Merkel, imtiyazlı ortaklık önerisini yineledi
22 Mart 2010
Başbakan Angela Merkel’ın Paskalya tatili öncesinde Türkiye’ye yapacağı resmi ziyaret, AB’nin özellikle finans konularında krizli bir dönemine denk geliyor. Böyle bir dönemde Merkel acaba AB’ni Türkiye’ye üyelik perspektifi sunabilecek durumda ve güçte görüyor mu? Başbakan Merkel Yunanistan’ın içinde bulunduğu mali krizin AB’ne yansımalarının biraz abartıldığını ima ediyor ve Türkiye’nin üyelik perspektifinin bu konuya bağlı olmadığının altını şu sözlerle çiziyor:
“Bu konunun birbiriyle bir ilgisi yok. Türkiye’nin AB üyeliği perspektifi de -bence-, Yunanistan’ın şu sıralar yüksek düzeydeki borçlanması ile ilişkilendirilemez. Yani, Türkiye’nin sıkı bir biçimde AB’ne bağlanması hedefinden çok, ben daha ziyade Türkiye’ye imtiyazlı ortaklık tanınmasından yanayım. Bu, ekonomik krizden önce de böyleydi, ekonomik kriz sonrasında da değişmedi.”
Almanya Başbakanı Merkel, bu ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerin iyi olmadığı anlamına gelmediğini, aksine Türkiye ile yoğun ilişkiler yürüttüklerini söyledi ve bu çerçevede Türkiye’ye yapacağı resmi ziyaretin amacını şöyle özetledi:
“Ziyaretim, Türkiye ile gerçekten iyi olmasını istediğimiz ilişkilere yöneliktir. Ülkemizde çok sayıda Türk kökenli göçmen yaşamaktadır. Biz bunların topluma uyumunu sağlamak istiyoruz, ama aynı zamanda Türkiye ile çok çok yoğun ekonomik ve kültürel ilişkiler istiyoruz. İstanbul, aynı Essen kenti gibi Avrupa Kültür başkentidir; bu nedenle bizi birbirimize bağlayan çok şey var. İşte bu bağlantılar, ziyaretimin önceliğini oluşturuyor.”
Erdoğan'ın son açıklamaları
Almanya Başbakanı Merkel’a, Türk meslektaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre önce Türkiye’de kaçak yaşayan ve çalışan 100 bin Ermeni’yi ülkelerine gönderme tehdidinde bulunduğu anımsatılıyor. Ayrıca, Erdoğan’ın Almanya’daki Türk kökenli politikacılara çağrı yaparak, başka ülkelerde Türkiye’nin çıkarlarını savunmalarını istediği, Türk olmayan topluluklara dâhil olmamalarını söylediği hatırlatılıyor. Bu konuda da Merkel şunları söylüyor:
“Şu anda üçüncü, hatta dördüncü nesilden olan ve Almanya’da yaşayan Türk kökenli vatandaşlarımızın Almanya’nın çıkarlarını temsil edemeyeceklerine ben inanmıyorum. Ve ben genç göçmen Türklere hep, ‘bu ülkedeki Alman kökenlilerin olduğu gibi, sizlerin de Başbakanıyım' diye hitap ediyorum.”
Uyum konusunda diyalog
Başbakan Merkel topluma uyum kavramından ne anladığını ve bu konuda yetkililerle diyaloğu olup olmadığını da şu sözlerle açıklığa kavuşturuyor:
“Uyum, ya da entegrasyon kavramından anladığım şey, elbette ki insanın memleketini unutmamasıdır; ama öte yandan da yaşadığı ülkenin toplumuna yavaş yavaş ayak uydurmasıdır. Ve ben bu konuda düzenli olarak Başbakan Recep Erdoğan ile konuşuyorum; bu defa da yine konuşacağız… Tabii ki her zaman doğru yönü bulmak için gösterilen bir gayrettir bu yapılan. Ama ben ülkemizde uzun yıllardır yaşayanlara, onları benimsediğimizi ve onları kuşkusuz ülkemizin bir parçası olarak gördüğümüzü söylüyorum.”
Stephan Detjen / Deutschlandfunk Radyosu
Çeviren: Çelik Akpınar
Editör: Ahmet Günaltay