1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“İran'ın yanıtını iç politik çekişmeler engelliyor“

Igal Avidan / DW11 Temmuz 2006

Batı ülkeleri, Tahran yönetiminden bir an önce yanıt almayı umut ederken, İran ise Ağustos sonuna kadar Batı’nın önerilerine yanıt vereceğini söylüyor. İran uzmanı Volter Perthes’e göre ise İran’dan kısa sürede bir yanıt alınamamasının ardında iç politik çekişmeler yatıyor. DW’den Igal Avidan’ın haberi…

https://p.dw.com/p/AZpj
İran, nükleer programı karşılığında sunulan önerilere hala yanıt vermedi
İran, nükleer programı karşılığında sunulan önerilere hala yanıt vermediFotoğraf: AP

Nükleer programı yüzünden Batı ile arası açılan İran, Batı’nın kendisine sunduğu öneri paketine henüz cevap vermedi. İranlı başmüzakereci Ali Laricani ve AB Ortak Savunma ve Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın bugün Brüksel’de yapacağı görüşmeden de bu konuda bir sonuç alınması beklenmiyor. Ancak Tahran, her ne kadar cevabını Ağustos’ta vereceğini söylese de, ABD Tahran’ın yanıtını, 15 Temmuz’da Rusya’da yapılacak G-8 Zirvesi’nden önce vermesini istiyor.

İran uzmanı, Bilim ve Politika Vakfı Başkanı Volker Perthes göre ise İran zaman kazanma taktiği uygulamıyor. Bir türlü cevap verememesinin altında, iç politik çekişmeler yatıyor. Perthes, “İran’da karmaşık bir yapı söz konusu. Zorlu bir süreçten geçiyorlar. İran'ın dini lideri Ali Hamaney, konsensüse varmak istiyor. Bu da çok zor” diyor.

Perthes, “İran atom bombası peşinde koşuyor mu?” sorusunun da tartışmaları yanlış bir zemine çektiğini söylüyor. Perthes’in değerlendirmesi şöyle: “Bir tarafta, onlara küreselleşmeciler diyelim, teknolojik ve bilimsel gelişmelere ilgi duyan, ülkelerinin nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanmasını destekeleyenler var. Diğer tarafta ise gerçekçi politikalar izleyen bir grup var. Bu grup tüm seçenekleri, ki buna atom bombası da dahil, açık tutmaktan yana. Fakat bu grup aynı zamanda, adil bir teklif götürüldüğünde, pazarlık masasına oturabileceklerini söylüyor. Bu kişilerle şu an görüşmeler yürütülüyor zaten. Bir de İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad etrafında toplanmış olan milliyetçi İslamcılar var. Bunlar, Batı’nın ne düşündüğüyle hiç ilgilenmiyor. Bu grup, olası yaptırımları da dikkate almıyor.”

Hamaney’in etkisi

İran, bir İslam cumhuriyeti. Ruhani lider Ali Hamaney, 1989’dan beri ülkedeki en üst düzey otorite. Yargı, asker, basın... Hepsi ondan soruluyor. Hamaney, ömrü boyunca görevde kalacak. Onu seçen Uzmanlar Konseyi ise her sekiz yılda bir halk tarafından seçiliyor. Uzmanlar Konseyi’ne aday olacaklar ise Muhafızlar Konseyi tarafından belirleniyor. Muhafızlar Konseyi üyelerini belirleyen ise yine ruhani lider.

Her Cuma hutbesinde nükleer programın söz konusu edildiğini belirten İran uzmanı Volker Perthes, “Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılacağına işaret ediliyor. Zira Ali Hameney, kitle imha silahları bulundurmanın ve kullanmanın İslam’a aykırı olduğunu söyleyen bir fetva yayımladı. Ama laik Batı, buna pek de itibar etmiyor. Fakat İran’da Hamaney tarafından yayımlanan bir fetva son derece önemli. Bu yüzden de dikkate alınmalı.”

Ahmedinejad faktörü

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da sivri çıkışlarıyla, özellikle de İsrail’in haritadan silinmesi gerektiğine dair sözleriyle dünyanın tepkisi çekti. Ancak İran Anayasası’na göre cumhurbaşkanı ne dış politikadan ne de nükleer enerji programından sorumlu. Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ı kontrol altına alabilmek için, dış politika ile ilgilenecek bir denetim konseyi oluşturdu. Ahmedinejad, nükleer kriz müzakerelerinde doğrudan muhatap alınmasa da krizin çözülmesini zorlaştırabileceği sanılıyor.

Ancak gerçekçi politika izleyenlerin daha güçlü olduğuna işaret eden İran uzmanı Perthes, “Bana kalırsa, gerçekçi politika izleyen, yani yer türlü seçeneği açık tutan fraksiyon en güçlü ele sahip. Bu fraksiyon, ulusal güvenlik konseyinde başmüzakereci Ali Laricani gibi isimler tarafından temsil ediliyor. Bu kişilerle pazarlık masasına oturulabilir. Güvenlik garantileri, bölgesel bir güç olarak tanıma, ekonomik veya teknolojik yardımlar karşısında bu kişiler pazarlığa açık…” diyor.