1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Japon ekonomisinde büyüme

15 Kasım 2004

Almanya’daki gibi Japonya’daki ekonomik canlanma da yavaşlıyor. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,4 oranında büyüyen Japon ekonomisinin hızı kesildi.

https://p.dw.com/p/Abef

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD aylık tahmin raporunda, Japon ekonomisinin, ABD ya da Almanya’ya kıyasla çok daha dinamik bir gelişme göstereceğini belirtmekteydi. Yıl başlarında Japon ekonomisi ümit verir durdumdaydı. İşsizlik azalıyor, özel sektörün sipariş girdileriyle sınai yatırımlar artıyordu. Canlanma dört yıldır ilk kez ülkenin ücra köşelerinde de kendini hissettiriyordu. Büyümenin temel direkleri şimdi sallanmaya başladı. Haziran-eylül döneminde ihracatta kayda değer artış olmadı. Amerika ve Çin gibi Japon mallarının en çok satıldığı pazarlarda talep geriliyor. Sermaye yatırımlarındaki tahmini artış oranının ancak onda birine ulaşılabildi. Özel sektör yatırımlarının en önemli göstergesi sayılan makina endüstrisindeki sipariş girdisi de hayal kırıklığına yol açtı.

Canlanma devam edecek

Ekonomi uzmanları canlanmanın sonuna gelmediklerini ve Japonya’nın 2004’ü yüzde 4’lük büyüme ile kapatacağını söylüyorlar. Ancak yurtiçi tüketim artmadığı için Japon ekonomisinin başına bela olan deflasyon savuşturulamayor. Fiyatların düşmesi tüketicinin daha az para harcamasına, kâr beklentisi zayıflayan şirketlerin yatırımları frenlemelerine ve kredi borçlarının kabarmasına yol açıyor.

Merkez bankası faizlerinin sıfıra indiği bu ülkede deflasyonlu büyümenin günün birinde teklemeye başlaması zaten beklenmekteydi. Son aylarda toptan eşya fiyatlarının artmaya başlamasının da aşırı iyimserliğe yol açmaması gerektiğini belirten uzmanlar, bunun başta ham petrol olmak üzere kabaran hammadde fiyatlarından kaynaklandığını hatırlatıyorlar. Gayrı menkul fiyatlarının onüç yıldır düştüğü Japonya’da ekonomik büyümeye rağmen ücretler de azalıyor. Ekonomistler bunun yapısal değişimden kaynaklandığını ve meslek hayatına atıldığı işyerinden emekli olma geleneğinin yerini yeni istihdam modellerine bıraktığını belirtiyorlar.

Her yirmi kişiden biri işsizlik yardımı alıyor

İşsizlik ise hala Avrupa ülkelerine parmak ısırtacak düzeyde. Almanya’da faal nüfusa dahil her on kişiden biri işsiz iken Japonya’da her 20 kişiden biri işsizlik yardımı alıyor. Milli gelirin yüzde 57’sini oluşturan tüketim harcamaları artmadığı sürece Japonya’nın durgunluğu atlatabileceğine ihtimal verilmiyor.

Japonya’nın özel şirket yapısı da çelişkilerle dolu. Toyota ya da Matsushita gibi sanayi devleri uluslararası rekabette rakipleriyle aradaki farkı açarken inşaatçılık ve perakandecilikte kriz sürüyor. Ama başarılı Japon şirketleri de artan ham petrol fiyatlarının olumsuz etkisini hissetmeye başladılar.

Japon ekonomisinin iki korkusu

Japon ekonomisinin klasik riskleri ham madde fiyatları ile Çin ve Amerikan pazarlarındaki durgunluk belirtileri. Dolar karşısında sürekli prim yapan Japon Yen’inin makul sınırlar içinde değer kazanmasının ithalattaki fiyat baskısını frenleyeceği, ancak uzun vadede ülkenin başına büyük dertler açabileceği belirtiliyor. Bunu farkeden Tokyo hükümeti Yen’in yükselişini kontrol altına almak için döviz borsalarına müdahale hazırlıklarını başlattı bile.