1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Katalonya'da bağımsızlığı kimler destekliyor?

5 Ekim 2017

Katalonya'da bağımsızlık referandumunda polisin uyguladığı şiddet, Barcelona'da 700 bin kişinin katıldığı genel grevle protesto edildi. Peki Katalanlar ne düşünüyor? Neler hissediyor? Barcelona'dan izlenimler...

https://p.dw.com/p/2lHLc
Spanien Barcelona Streik für Unabhängigkeit
Fotoğraf: Getty Images/AFP/P.-P. Marcou

Barcelona'da gergin bir hava hakim. Barcelona Üniversitesi'nin önündeki meydan, protestolara ev sahipliği eden yerlerden biri. Bayraklar, megafonlar ve pankartlarla bağımsızlık yanlıları burada düzenledi gösterilerini. Bağımsızlık için yapılan gösterilere katılanların çoğu yirmili yaşlarının ortalarındaydı ve buradaki posterlere şu cümleyi yazdılar: "Bizi dövebilirsiniz ama susturamazsınız."

Irene de bu protestolara katılanlardan isimlerden biri. Arkadaşlarıyla birlikte gösteriler nedeniyle sokaklardaydı. "Bu kızgınlık içimizde. Hala çok kızgınım" diye özetliyor Barcelona Üniversitesi'nde antropoloji okuyan Irene. Neden hala kızgınlık duyduğu sorusuna ise "Hep söylenen barışcıl olacağımızdı. Ancak barışcıl değildik. Niye olalım ki?" yanıtıın veriyor. Burada "biz" diyerek eleştirdiği, emniyet ve orduda görev yapan polisler. Polislerin referandum günü seçmenleri provoka etmesine tepki gösteren Irene, "Biz önce dayak yiyip sonra polise diğer yanağını uzatan aptallarız" diyor.

Spanien Barcelona Referendum über Unabhängigkeit - Polizeieinsatz in Barcelona
Fotoğraf: picture alliance/AP/M. Fernandez

"Katalanlar bağımsızlık fikriyle büyüdü"

26 yaşındaki Irene Katalonya'nın bağımsız olmasından yana: "Ben bu düşünce ile büyüdüm, ailem kaç nesildir bağımsızlık istiyor" diyor. Irene bunun nedeninin, sıkça dile getirildiği gibi 'Katalonya'nın zenginliğini İspanya'nın geri kalanı ile paylaşmak istememesi' olmadığı görüşünde. "İspanyol hükümeti kültürümüze yeterince saygı göstermediği için ayrılmak istiyoruz" diyor. Irene, dil ve geleneklerinin tehlikede olduğu görüşünde: "Şu an okullarda iki dil, İspanyolca ve Katalanca konuşulabiliyor ama bunun yakın zamanda değişmesinden korkuyoruz" diyor.

Barcelona Üniversitesi Felsefe Fakültesi öğrencisi Juli Salom ise Irene'nin bu görüşünü "gerçek dışı" diye nitelendiriyor. Salom, "Dile baskı uygulanması, bir diktatörlükte yaşadığımızda mümkün ama ya şimdi? Dili canlı tutan, onu konuşan insanlardır, Katalan halkıdır. Bu dilin ölmesine izin vermeyeceğiz. Bu imkansız" diyor.

Spanien Barcelona Demonstration nach Referndum
Fotoğraf: Reuters/S. Vera

"Önemli konular kampanya dışında bırakıldı"

Juli Salom, Katalan çocukların küçük yaşlardan itibaren, "diline, adet ve geleneklerine, egemenliğine, değer vermeli, korumalısın" telkinleriyle büyütüldüğünü söylüyor ve "Sanki bütün bunlar tehlikeymiş gibi" diye tepki gösteriyor. Balear adalarında büyüyen Juli Salom yıllardır Barcelona'da yaşıyor. Katalonya'da meşru bir referandumun yapılmasından yana olduğunu söylüyor ve referandum öncesindeki "evet" kampanyalarını kötü bilgilendirme yapıldığı gerekçesiyle eleştiriyor. Katalonya'nın ekonomisi, AB içindeki rolü gibi konuların tamamen kampanya dışında bırakıldığını söyleyen Salom, "Bunun yerine somut olmayan biçimde Katalonya'nın kalbine, yüreğine seslendiler. Ancak böylesine önemli bir konuda akıl belirleyici olmalı, kalp değil" diyor.

Juli Salom'un Katalan arkadaşı Marco Biagolos da benzer görüşte. Biagolos, "Katalan hükümetinin sunduğu bağımsızlık konsepti, o kadar dağınık ki herkes farklı birşey anlıyor" diyor. Buna rağmen referandumda, İspanyol hükümetini güçlendirmek istemediği için, bağımsızlık yönünde oy kullanmış. 

"Vergiler Madrid'e gidiyor"

Emekli Francisco Trigueros, bağımsızlığı savunanlardan biri. Referandum öncesinde günlerce okullar, seçim merkezlerine gidip, polisin referandum öncesinde buraları kapatmaması için çalışmış. İspanyol hükümetinin Katalanları mali açıdan baskı altına almaktan söz ettiğini söylüyor. "Çok fazla vergi ödüyoruz ve bu vergi gelirleri bize dönmek yerine Madrid'e gidiyor" diyor. Bu çok sık kullanılan tezlerden biri. Katalanları eleştirenler ise onları zenginliklerini yoksul İspanyollarla bölüşmek istememekle suçluyor. Ancak bu durumun Katalonya Özerk Bölgesi içinde de ekonomik açıdan çatlağa neden olduğunu bilenlerin sayısı az. Katalan hükümetinin kamuoyu araştırmaları bu tespiti ortaya çıkardı. Buna göre aylık geliri 900 euronun altında olan Katalan ailerin sadece yüzde 32'si bağımsızlık yönünde oy kullandı. Ancak aylık geliri 4 bin eurodan fazla olanlar arasında bağımsızlık isteyenlerin oranı yüzde 54.

Francisco Trigueros Katalonların hislerinin en az bölgenin ekonomisi kadar önemli olduğu görüşünde: "2010 yılındaki çabalarımız baltalanmasaydı, ayrılıkçı hareket bu kadar büyük olmazdı. İspanya hükümetinin bize yıllar yılı getirdiği dezavantajlar bizi güçlendirdi. Son günlerdeki baskı değil, son yıllarda söylenen bütün yalanlar" diyor. Gerginliğin daha da tırmanmasından endişe eden Francisco Trigueros, bağımsızlık istiyor ama Katalonya Başbakanı Puigdemont'un gerçekten dediği gibi bağımsızlık ilanında bulunup bulunmayacağı sorusuna bir yanıtı yok: "İnsanların sinirleri çok gergin. Artık birbirleriyle konuşmuyorlar" diyor.

Antropoloji öğrencisi Irene de benzer görüşte: "Bir dönem diyalog sağlanmıştı ama bu gerilerde kaldı. Artık çok geç" diye konuşuyor.

Mariel Müller

© Deutsche Welle Türkçe