1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran'da sonucu önceden belli seçim

Peter Philipp23 Şubat 2004
https://p.dw.com/p/Aa5a

İran’da geçtiğimiz Cuma yapılan parlamento seçimlerini beklendiği gibi muhafazakarlar kazandı. Seçimler öncesinde muhafazakar Anayasa Koruyucuları Konseyi 2 bin 400 liberal adayı seçimden men etmiş, bunun üzerine reformcu partiler halkı, seçimi boykot etmeye çağırmıştı.

İran’da, parlamento seçimlerinin sonuçları, daha seçimler yapılmadan belli olmuştu. Sonuçların açıklanmasıyla, sadece aylardır beklenen, teyid edilmiş oldu. Reformcular büyük bir yenilgi aldılar ve ve parlamentodaki çoğunluğu yitirdiler. Bunun yanında, son yıllarda sempati kaybına uğrayan muhafazakarlar, İran parlamentosunda yine ağırlık kazandılar.

Aslında bu seçimin, gerçek anlamda galibi ve mağlubu yok. Üstelik bunun nedeni, sadece, reformcu adayların Anayasa Koruyucuları Konseyi tarafından seçimlerden men edilmesi değil. Seçmenler, 25 yıllık İslam Cumhuriyeti’nin kemikleşmiş yapısının bağımsız seçimler yoluyla değişime müsade etmediğini anladılar.

Halk, kendisini reform yanlısı olarak tanımlayan Hatemi’yi, bir umut ışığı olarak gördüğü için cumhurbaşkanı seçmişti. Reformcu partiler de geçtiğimiz seçimlerde, aynı nedenden ötürü parlamentoda üçte iki çoğunluğu sağlamışlardı. Ama gerek Hatemi gerekse reformcu partiler seçmenin beklentilerini boşa çıkardılar.

Muhafazarların hoşuna gitmeyen her türlü görüş ve girişim, Anayasa Koruyucuları Konseyi ya da İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hameney tarafından engellendi.

Konsey‘in aslında, reformcu adayları toptan liste dışı bırakmasına gerek yoktu. Çünkü pek çok reform yanlısı seçmen, zaten bu sefer sandık başına gitmemeye karar vermişti. Muhafazakarlar, bu durumdan, propaganda açısından daha iyi yararlanabilirlerdi. Bunun yerine reformculara „kurban“ rolünü biçmeyi tercih ettiler.

Peki İran’da bundan sonra gidişat nasıl olacak? Reformcuların seçim yenilgisini, İslam Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllardaki durumla özdeşleştirmek yanlış olur. Muhafazakarlar, seçime katılım oranını önemsemiyorlar, çünkü halkın ne istediğini anlayacak kadar kurnazlar. Bu isteklerin başında, daha fazla kişisel özgürlük, istihdam olanağı ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bir toplumda, fırsatların arttırılması geliyor.

Muhafazakarlar bu istekleri karşılayabilmek için, muhtemelen reformcuları alıkoydukları şeyleri yapmak zorunda kalacaklar: Ekonominin liberalleşmesi, yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi ve uluslararası ilişkilerin güçlendirilmesi gibi. Hatta belki bunlardan biri de „en büyük şeytan“ olarak tanımladıkları ABD ile iyi geçinmek olacak. İran, Başkan Bush’un yeniden seçilmesi durumunda da Washington ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açabilir. Afganistan ve Irak’ta yaşananlar, çoktan Tahran’ın yeni öncelikler belirlemesine neden oldu bile.