1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Merkel zor bir denge tutturdu"

23 Mayıs 2016

Alman basını, Erdoğan-Merkel görüşmesi, Müslümanlar Merkez Konseyi'nin sağ popülist Almanya için Alternatif ile yaptığı diyalog girişimi ve Avusturya'daki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/1ItGv
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Hoppe

Stuttgarter Zeitung, BM İnsani Yardım Zirvesi kapsamında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmeyi yorumluyor:

"Merkel, İstanbul'da eleştiri ve işbirliği konusunda zor bir denge tutturdu. Avrupa ve Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasının devam etmesi konusundaki arzusunu, Erdoğan'a vize muafiyeti konusunda tenzilat yapmaksızın dile getirdi. Demokrasi, özgürlükler konusundaki haklar ve Kürtlere karşı uzlaştırıcı bir yaklaşım içinde olunması gerektiğini, Erdoğan'ı kamuoyu önünde çok sert bir açıklama ile provoke etmeksizin dile getirdi. Alçak sesle konuştu, ama dalkavukluk yapmadı. Peki Türkiye Cumhurbaşkanı'na Merkel'in dile getirdiği tez ve çağrılar erişir mi? Erdoğan her ne olursa olsun dışarıya karşı uzlaşmaya açık olmadığını gösterdi. Kürtleri dışlamanın ve onlara eziyet etmenin doğru olduğunu düşünüyor. Ülke içinde kendisini eleştirenleri de susturmaya devam etmek istiyor. Ankara'da tek adam iktidarı için yorulmaksızın çabalıyor. İktidar onu kendi halkı ve Avrupa'nın tamamına zarar vermek pahasına olsa bile çok heyecanlandırıyor."

Düsseldorf'da yayımlanan Handelsblatt, İstanbul'da yapılan BM İnsani Yardım Zirvesi'ni değerlendiriyor:

"İstanbul'daki buluşma, küresel insani felaketler konusunda birşey değiştirmeyecek. İstanbul Zirvesi'nin çatışmaları ortadan kaldırması ya da sona erdirmesi beklenmemeli. Zirvenin davetli listesi zaten bunun aksini söylüyor. Afrika'daki savaş lordları, Suriye'deki Esad rejimi ya da IŞİD gibi terör örgütleri insani yardımlar için belirlenen gündemin kendilerine kılavuzluk etmesine izin vermez. Zirve milyonlarca euroyu yutacağı gibi sadece ucuz sözler üretiyor. BM, İstanbul'da bu merasimi yapmamalıydı. Para doğrudan kurban yardımlarına akmalı."

Mainz'da yayımlanan Allgemeine Zeitung, Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi'nin daveti üzerine kuruluşun, sağ popülist Almanya için Alternatif'le (AfD) yaptığı görüşmenin söz düellosuyla sona ermesini yorumluyor:

"İslam Almanya'ya ait değil.' Ülkede üç, dört milyon Müslüman'ın yaşaması nedeniyle bu cümle ya aptalca ya da bir provakasyon olarak dile getiriliyor. AfD yönetimi aptal değil. Sağcı partinin davranışı -haklı olarak- aşırı eleştiriye neden olsa da Müslümanlar Merkez Konseyi ile arasındaki söz düellosu ona başarı getirecektir: AfD bununla partiye destek verenlere hizmet etmiş oldu ve ta en tepeden, bir tarafta AfD'nin, diğer tarafta ise İslam'ın bulunduğu bir ortamda kutuplaşmaya yol açtı."

Hessiche Niedersächsische Allgemeine ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Diyalog ve tartışma, demokrasinin en temel şartları. Bu nedenle iki taraf da (AfD ve Müslümanlar Merkez Konseyi) günün birinde yeniden aynı masaya oturmak zorunda kalacak. Bu olana dek Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi, AfD'yi Nazi dönemi ile kıyaslamasının ölçülü olup olmadığına kafa yormalı. AfD ise anayasayı sadece konuşmalarında kullanmak yerine, açıp içine bakmalı. İslam'ın anayasa ile bağdaşmadığı, anayasada yazılı değil. Anayasada din özgürlüğü konusunda çok sayıda ifade var. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi ile AfD arasındaki yarıda kesilen görüşmeyi taraflar bir düşünme arası olarak kullanmalı, düşünmeye ara vermek için değil."

Alman basını Avusturya'da ikinci turu yapılan cumhurbaşkanlıığı seçimini aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) tarafından desteklenen Norbert Hofer'in değil, Yeşiller'in adayı Aleksander Van der Bellen'in kazanmasını irdeliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

"Avusturya'nın yarısı, Berlin'de hükümet çevrelerinin büyük bölümü ve Brüksel'deki politikacıların çoğu büyük olasılıkla derin bir nefes aldı. FPÖ'nun adayı Hofer cumhurbaşkanı olamadı. Hofer, Avusturya Halk Partisi ve Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'nin adaylarını küme düşürdükten sonra, Hofer karşıtlarının deteklediği Van Der Bellen'e karşı kaybetti. Ki Hofer bütün Avusturya'yı mobilize etmeseydi, Van der Bellen bu seçimi kazanma şansını elde edemezdi. Hofer, Avusturya'nın yarısını kendisi, diğer yarısını ise kendisine karşı harekete geçirdi. Yeşiller'in eski Genel Başkanı Van der Bellen şimdi bütün Avusturya'nın Cumhurbaşkanı olmaya çabalayacak. Ancak onun destekçilerini sadece tek bir şey birleştiriyor: Hofer'i engellemek."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu