilimin tırmanması konusunda uyarılarda bulunan bir dizi Avrupalı siyasetçi görülüyor, ancak ortak bir dünya politikasının oluşturulması için çaba göstermiyorlar. Irak vakasında olduğu gibi bundan savaşları etkin bir biçimde engelleyebilecek bir siyaset çıkmaz."

Stuttgarter Zeitung’da yer alan yorumda İngiltere’nin tanker krizinde ABD ile birlikte hareket etmesinin Avrupa’nın diplomatik çözüm çabalarını zayıflattığı ifade ediliyor:

"Büyük Britanya ABD katılımıyla bir misyonu tercih ettiği için, Avrupa’nın çatışmaya diplomatik bir çözüm bulma çabası zarara uğruyor. Avrupalılar daima Büyük Britanya’yı Avrupa Birliği’nden çıktıktan sonra da yakın bir partner olarak tutmak istediklerini vurguladılar. Ancak İran krizindeki bu hızlı dönüş, Başbakan Boris Johnson ile bunun mümkün olup olmadığı şüphesini doğuruyor."

Hamburg’da yayımlanan Die Zeit gazetesinde Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılış sürecine ilişkin bir yorum yer alıyor. Yorum şöyle:

"İngiltere Başbakanı Boris Johnson bir keresinde Avrupa Birliği ‘avucunu yalasın’ demişti. Şeytana uyup ‘sen yala’ demek işten bile değil. Avrupa Birliği bürokratlarının gücü ise başka bir yerde yatıyor: Ellerindeki aygıtın siyasi çatışmaları resmi süreçler sonucunda barışa kavuşturabilmesinde ve düzenlemelerin kişisel çatışmaların sarhoşluğuna mahal vermemesinde. Avrupa Birliği müzakerecileri bu güçten vazgeçmemeli ve ayrılık için önceden uzlaşılmış bir sözleşme olduğuna işaret etmeliler. Avrupa Birliği’ni kendi siyasi egoizmi için kötüye kullanan Boris Johnson’un ise Britanyalılara hesap vermesi gerek. Nihayetinde kendi birliklerini Johnson’ın dik kafalılığına feda etmek isteyip istemediklerine onlar karar verecek"

dpa / EC, BW

©Deutsche Welle Türkçe