1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Katolik – Ortodoks yakınlaşması

Lina Hoffmann / DW29 Kasım 2006

Bonn Üniversitesi’nden Katolik din bilimci Profesör Frank-Lothar Hossfeld, Papa 16’ncı Benedikt’in Türkiye ziyaretinin temel nedenini, Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki yakınlaşma olarak değerlendirdi. Hossfeld, DW’den Lina Hoffmann’ın sorularını yanıtladı...

https://p.dw.com/p/AZbd

Bonn Üniversitesi İdari İşler Müdürü, Katolik din bilimci Prof. Frank-Lothar Hossfeld, Papa 16’ncı Benedikt’in Türkiye ziyaretinin temel nedenini, Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki yakınlaşma olarak görüyor. Hossfeld’in bu konudaki görüşleri şöyle:

“Türkiye ziyaretinin temel nedeni, aynı zamanda dünya Ortodoksluğunun ruhani lideri olan Bizans Patriği, İstanbul ya da tarihi adıyla Konstantinopolis Patriği’nin temsilciliğinde Ortadoks kilisesi ile temasın tekrarlanması ve tazelenmesidir. Ortodoks patrikliğinin modern Türkiye tarihi dahil olmak üzere

Ön Asya genel tarihi ile karmaşık bağlantısı da tabii ki gözardı edilemez. İlişkilerin sürekliliğinin sağlanmasında, ziyaret ve buluşmaların somutlaştırılmasında Patrikliğin içinde bulunduğu durum ve siyasi durum rol oynamıştır.“

İslam’la diyalog

Papa’nın Eylül ayında Regensburg’da yaptığı konuşmada İslam’a eleştirel yaklaşan ifadeleri ciddi bir krize yol açmıştı. Papa bir Bizans İmparatoru’ndan yaptığı alıntının kendi görüşünü yansıtmadığını vurgulayarak yanlış anlaşılmaktan üzüntü duyduğunu belirtmiş, ancak özür dilememişti. Papa 16’ncı Benedikt’in, Türkiye gezisinde İslam dinini öven ve ortaklıkları ön plana çıkaran bir söylemi tercih ettiği dikkat çekiyor. Prof. Hossfeld’in Hristiyanlık ve İslam arasındaki Papa’nın diyalog çabalarına ilişkin şunları söylüyor:

“Papa, Regensburg’daki konuşmasının ardından da İslam dininin temsilcileriyle güncel bir diyalog içindeydi. Dünya dinleri arasında diyaloğun derinleştirilmesi Papa’nın kendi programında da zaten yer alıyor. Papa’nın programı, Yahudilik ile ilişkilerin daha da ilerletilmesini ve İslam ile diyaloğun geliştirilmesinin elzem olduğunu da içeriyor. Program, gerçek diyalog ruhunu taşıyor. Yani sadece kamuoyuna yönelik jestlerden ibaret olmayan, Hristiyanlık ile İslam arasında sorunların da detaylı bir şekilde konuşulduğu teolojik bir diyalog.“

Dünya basını ne diyor?

Papa’nın Türkiye ziyareti sadece Almanya’da değil, dünya çapında dikkatle izleniyor. Konu Avrupa basınındaki yorum köşelerinde de geniş yer alıyor. Paris’te yayımlanan Katolik kilisesine yakınlığıyla bilinen La Croix gazetesi, Papa’nın, Türkiye’nin Batı ile Doğu, Asya ile Avrupa, kültürler ve bölgeler arasındaki köprü işlevini vurguladığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Türkiye’nin halkından liderlerine bu köprü misyonunda teşvik edilmesi gerekir. Ama aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki siyasiler ve dini liderler de Türkiye’yi ciddiye almalıdır.“

İspanya’da yayımlanan El Mundo gazetesi ise Papa’nın, gezisinin siyasi değil dini olduğunda ısrar etmesine rağmen bunun tam tersinin geçerli olduğuna dikkat çekiyor ve ziyaretin gerçek nedeni olan Fener-Rum Patriği ile görüşmenin arka plana itildiği yorumunda bulunuyor.

İtalyan Corriere della Sera gazetesinin yorumunda ise Papa’nın Türkiye’nin AB üyelik süreciyle ilgili görüşü ele alınıyor ve “2004 yılında Türkiye’nin üyeliğini tarihe aykırı bulan, bunun büyük bir hata olacağını söyleyen Papa, belli ki o dönemde sonradan Papa olacağını hesap edememişti. Papa seçilince tarafsızlık konumunu benimsedi“ deniyor.

Papa’nın Türkiye ziyareti ile ilgili bir yorum da atlantikötesinden. Amerikan New York Times gazetesi, Papa’nın azınlıklar ve dini haklar konusunda tartışmanın devamını sağlaması ve inançlar arasında ilişkilerin iyileştirilmesini teşvik etmesi gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Papa Türkiye’deki ve diğer Müslüman ülkelerdeki Hristiyanlar’ın haklarını savunacaksa, ancak Batı’nın da önünde uzun bir yol olduğuna değinirse etkili olabilir.“