1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Madenci bakteriler

1 Ocak 2013

Çevreci üretim artık her alanda öne çıkıyor. Artık yoğun enerji tüketen, atmosfere yüksek oranda kükürtdioksit karışmasına neden olan yüksek fırınlardaki metal üretimi yerine biyomadencilik gündemde.

https://p.dw.com/p/17BtI
Fotoğraf: dapd

Sanayinin altından bakıra, nikelden çinkoya her türlü metale ilgisi artıyor. Tırmanan fiyatlar, bu metallerin kazanımında farklı yöntemlerin gelişmesini gündeme getiriyor.

Dr. Axel Schippers, Almanya’nın Hannover kentindeki Federal Jeoloji Bilimleri ve Hammaddeler Dairesi’nde görev yapıyor. Schippers farklı amaçlarla kullanılabilecek bakterileri sınıflandırıyor.

Deutschlandradio’ya konuşan Schippers, sayıları 1500’ü bulan bakterileri sıfırın altında 140 derecede saklıyor. Sözkonusu bakteriler arasında cevherden metalin ayrışmasını sağlayan tipte bakteriler de var. Schippers, „Bunların arasında demir oksidasyonu sağlayan, belli metalleri çözelti haline getiren biyomadencilik açısından önem taşıyan bakteriler de bulunuyor“ diyor.



Cevherden beslenip çoğalıyorlar

Uzmanlar, bakterilerden yararlanarak cevherinden metali ayrıştırma işlemine biyomadencilik adını veriyor. Metal cevheri ilk aşamada öğütülüyor. Ardından bu toza asidik çözelti ekleniyor. Daha sonra karışıma metali ayrıştırma kabiliyetine sahip bakteriler ekleniyor. Gerekli ısı ve diğer çevre koşullarının sağlanmasıyla karışımdaki bakteriler hızla çoğalıyor. Cevherden beslenip çoğalırken metal de ayrıştırılıyor. Bütün bu işlemlerin ardından geriye kalan sıvıya elektroliz yöntemi uygulanıyor; metal, bilinen saf ve katı haline dönüştürülüyor.

Metal aslında yaygın olarak yüksek fırınlarda, cevherin eritilmesiyle üretiliyor. Ancak bu yöntemde hem enerji tüketimi fazla hem de atmosfere yüksek oranda kükürtdioksit karışmasına neden oluyor. Buna karşılık biyomadencilik, daha düşük maliyetli ve nisbeten daha çevreci bir üretim yöntemi olarak öne çıkıyor.



Uzman Dr. Axel Schippers, biyologların son dönemde biyomadencilik alanında kullanılabilecek yeni bakteriler bulduğunu söylüyor. Schippers, „Bundan 30 yıl kadar önce biyomadencilikte kullanılan bakteri sayısı 10 civarındaydı. Bu rakam bugün 30’a ulaştı. Bu rakamın da uygulama alanı genişledikçe daha da artmasını bekliyorum. Belli minerallerin üretiminde bu tür bakterilerden yararlanılabilir“ diye konuşuyor.

Biyomadencilikten özellikle altın ve bakır üretiminde yararlanılıyor. Güney Amerika, Afrika ve Avustralya bu alanda başı çekiyor. Finlandiya’da Talvivaara şirketi geliştirdiği yeni biyomadencilik teknolojisiyle nikel, kobalt ve çinko üretiyor. Yeni teknoloji, şirketi kısa zamanda Avrupa’nın en büyük nikel üreticisi haline getirdi.



Mucize bakteri olur mu?

Alman uzman Schippers, her maden ve cevherin kendi özgül niteliklerine sahip olduğunu, başarı için cevhere uygun bakterilerin geliştirilmesinin şart olduğunu belirtiyor. Schippers şu değerlendirmede bulunuyor: „Biyomadencilikte Almanya’da henüz istediğimiz noktada değil. Laboratuvar ortamında yapılmış bir dizi çalışma var. Ama bunları daha geniş boyutlarda ve saha ortamında ekonomik olup olmadıklarını sınama imkanından yoksunuz.“

Dr. Axel Schippers, biyomadenciliğin yalnızca madenlerde değil, elektronik hurdadan sanayi artıklarına geniş bir alanda geri kazanımda kullanılabileceğini belirtiyor ve bir uyarıda bulunuyor. Schippers, „Kimse her metali ayrıştırabilen mucize bakteri beklemesin. Bu çok fazla gayret ve teknolojik geliştirme ister“ diyor.


© Deutsche Welle Türkçe

DW/DLF/NH/AG

Enerji üreten gökdelenler

Apartmanda tarım

2012'nin en yeşil kenti