1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail'de şiddet yanlılarının sayısı arttı

Carsten Kühntopp4 Kasım 2005

İsrail’in eski başbakanlarından Nobel Barış Ödülü sahibi İzak Rabin’in öldürülmesinin 10’uncu yılında yapılan bir kamuoyu araştırması, Rabin’in ölümünün İsrailliler için özel bir anlamı olmadığını ortaya koydu. Ancak birçok İsrailli’nin bugün de şiddet yanlısı olması ise endişe verici...

https://p.dw.com/p/AaQX
İsrail'de şiddet yanlısı olanların sayısının arttığı belirtiliyor
İsrail'de şiddet yanlısı olanların sayısının arttığı belirtiliyorFotoğraf: AP

İsrail televizyonlarına çıkan İzak Rabin’in katilinin annesi Geula Amir, Gazze Şeridi’nden çekilen politikacılar hakkında düşüncelerini açıkladı. Amir’in “Allah’tan bana sağlık vermesini ve Gazze’den vazgeçenleri, Likud Partisi üyelerini, ayrıca bunun için kabul oyu verenlerin mahkemeye çıktığını ve asıldığını görmeyi diliyorum. O zaman Ortaçağ’da olduğu gibi onların asılmalarını izleyeceğim ve mutlu olacağım” sözleri dikkat çekiciydi.

Rabin’in öldürülmesinden 10 yıl sonra, İsrail’de tartışmalar daha da şiddetlendi. Gazze Şeridi’nden çekilmeden önceki ortam, Rabin’in öldürülmesi öncesindeki duruma çok benziyordu. Tel Aviv Üniveristesi’de Sosyoloji Profesörü olan Yoram Peri ise bölgede yaşanan şiddetle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İnsanlar, eskiden siyasi şiddet girişimlerini korkunç buluyordu. Ancak bugünlerde, birçok İsrailli buna alıştı ve çok da korkunç bulmamaya başladı. Siyasi nedenli şiddetin seviyesi çok yüksek. Mesela parti kurultaylarını ele alalım. Likud Partisi’nin son toplantısında hükümet başkanın mikrofonu kapatıldı. Bu şiddettir. Bu onun sesine yapılan bir saldırıdır ve bir tür sembolik öldürmedir.”

Peri’nin araştırması

Profesör Peri, Rabin’in öldürülmesinden önce “Protesto gösterilerine hazır mısınız?” başlıklı bir anket yapmıştı. Bu ankete cevap verenlerin yüzde 14’ü yasadışı protestoya hazır olduğunu söylemişti. Ancak 10 yıl sonra, bugün hala bu kadar fazla kişi yine aynı doğrultuda düşünüyor. Hatta Rabin’in öldürülmesinden sonra bu oran daha da yükseldi.

İsrail’de yasadışılığın oranının yüksek olduğunu belirten Peri, İsrailliler’in yasalara bakış açısını şöyle özetledi: “Toplumun büyük bir kesimi yasaları tavsiye olarak görüyor. Eğer yasalar, onlara uyarsa ne alâ, uymazsa yasaları kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Bu durum, sınırımız olan bazı ülkelerde de aynı ve oldukça büyük bir sorun teşkil ediyor.”

Giderek daha fazla İsrailli’nin Rabin’e yapılan saldırıyı bir faili meçhul olarak görmeye başladığı sonucu ortaya çıkan Profesör Peri’nin yaptığı yeni araştırmanın sonucuna göre, İsrailliler’in yüzde 54’ü olayı üzücü buluyor, ancak travma yaratmadığını düşünüyor. Peri, Rabin’in ölümünün İsrailliler’i bir araya getirmediğini, tam tersine toplum içinde farklı düşünce yapısına sahip olanların, sağ – sol ya da dinci - laik arasındaki uçurumun daha da derinleştirdiğini söylüyor.

İyi işaretler de var

Profesör Peri, Gazze Şeridi’ndeki yerleşimlerin boşaltılmasının bu kadar hızlı ve sorunsuz gerçekleşmesini iyi bir işaret olarak yorumluyor. Peri bu konuda, “Gazze’den çekilme, birçok İsrailli’nin demokrasi, hukukun üstünlüğünü ve devlet kurumlarını desteklediğini ve siyasi şiddete karşı olduğunu gösteriyor. Tam tersi düşünen başka bir grup da var, ancak onlar azınlığı oluşturuyor ve tavrını değiştirmiyor. Eğer hükümet, gelecekte Batı Şeria’da bir sonraki adımı atarsa tepkinin çok daha şiddetli olması beklenebilir” diyor.