Kyoto Protokolü'nde uzlaşma arayışı

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in davetiyle dün akşam verilen bir akşam yemeğiyle G-8 Zirvesi açıldı. Açılışta bir konuşma yapan İngiltere Başbakanı Tony Blair, “İnsan doğru bildiğinde ısrarlı olmalı“ şeklinde konuştu ve zirve için koyduğu hedeflere herşeye rağmen ulaşmaya çalışacağını vurguladı.

Blair’i bu sözleri sarfetmeye iten, daha toplantı başlamadan ABD Başkanı George Bush’un, gündeminde olan Kyoto Protokolü hakkında söyledikleriydi. İklim korumasını amaçlayan Kyoto Protokolü’nün başarısızlığa uğradığını ileri süren Bush, bu konudaki tartışmayı daha da alevlendirdi. G-8 ülkeleri arasında sera gazlarının azaltılmasını hedefleyen protokolü onaylamayan tek ülke olan ABD‘nin Başkanı, “Kyoto, Amerika Birleşik Devletleri’nde işe yaramadı. Aslına bakılırsa tüm dünyada da işe yaramadı“ diye konuştu.

Tüm bölgesel dengesizliklerine rağmen dünya ekonomisi zirvede pek önemli bir rol oynamayacak. Buna karşılık, yüksek petrol fiyatları ve mali piyasalarda patlamasından korkulan fırtınalar gündeme gelecek. Alman Başbakanı Gerhard Schröder’in bu bağlanmada Hedge fonlarının yarattığı belirsizlikleri dile getirmesi bekleniyor. Schröder, bu alanda saydamlık, yasal uyum ve bu fonların izlenmesi ve denetlenmesi için araçlar oluşturulmasını talep edecek.

Afrika’ya yardım

Bu arada, G-8 ülkeleri maliye bakanlarının daha önce kararlaştırdığı Afrika ülkelerinin borçlarının silinmesi konusunda uzlaşmaya varılması bekleniyor. Liderler tarafından da borçların silinmesinin teyid edilmesi ve bunun ilan edilmesi söz konusu. Bu borç affından 18 ülke yararlanacak. Bunların 14‘ü Sahra Çölü’nün güneyinde yer alan Afrika ülkeleri.

Nitekim Afrika, zirvenin ana konularından biri. İngiltere Başbakanı Tony Blair’in, bu kıtaya yapılan kalkınma yardımını ikiye katlayarak 50 milyar dolara çıkarma önerisinin kabul görmesi beklenmiyor. Çünkü uzmanlar, bu ülkelerin bu tür yardımları anlamlı yatırımlara dönüştüremediği kanısında.

G-8 protestoları

Bu arada, G-8 Zirvesi’ni protesto amacıyla düzenlenen gösterilerden bugüne kadar izinli olan tek yürüyüş de İskoçya polisi tarafından yasaklandı. Polis, bu kararına gerekçe olarak çatışmaların beklenmeyen şiddetini ve bölgeye çok fazla anarşistin gelmiş olmasını gösterdi. Buna rağmen yaklaşık 5 bin kişinin katılımıyla gösteri yürüyüşü gerçekleşti. Görgü tanıkları, yürüyüşte olay çıkmadığını bildirdi.

Globalleşme karşıtı gösterilerin düzenleyicilerinden Attac örgütü üyesi Hugo Braun, iki gündür meydana gelen sert sokak çatışmalarından polisi sorumlu tuttu. Braun, “Şiddetli çatışmalarda hep iki taraf olur. Ben gözlerimle gördüm. Dans eden, şarkı söyleyen, müzik çalan bir grup genci polisin nasıl çembere aldığını gördüm. Bu tür önlemler alındığında sonucun hep şiddet olduğunu polisin akademide öğrenmiş olması gerekir. Hergün 35 bin çocuk açlık ve önlenebilir hastalıklardan ölüyor. Ben de beş çocuk babasıyım. Kırılan bir cam için gözyaşı dökmeyeceğim“ diye konuştu.