1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mesleğinden vazgeçmek zorunda kalmak

31 Temmuz 2017

En çok gazetecinin hapiste olduğu ülke Türkiye. Türkiye'de çok sayıda gazeteci de mesleğini bırakmak ve başka alanlarda çalışmak zorunda kalıyor. Taylan Kesanbilici gibi.

https://p.dw.com/p/2hQrI
Fotoğraf: DW

Taylan Kesanbilici, henüz 27  yaşında. Henüz, çünkü daha bu yaşında bunca hayal ve emekle ulaştığı mesleğini bir daha “profesyonel” olarak yapamayacağı kaygısı içinde. “Profesyonel”den kastı, ekmeğini bu işten kazanmak. Yoksa, bir yandan ekmeğinin peşinde, diğer yandan mesleğini yapmaya devam ediyor.

“Hayal kırıklığı”nı gizlemiyor. “En büyük sebebi, sektörde çalışanların kendi iç örgütlülüğünü sağlayamamış olması. Dayanışma yerine, kendi teknesiyle yürümek istemeleri” diyor. Üniversite öğrencisiyken başlamış işini yapmaya. Ablalarını, abilerini sendikada örgütlemeye çalışırken, işten atılmış.

“Genç bir gazeteciyken, meslekten uzak kaldım” diye devam ediyor. Beyoğlu’nda bir bar işletiyor, iki ortağıyla birlikte. Ortaklarından biri, 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL)’in kanun hükmünde kararnamelerinden (KHK) biriyle yalnızca işinden değil, mesleğinden ihraç edilmiş genç bir akademisyen.

Böyle, 5 bin 600'den fazla akademisyen var. Bir muhalefet milletvekilinin sözleriyle, İzmir’deki akşam gezmeleriyle ünlü Kordon sahil semtinde balon satan bir profesör var. Tıp ya da hukuk profesörü olduğu halde, doktorluk ya da avukatlık yapamayan pek çok kişi gibi.

Mesleğini yapamadığı için ilgisiz alanlarda çalışanlar gruplarından biri de gazeteciler. Kuşkusuz, OHAL öncesinden daha zor durumdalar. İnşaattan tarıma, eğlence sektöründen halkla ilişkiler ya da danışmanlığa, pek çok farklı alanda çalışan çok gazeteci var.

Türkei Taylan Kesanbilici
Taylan Kesanbilici Fotoğraf: DW

Mesleklerini yapabiliyorlar mı?

Bu gazeteciler, mesleğe dönebilecekler mi? Taylan Kesanbilici, soruyla cevap veriyor: "Türkiye'deki gazeteciler bugünkü koşullarda gazetecilik yapabiliyor mu? Pek emin değilim. Ağır bir baskı ortamı var. Orada olsam, kendimi çok baskı altında hissederdim. Gazeteciliğe yaklaşım ve yapma biçiminin bu kadar değiştiği bir dönemde, şansımız yok.”

Gazetecilik mesleği, Türkiye’deki en zor dönemlerinden birini yaşıyor. 15 Temmuz darbe girişimi, bu zorluğu doruğuna taşıdı. Uluslararası gazetecilik örgütlerine göre Türkiye, “dünyanın en büyük gazeteci cezaevi”. Sol görüşlü, bağımsız Cumhuriyet gazetesinin geçen haftaki ilk duruşmasında tutuklu yedi kişi tahliye edildi ama, halen 150 civarında gazeteci hapiste.

Genç gazeteci Taylan Kesanbilici’ye göre, “Cumhuriyet davası, gazetecilik onurunun korunması için bir sınav”. Şöyle diyor: “Burada içeri alınan, tutsak edilen gazetecilerle, ne kadar dayanışabildiğimiz, bu adaletsizliği teşhir edebildiğimiz, çok önemli. Bunu hakikaten bütün cesaretimizle yapamayacak olursak, bu meslek elindeki onurunu da kaybeder.”

Birinci yılını henüz iki hafta önce tamamlayan OHAL sürecinde, 160 civarında yayın organı KHK’larla kapatıldı. Kapatmalar, işsizlik oranının Türkiye'de belki de en yüksek olduğu bu sektörde, binlerce gazetecinin daha işini kaybetmesine yol açtı.

Gazeteci Kesanbilici, mesleği sürdürebilenleri çok takdir ettiğini söylüyor: “Ben zorunlu olarak bıraktım. Nedeni, ekonomik. İş bulmakta zorlandım. Herkesin, iyi muhabir ve editöre ihtiyacı var. Ama, ya telif ücreti ilişkisi üzerine, yani düzenli gelir alanı olamayacak şekilde ya da hayatınızı idame ettiremeyeceğiniz kadar düşük ücretle iş olanağı var. İşsizlik çok, istihdam az.”

Aylık dergi çıkarıyor

Tüm bu olumsuz ve zorlu koşullara karşın, gazetecilik mesleğini yapmak için direnmekten yana Kesanbilici. Böyle de yapıyor. Aylık bir dergi yayınlıyorlar, kendisi yazı işleri müdürü. Şöyle tarif ediyor: "Bir grup insanla birlikte, kendi cebimizdeki 3-5 kuruşla ve ufak-tefek satış gelirleriyle sürdürmeye çalışıyoruz. Herkes gönüllülük esasıyla çalışıyor.”

"Çok bağlı bir halimiz var bu dergiye” diyor, sonraki hedefleri için şunları söylüyor: “Şu anda barcılık yapıyorum, yarın başka bir şey yapıyor da olabilirim. İktisadi olarak gazetecilik dışında bir alandan kendimi finanse edip, hakikaten de kimsenin beş kuruşuna tabi kalmadan, kimseye eyvallah çekip boyun eğmeden, şu anda yaptığımız gibi, benzeri yayınları sürdürebilmeyi isterim. Bağımsız bir finans, hiçbir yere bağlı değil. Dolayısıyla sözünüzü söyleyebilirsiniz.”

Genç gazeteci Kesanbilici'nin kendi ifadesiyle, "hem bir derdi var, hem de bunu sürdürmek dileği”. Böylece editöryal bağımsızlığa da ulaşılabileceği görüşünde:

"Anlatmak istedikleriniz, tamamen sizin yan yana geldiğiniz, arkadaşlarla tartıştığınız editöryal kaygılardır. Yani, hakikaten meslek tartışırsınız orada. Mesleki olarak ne yapmanız gerektiğini tartışırsınız. Tutup da başka bir şeyin kaygısını duymazsınız. Örneğin, bulunduğunuz gazetenin patronu hangi siyasi fikre yakınmış, bu yüzden hangi belediye hakkında haber yaparmışsınız da, hangisine dair yapamazmışsınız, hangi siyasetçi için söz söylermişsiniz de söyleyemezmişsiniz gibi tartışmaların olmadığı editöryal kaygılar.”

© Deutsche Welle Türkçe