Karikatür protestoları şiddetleniyor

Hazreti Muhammed’i terörist olarak gösteren karikatürlerin birbiri ardına Avrupa ülkeleri gazetelerinde yayımlanması ile başlayan tepkiler çığ gibi büyüyor. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 20 bin kadar gösterici dün Danimarka Konsolosluğu’nun bulunduğu binayı ateşe verdi. Yangının söndürülememesi için üç itfaiye aracını tahrip eden göstericiler güvenlik güçleriyle de çatıştı.

Danimarka Konsolosluğu’nun bulunduğu bina tamamen yanarken Danimarka hükümeti Lübnan’daki vatandaşlarını ülkeyi terketmeye çağırdı. Danimarka Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı bildiride Lübnan’da durumun kontrol altında olmadığı vurgulanarak Danimarka vatandaşlarının ülkeyi terketmesi, seyahat olanakları oluşuncaya kadar da evlerinden çıkmamaları istendi.

Boykot ve şiddet çağrıları

Müslüman ülkelerde Avrupa ülke ve vatandaşlarına karşı boykot ve şiddet çağrıları da sürüyor. 430 Danimarka askerinin görev yaptığı Irak’ta hükümet, Danimarka firmalarıyla olan sözleşmeleri iptal etme ve bu ülkenin yeniden inşa sürecine katkılarını reddetme kararı aldı. Irak Ulaştırma Bakanı Selam El Maliki, Danimarka firmaları ile olan sözleşme iptal kararının, limanları, havacılık endüstrisi ile demiryolları ve deniz taşımacılığını da kapsayacağını söyledi.

El Maliki, ayrıca karikatürleri protesto amacıyla, Danimarka'nın yeniden inşa çalışmalarına yapacağı bağışları reddettiklerini açıkladı. Irak’ta ‚Hukukun Ordusu’ adlı bir örgüt, ülkedeki Danimarka askerlerine ve gayrimüslimlere saldırılar düzenleneceğini açıklayan bildiriler dağıttı. İran’da yabancı basından sorumlu olan Kültür Bakanlığı, karikatürleri yayımlayan Batı gazetelerinden özür dilemelerini talep ederek aksi takdirde bu gazetelerin muhabirlerine İran’da çalışma yasağı getirileceğini açıkladı.

Avrupa’da tepkiler

Boykot ve şiddet çağrılarına Avrupa’dan tepkiler de artıyor. AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana durumun normale döndürülmesi için tüm tarafları çaba göstermeye çağırdı. Saldırıları ve tehditleri en ağır şekilde kınadığını belirten Solana, AB vatandaşlarına ve çıkarlarına yönelik saldırı ve tehditlerin tekrarlanmasının sadece barışçı İslam imajına zarar vereceğini'' ifade etti.

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de gelişmeleri büyük endişeyle izlediklerini belirterek, basın özgürlüğünün en temel haklardan biri olduğunu, ancak basın özgürlüğünün sorumlulukla yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Belirli bir dini grubun aşağılanmasının karşılıklı anlaşmaya katkı sağlamayacağını belirten Steinmeier “Henüz kültürlerarası bir çatışma yaşanmıyor ancak Batı ile İslam dünyası arasında istenilen, gerekli olan diyalogdan uzaklaşıyoruz'' dedi.

Alman hükümetinin göç ve uyum konularından sorumlu devlet bakanı Maria Böhmer de karikatürler konusunda Müslümanlar’ın hassasiyetini anladığını belirtti, ancak şiddetin çözüm olmadığını vurguladı. Möhmer, “Bu konuda Müslümanlar’ı çok iyi anlıyorum. Burada basın özgürlüğü var. Ama basın insanların dini hassasiyetlerine karşı kendisinin de yükümlülüğü bulunduğunu bilmelidir. Bu nedenle Almanya’daki Türkler’in ’Bu tür karikatürlerin yayınlanmasını istemiyoruz, ama şiddete başvurmayacağız’ şeklindeki açıklamalarını çok önemli buluyorum. Çünkü demokratik bir ülkede yaşıyoruz ve demokratik devlette sorunlar şiddet yoluyla çözülmez“ dedi.

Almanya’daki Müslümanlara övgü

Hıristiyan Demokrat Birlik partisinin önde gelen isimlerinden ve başkent Berlin’in Belediye Başkan adayı olan Friedbert Pflüger de basın özgürlüğünün sınırsız olmadığını vurgulayarak, Almanya’daki camilerin soğukkanlı yaklaşımını övdü.

Pflüger, “Burada Almanya’daki camiler konuya sorumlulukla yaklaşıp sorumluluk bilinci içinde tepki verdiler. Alman politikacıların da konuya aynı şekilde yaklaşmaları gerektiğini düşünüyorum. Bunu özellikle de Danimarkalılar yapmalı. Karikatürler çok sevimsiz. Bunların yayımlanmasını basın özgürlüğü ile açıklamak yeterli değildir“ şeklinde konuştu.

Sözkonusu karikatürler ilk olarak Danimarka’nın Jyllands Posten gazetesinde geçtiğimiz yıl 30 Eylül tarihinde ‚Muhammed’in Yüzleri’ başlığıyla yayımlanmış, 10 Ocak’ta da bir Norveç gazetesi tarafından yeniden basılmıştı. Ardından basın özgürlüğü için dayanışma gerekçesiyle geçtiğimiz hafta Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, İsviçre, Bulgaristan, Polonya ve Yeni Zelanda’dan gazetelerin de yayımlamasıyla kriz derinleşti.