1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

KHK ile 15 basın yayın kuruluşu kapatıldı

30 Ekim 2016

Türkiye’de 675 ve 676 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle 15 basın yayın organı kapatıldı, 10 bin 158 kişi kamudan ihraç edildi, rektörlük seçimleri iptal edildi.

https://p.dw.com/p/2RthP
Symbolbild Justiz Richter Gericht Richterhammer
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/U. Deck

OHAL kapsamında çıkartılan 675 ve 676 sayılı KHK’lar Resmi Gazete’de yayımlandı. 675 sayılı KHK ile aralarında Özgür Gündem Gazetesi, Dicle Haber Ajansı, Jin Haber Ajansı, Azadiya Welat Gazetesi, Yüksekova Haber Gazetesi, Evrensel Kültür Dergisi, Özgürlük Dünyası Dergisi’nin de bulunduğu 10 gazete, 3 dergi ve 2 haber ajansı kapatıldı. Kapatılan kuruluşlara ait tüm taşınırlar, her türlü mal varlığı, alacaklar ve haklar, belge ve evrak Hazine’ye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 2 bin 219, Sağlık Bakanlığı’ndan 2 bin 774, YÖK’te 1267 olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında görevli toplam 10 bin 158 kişi görevden alındı. Bu kişilerin "Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı" olduğu değerlendirmesi yapıldı.

Kanun hükmünde kararnameyle 2’si general 39 Türk Silahlı Kuvvetleri personeli göreve iade edildi. TBMM’de 32, Yargıtay’da 183 personel memurluktan çıkartılırken, 1082 emniyet personelinin rütbeleri alındı.

Rektörlük seçimleri iptal edildi

676 sayılı KHK ile rektör atamasına ilişkin yeni düzenleme yapıldı. Buna göre rektörler artık seçilmeyecek, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından önerilecek, rektörü profesör olarak en az 3 yıl görev yapmış 3 aday arasından Cumhurbaşkanı atayacak. Önerilen rektörlerden birinin 1 aylık süre içinde atanmaması ve YÖK’ün iki hafta içinde yeni adaylar göstermemesi halinde Cumhurbaşkanı doğrudan atama yapabilecek.

676 sayılı KHK ile cezaevinde bulunan mahkumların avukatlarıyla görüşmeleri de savcılık tarafından sesli ve görüntülü olarak kaydedilebilecek. Hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek için bir görevli görüşmede hazır bulunabilecek. Hükümlü ile avukatın birbirlerine verdikleri belgelere el konabilecek.

Öte yandan CMK’nın 188’inci maddesinde de değişikliğe gidilecek. Söz konusu maddenin birinci fıkrasındaki “Duruşmada, hükme katılacak hakimler ve cumhuriyet savcısı ile zabıt katibinin ve Kanun’un zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafinin hazır bulunması şarttır” hükmüne “Müdafinin mazaretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir” ibaresi eklenecek. Avukatın mazaret göstermeden duruşmayı terk etmesi halinde duruşma devam edebilecek.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Rektör atamalarına ilişkin alınan kararı eleştirdi. Koncuk yaptığı açıklamada "Rektörü zaten cumhurbaşkanı atıyordu diyebilirsiniz ancak akademisyenlerin oy kullanma hakkını tamamen ortadan kaldırmak kabul edilemez. Mevcut sistemde 1 oy alan rektör olsa da, seçim şeklen de olsa akademisyenlere bir saygı göstergesiydi.Bu şeklen saygı dahi çok görülmüştür" diye konuştu.

İsmail Koncuk kamudan ihraçları da eleştirerek "Seçim şeklen de olsa akademisyenlere saygı göstergesiydi, bu saygı dahi çok görüldü" şeklinde konuştu.

©Deutsche Welle Türkçe

DW / EC, SSB