1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kızılhaç: Savaş suçlarına hoşgörü artıyor

6 Aralık 2016

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, işkenceyi ve sivillerin bombalanmasını meşru sayanların sayısının arttığı uyarısında bulunuyor.

https://p.dw.com/p/2ToFq
Syrien Aleppo Menschen zwischen Trümmern
Fotoğraf: Getty Images/AFP/K. Al-Masri

Uluslararası Kızılhaç Komitesi 16 ülkeyi kapsayan bir anketle 17 bin kişiye savaşla ilgili konulardaki düşüncelerini sordu. Araştırma kamuoyuna hâkim olan görüşlerle, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olmak üzere devletlerin ve silahlı grupların politikaları ve eylemleri arasında önemli farkların bulunduğunu ortaya çıkardı. Kızılhaç Komitesi sözcüsü Ewan Watson Deutsche Welle'nin araştırmayla ilgili sorularını yanıtladı.

Schweiz Ewan Watson
Ewan WatsonFotoğraf: ICRC

DW: Araştırmadan çıkan en endişe verici konular hangileri?

Ewan Watson: Genellikle savaşın da sınırlarının olması gerektiği dile getirildi. Ancak ankete katılanlara sorulan sorular somutlaştıkça, doğru yanıtın hangisi olacağına karar vermeleri zorlaşıyor. Örneğin yüzde 36'sı yasalara aykırı olmasına rağmen esir düşen düşman muhariplere işkence yapılmasını doğru buluyor. Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere'de, sivillerin de ölmesi ihtimaline rağmen düşmana ait meskûn bölgelere saldırılmasını doğru bulmayanların oranı yüzde 40'ı geçmiyor.

Kamuoyundaki görüşün sorumsuzca sürdürülen savaşlar yönünde kaymasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnternet kanalıyla savaş bölgelerinden gelen görüntüler, savaştan etkilenmeyen ülkelerdekileri, insanların çektikleri acılara yabancılaştırıyor. Kamuoyu empati gösterebilmeli ve cephede olup bitenlere duyarsız kalmamalı. Aynı zamanda politikacıların karşı tarafı şeytanlaştıran ifadelerden kaçınmaları da gerekir. Düşman da olsa karşıdakinin de insan olduğu ve insan onuruna yakışır muamele görmeyi hak ettiği unutulmamalı.

Terörle mücadele söylemi kamuoyunun işkenceyle ilgili görüşünü nasıl etkiledi?

Kesinlikle popüler düşünce kültürünün içine işledi. İşkence filmleri akla saatli bombanın tıklayışını getiriyor. Düşmandan işkenceyle bilgi alınmadığı takdirde son derece vahim bir olayın önlenemeyeceği izlenimi uyanıyor. Bütün bunlar işkencenin gerekli olduğunun sanılmasına yol açıyor ki, aslında böyle bir şey söz konusu olamaz. Araştırmalar işkencenin önemli bilgi almaya yarayan bir yöntem olmadığını gösteriyor. İşkence sadece kendine ebedi düşman yaratmaya yarıyor. İşkencenin kabul edilebilirliği arttıkça nefret ve intikam hissinin kamçılanması aslında paradoksal bir durum. Dolayısıyla barbarca bir döngü yaratılmış oluyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Vincent Haiges