1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran için kaygılar artıyor

Sabine Faber27 Haziran 2005

Katı muhafazakar Tahran Belediye Başkanı Muhammed Ahmedinecad’ın İran Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi batılı ülkeleri endişelendirdi. DW editörü Sabine Faber, Ortadoğu uzmanlarından Michael Lüders'le İran'daki son gelişmeleri konuştu.

https://p.dw.com/p/Aal0
İran'ın aşırı muhafazakar Ahmedinecad döneminde dış dünyadan izole olacağı endişesi hakim
İran'ın aşırı muhafazakar Ahmedinecad döneminde dış dünyadan izole olacağı endişesi hakimFotoğraf: dpa

"Mahmud Ahmedinecad’ın Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesinden kaygı duyulması yerinde mi?" sorusuna Lüders'in yanıtı şöyle:

„Ahmedinecad Tahran’daki şahinlerin safına katılıp, onlar gibi, ‚ABD’nin, askeri bakımdan kuşattığı İran’a atom bombası korkusuyla saldırmaktan alıkonabileceği’, düşüncesine kapılırsa, şahinleri ikna etmek zorlaşır. Bu durumda karşılıklı güven arttırıcı adımlar atılması gerekir. Aksi takdirde şahinler atom bombası geliştirme çabalarını sürdürürler.“

Ancak, yeni Cumhurbaşkanı'nın İran’ı dışa kapatmak isteyebileceğine ihtimal vermediğini belirten Michael Lüders, sözlerini şöyle sürdürdü:

‚İran’ın yabancı yatırımcıya ve ekonomik büyümeye ihtiyacı var. Bu bakımdan Ahmedinecad’ın yabancı sermayeyi ürkütecek adımlar atabileceğini sanmıyorum.“

Tek başına karar alamayacak

Yeni İran Cumhurbaşkanı’nın tek başına nükleer programla ilgili karar alamayacağını ve yönetim yapısına aşırı tutucu çevrelerin hakim olduğu İran’da halkın büyük bölümünün dini yönetim altında yaşamak istemediğini ifade eden Ortadoğu uzmanı Michael Lüders DW’ye verdiği mülakatta İran’ın dış politikasını şöyle değerlendirdi:

„İran ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilere uzun zamandır pragmacılık hakim. İran’ın islam devrimini ihrac etmeye çalıştığı yıllar geride kaldı. İran yönetimi nükleer politika dışındaki konularda yaratıcı olmaya ve sonuç almaya özen gösteriyor. Arap ülkeleriyle ekonomik işbirliği yapıp refahı ve istihdamı arttırmak söz konusu olduğunda Tahran yönetimi son derece gerçekçi davranıyor.“

İran-İsrail ilişkisi

Michael Lüders İran ile İsrail arasındaki ilişkilerin geleceğini nükleer geliştirme politikasında atılacak adımların belirleyeceğini belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı:

„Yeni Tahran yönetimi İsrail’i hedef alan sözlü saldırılarını sürdürdüğü takdirde Vaşington ve Kudüs yönetimleri İran’a karşı sert önlemler alınması için dünya kamuoyunu harekete geçirmeye çalışacaklardır. Bu da Tahran’daki şahinlerin atom silahı geliştirme arzusunu kamçılar. Washington-Tahran ilişkilerinin geleceğini bu konu tek başına belirleyecektir ve iki taraf da bundan sonra yapacağı hamleler konusunda açık vermemeye özen göstermektedir.“