1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kriz alternatif arayışını hızlandırdı

Jens Thurau23 Ağustos 2004

Benzin fiyatları gün geçtikçe artıyor. Petrol bağımlılığı ve dolayısıyla petrol ihraç eden ülkelerden bağımlılık, günümüzün sürekli hareket içinde olan toplumları için önemli bir sorun teşkil ediyor. Alışılagelmiş benzinli motorların çevreye verdiği zarar da cabası. Dolayısıyla uzun süredir benzinli ya da mazotlu motorlara alternatifler aranıyor.

https://p.dw.com/p/AbfR
Hidrojenle çalışan otomobil
Hidrojenle çalışan otomobilFotoğraf: AP

Benzin ya da mazotla işleyen araçlara alternatifler yok değil. Bunlar hidrojen ya da likit gazla, hatta biyolojik atıklardan elde edilen enerjiyle çalışan taşıtlar ya da bu türlerin karışımıyla işleyen motorlar. Nitekim Daimler Chrysler şirketi geçtiğimiz günlerde Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’e hidrojenle çalışan bir araç hediye etti. Schröder yeni teknolojiyle üretilen bu aracı kabul ederken şunları söyledi:

”Petrol piyasasındaki fiyatlar, bu yakıt yerine alternatif arayışı içinde olanlara hak veriyor. Petrol uzun vadede sorunlarımızı çözemez. Bu apaçık ortada. Dolayısıyla hükümetimizin de enerji politikalarının haklılığının bir kez daha altı çiziliyor.”

Piyasaların hazır olması zaman alacak

Ancak yine de bu teknolojiler yalnızca gelecekten bir tad veriyor, çünkü henüz seri üretim aşamasına geçilmedi. Piyasaların bu teknolojiye ancak 2010 yılından sonra hazır olacağı tahmin edilirken, Almanya Çevre Bakanı Jürgen Trittin de aynı beklentiyi paylaşıyor:

”Petrolden bağımsız olmaya çalışmalıyız. Bu bakımdan yenilenebilir enerjilerle üretilen hidrojen de bir alternatiftir. Piyasaların bu enerjileri 2010 yılından sonra kabul edeceğini düşünüyorum. Ancak günümüzde de doğal gazla işleyen araçlar var. Bunlar da güneş enerjisine uzanan bir köprü vazifesi görüyor.”

Engeller

1997’de Almanya’da yalnızca toplam 2000 likit gazla işleyen taşıt aracı bulunurken, bu sayı 2004 yılı başında 20.000’e ulaştı. Bu araçlar normal benzinli motorlarda likit gaz yakıyor. Buysa karbondioksid emsiyonunu %25 oranında azaltıyor. Likit gaza Almanya’da 2020 yılına vergi ayrıcalığı tanınmış. Ancak araçların fiyatı sistemin kompleks olması dolayısıyla normal araçlardan %15 kadar pahallı. Ayrıca likit gaz satın alınabilen istasyonların da henüz Almanya çapında kurulmamış olması da bir sorun teşkil ediyor.

Hidrojenle işleyen araçların asıl sorununu Çevre Bakanı Trittin şöyle anlatıyor:

”Bugüne dek bu araçlar için yeterli derecede hidrojen üretemiyoruz. Ayrıca hidrojenin depolanmasındaki sorunları da henüz çözemedik. Hidrojen satın alınabilecek istasyonların da olmaması, bir başka sorun.”

ABD’nin izlediği yol

Amerika Birleşik Devletleri’yle Japonya’da bambaşka bir yol izleniyor. Burada iki tür yakıtla çalışan araçlar üretiliyor. Japonya’da bunların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elektirk ve benzinle çalışan bu araçlardan halihazırda ABD’de 150.000 kadar bulunuyor. Brezilya’daysa bambaşka bir yol izleniyor. Alkolle çalışan araçlar. Bu ülkedeki taşıt araçlarının %80’i 70’li yıllardan beri şeker kamışından elde edilen Ethanol ile çalışıyor. Ancak yoğun olarak şeker kamışı ekiminin de çevreye monokültür olarak başka zararları bulunuyor. Bu nedenle benzin ya da mazotla çalışan araçlara henüz ciddi bir alternatif bulunmuyor.