1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kursk faciasının onuncu yılı

12 Ağustos 2010

10 yıl önce, deniz altında bir kaza meydana geldiği söylentilerine o sırada Karadeniz sahilinde tatil yapmakta olan, Rusya’nın çiçeği burnunda devlet başkanı Putin kısa ve öz bir yanıt vermişti: “Denizaltı battı.”

https://p.dw.com/p/OmYH
Fotoğraf: AP

'Barent Denizi’nde acil durum. Lakin gerekli önlemlerin alınması için gereken her şey yapılıyor.'

14 Ağustos'ta 2000 tarihinde Rus medyası bu kısa haberi geçmişti.

Bu haberden iki gün önce, 12 Ağustosta Rus deniz kuvvetlerinin en modern denizaltısı olan Kursk batmıştı. Sismologlar denizin altında patlama saptamış, batılı uzmanlar da hemen Kursk’un battığına kanaat getirmişlerdi. Nükleer denizaltının başına bir şey mi geldiği sorusuna, o sırada Karadeniz sahilinde tatil yapmakta olan, Rusya’nın çiçeği burnunda devlet başkanı Vladimir Putin kısa ve öz bir yanıt vermişti: “Denizaltı battı.”

Kibir, inkar, yanıltma

Putin böylelikle görev süresinin en vahim hatasını yapmış oluyordu. Zaman kaybediliyor, Rusya dışarıdan yapılan yardım tekliflerini geri çeviriyor, Rus genelkurmayı yabancıların askeri sırları ele geçirmesinden çekiniyordu.

Murmansk’a götürülen mürettebatın yakınları, tıpkı 'Oğlumuzu donanmaya uğurlarken, onun Çeçenlerden kurtulduğuna şükretmiştik. Ama o şimdi Kutup Denizi’nde boğuldu', diyen bu anne gibi umutla çaresizlik arasında gidip geliyordu.

Kazadan üç gün sonra denizaltının gövdesine sert cisimle vurulduğunun tespit edildiği ve Kursk’taki 118 denizcinin de ölmüş olamayacağı bildirildi. Gerçekten de 20 mürettebat denizaltının kıç tarafındaki hasar görmemiş oksijenli bir bölmeye sığınmış ama kurtarma ekipleri denizaltının kapağını açıp hayatta kalan kazazedeleri kurtaramamıştı.

Murmansk dramatik olaylara sahne oluyordu. Mürettebat yakınlarının umutları sönüyor, çaresizlik büyüyordu.

Putin tatilde, rivayetler devrede

Tatilini yarıda kesmeye gerek duymayan Putin dört koldan eleştiriliyordu. Muhalefet temsilcisi Boris Nemzov, o sıralarda henüz devlet güdümüne girmemiş olan bir televizyon kanalına, 'bu davranış devlet başkanımıza yakışmaz. Denizciler korkunç durumdayken tatil yapmaya hakkı olamaz', diyordu. Rus kiliselerinde Kursk mürettebatı için dualar okunuyordu. Bütün ülke şoka girmişti. Geçen her saat kaybedilmiş zamandı. Ama kurtarma çalışmaları yerinde sayıyordu. Putin ortalıkta yoktu. Kriz yönetimine kimse sahip çıkmıyordu. Uzmanlık taslayanların ağzından akıl almaz rivayetler yayılıyordu. Kurmaylar, bir Amerikan denizaltısının Kursk’a çarptığını ya da ateş açtığını iddia ediyordu.

Pahalı ihmal ve zoraki itiraf

On gün sonra kaza mahalline varan İngiliz ve Norveçli uzmanlar kısa zamanda Kursk’un kapağını açtıklarında mürettebattan kimse hayatta kalmamış, denizcilerin büyük çoğunluğu havasızlıktan boğulmuştu. Kuzey donanma komutanı kameralar karşısında şunları söylüyordu: 'Kursk mürettebatının eş ve annelerine sesleniyorum. Başımıza büyük bir felaket geldi. Ama hayat devam ediyor. Çocuklarınızı iyi yetiştirin. Denizcilerimizi kurtaramadığımız için sizlerden özür diliyorum.'

İki yıl sonra açıklanan inceleme raporuna göre, Kursk arızalı bir torpidonun patlaması yüzünden batmıştı. Putin sonunda Murmansk’a gidip Barent Denizi’nde ölenlerin eşleri ve anneleriyle yüzleşti. Bir felakete rağmen tatilini sürdürme hatasına bir daha düşmedi. Devlet başkanını eleştiren televizyon kanalları birer, birer kapatıldı. Ama siyasi gözlemciler komutanların, bugün meydana gelebilecek bir felakette farklı davranacaklarına ihtimal vermiyorlar.

Kursk, 14 Ağustos 2000 tarihinde Barent Denizi'nde battı
Kursk, 14 Ağustos 2000 tarihinde Barent Denizi'nde battıFotoğraf: AP

© Deutsche Welle Türkçe

Hermann Krause / Çeviri: Ahmet Günalktay

Editör: Murat Çelikkafa