1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

„Rotkohl und Blaukraut“ - Dokumentarfilm über deutsch-

18 Şubat 2011

Uluslararası Berlin Film Festivali’nde dikkat çeken yapımlardan "Rotkohl und Blaukraut", Türkler ve Almanlar arasındaki evlilikleri, kendine has mizah anlayışıyla aktaran sevimli bir belgesel.

https://p.dw.com/p/10JSS
Fotoğraf: Anna Hepp

Türk kökenli Şimşir ailesi yıllardır Almanya'daki Ruhr Havzası'nda yaşıyor. Ailenin çocukları Hakan ve Özen, birer Alman ile evliler. "Rotkohl und Blaukraut", işte bu karma evlilikleri beyazperdeye taşıyor.

Filmin yönetmeni Anna Hepp, bu belgeseli çekme fikrinin, mezun olduğu Köln Medya Yüksekokulu'nda bir seminerde oluştuğunu anlatıyor. “Konumuz inançtı” diyen Hepp, Hakan'ın eşi Tanja’nın çocukluktan beri arkadaşı olduğunu, kendisinin de, “eşinin Müslüman olmasının Tanja'yı nasıl etkilediğini” merak ettiğini söylüyor.

Önyargılar bilgisizlikten kaynaklanıyor

“Alman Sineması'nda Perspektifler” bölümünde seyirciyle buluşan belgesel, bir ay boyunca bu karma evlilikleri mercek altına alıyor, günlük hayata eşlik ediyor. Bir ay süren çekimler sırasında bu iki aile ile neredeyse birlikte yaşadığını anlatan yönetmen, filmin tamamlanmasının ise dört yılı bulduğunu söylüyor. Okul çağından bu yana birçok Türk arkadaşı olduğunu, bu nedenle birçok kültürel özelliği normal olarak algıladığını belirten Anna Hepp, bunun herkes için aynı olmadığının farkında. Hepp şunları kaydediyor:

“Birçok tanıdığımın ve arkadaşımın önyargısı var, çünkü bazı âdet ve gelenekleri bilmiyorlar. Ben de filmimle seyircinin kendini açmasını hedefliyorum. İnsan açıldıkça, gereken dersleri alıyor. Başlangıçta yabancı olan kişilere, kültürlere yakınlaştıkça da, korkular azalıyor. Korkular ortadan kalkınca da önyargılar kayboluyor. Etrafımda hâkim olan önyargılar, hep bilgisizlikten kaynaklanıyordu. Belki filmim bir nebze olsun, bu önyargıların kalkmasına yardımcı olur."

Filmde katman çok

Filmstill Rotkohl und Blaukraut Berlinale 2011
Fotoğraf: Anna Hepp

Ancak yönetmen Hepp, filminin siyasi içerikli olmadığını, hedefinin sadece iki ailenin, farklı kültürlerini, farklı dinlerini, farklı adetlerini aynı çatı altında nasıl buluşturduğunu yakalamak olduğunu anlatıyor ve filminin yalnızca "yabancı düşmanlığına karşı bir eser" olarak etiketlenmesine karşı çıkıyor. Yönetmen şöyle konuşuyor:

„Yabancı düşmanlığı konusu, evlilik, çocuklar, iki dilli eğitim... Filmde, o kadar çok konu işleniyor, o kadar çok katmana ışık tutuluyor ki. Hatta bu yüzden de filmin postprodüksiyonunda çok zorluk yaşadım. Bazen elimizdeki malzemeyi montajlarken, beni kişisel olarak ilgilendiren, duygusal olarak etkileyen, nispeten daha siyasi konulara takılıp kaldım. Ama aslında birçok konuyu, hem de yüzeysel kalmadan işlemem gerekiyordu. Neyse ki, yanımda olaya objektif bakabilen bir montajcı vardı da, gerektiğinde girdiğim çıkmazdan kurtardı beni."

İkisi de kırmızı lahana

"Rotkohl und Blaukraut" zor ve çetrefilli konularda bazen gayet pratik cevaplar sunuyor. Özellikle de çocukların yer aldığı sahnelerde. Örneğin ufak Emma, kamera karşısına geçip, hiçbir zaman başörtüsü takmayacağını, çünkü uzun saçlarını gizlemek istemediğini söylüyor. Filmin adına gelince:

„İki kelime de aslında kırmızı lahana anlamına geliyor. Sadece birisi Almanya'da özellikle Noel zamanında sofraya gelen şekli, diğeri ise dönercilerin ekmek arasına salata olarak koyduğu şekli. Ama aslında ikisi de aynı şey" diyor yönetmen Anna Hepp.

Berlinale’de yer alan ve Ruhr Havzası'ndan iki aile portresi olarak da adlandırılabilecek olan film, bölgenin kendine has mizah anlayışıyla, kültürler arasında kurulan köprüleri, daha doğrusu kurulan yuvaları gösteren sevimli bir belgesel.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Aydın Üstünel, DW Berlin

Editör: Ahmet Günaltay