1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Japon usulü idam: Gizli ve ani

Martin Fritz/Tokyo8 Ocak 2007

Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in apar topar idam edilmesi, dünya genelinde ölüm cezasının meşruluğu tartışmalarını bir kez daha kızıştırdı, gözler idam cezasının uygulanmakta olduğu diğer ülkelere çevrildi. Japonya’da sadece geçen yıl 44 kişi idama mahkum edildi.

https://p.dw.com/p/AZYY
En az üç cinayet işlemiş olanlar idama mahkum ediliyor. Akrabaların öldürülmesi ise cinayetten sayılmıyor.
En az üç cinayet işlemiş olanlar idama mahkum ediliyor. Akrabaların öldürülmesi ise cinayetten sayılmıyor.Fotoğraf: AP

Japonya, ABD dışında en çok idam cezasının infaz edildiği gelişmiş ülkelerden biri. Japonya’da 1945’ten bu yana 636 kişi idam edildi. Geçen yıl ölüm cezasına çarptırılan kişi sayısı rekor düzeye ulaştı. İdama mahkum edilenler 44’e, idam sehpasına gitmeyi bekleyenlerin sayısı da 94’e ulaştı.

İnfazlar genellikle meclis tatildeyken, aniden gerçekleştiriliyor. Şöyle ki, yıllarca infaz günün kabusuyla yaşayan mahkuma ve ailesine, infazdan sadece birkaç saat önce haber veriliyor. İdam cezaları asılarak infaz ediliyor. Boynuna ip geçirildikten sonra mahkumun boşluğa düşmesini sağlayan düzeniği harekete geçiren birkaç düğme bulunuyor. İdam anında görevliler düğmelere basıyor, ancak sadece düğmelerden biri mahkumun üzerinde durduğu kapağın açılmasını sağlıyor. Görevliler bunun hangi düğme olduğunu bilmiyor, öğrenemiyor. Böylece mahkumun hangi görevli tarafından öldürüldüğü anlaşılmıyor. Yaklaşık 30 yıl önce hayata geçirilen bu uygulama sayesinde hiçbir görevli kendini cellat olarak görmüyor.

"Devlet utanıyor"

Tabii bu bilgiler Tokyo yönetimince resmen doğrulanmış değil; daha çok görgü tanıklarının anlattıkları. Zira Japonya’da idamlar genellikle gizli tutuluyor. Japonya Adalet Bakanlığı, isim belirtmeden, infazları sadece kısa bir basın açıklamasıyla duyurmakla yetiniyor. İdam edilen mahkumların yakınları isterlerse isimleri açıklayabiliyor.

Yüzlerce cezaevi görevlisiyle idam konusunda görüşen Japon gazeteci Kimiko Otsuka, Japon yönetiminin infazları gizlemesinin sebebini şöyle açıklıyor: “İnfazların gizlenmesinin sebebi, devletin olaydan duyduğu utanç. Böylece devlet, bir taraftan cinayeteleri yasaklarken, diğer taraftan kendi eliyle cinayet işlemiş olma çelişkisini açıklama zorunluluğundan kaçmış oluyor.”

Hatta çok uzun bir süre boyunca Japon milletvekillerinin boş infaz odalarını görmeleri bile yasaktı. Böylece devlet infazların üstünü örtmüş, ölüm cezasıyla ilgili tartışmaların alevlenmesini önlemiş oluyordu. Uluslararası Af Örgütü Japonya Şubesi Genel Sekreteri Makato Teranaka, “Japonya’da ölüm cezası, insanları ağır suç işlemekten caydırmadan çok, yönetimin halka infazlar sayesinde hak ve adaletin ayakta tutulduğunu sergilemek istemesidir. Bu yüzden yönetim, ölüm cezasını bu amaç için kullanılıyor,” diyor.

Tecrit ve kötü muamele

İnsan hakları savunucularına göre, idam mahkumları kötü muameleye de maruz kalıyor. Tecrit edilen idam mahkumları, diğer tutuklularla görüşemiyor, televizyon izleyemiyor ya da farklı uğraşılar edinemiyor. Sadece birinci derece yakınların ölüme mahkum edilenlerle görüşme izni var. Bu görüşmeler de izleniyor, mektuplar sansürleniyor, hatta zaman zaman mahkumların en yakın akrabalarıyla görüşmelerine bile izin verilmiyor. İdam edileceği günü bekleyen mahkumlar tek başlarına yedi metrekarelik hücrelerde, bazen yıllarını geçiriyor. Gün ışığına çıkmaları yasak. Yapabilecekleri tek şey ilaçların yardımıyla uyumak.

Japonya’da bir kişinin idama mahkum edilebilmesi için yasa gereği en az üç cinayet işlemiş olması gerekiyor. Ancak akrabaların öldürülmesi, cinayetten sayılmıyor.

Yapılan bir araştırmaya göreyse, Japonların neredeyse yüzde 80’i idam cezasından yana. Lakin bir çok siyasi gözlemci bunu idamların gizli tutulmasına bağlıyor. Onlara göre, mahkumların, cezaevlerindeki durumunun kamuoyuna açıklanması halinde, halkn mahkumlara bakışı ve idam cezasına karşı tavırları tersine dönebilir.