1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'taki direniş

Björn Blaschke6 Nisan 2004
https://p.dw.com/p/Aa4Y

Irak’ta koalisyon güçlerine silahlı direnişin arkasındaki güçler son günlerde iyice belirginleşmeye başladı. Direnişin başını çeken grup, radikal Şii dini lider Mukteda El Sadr ile onun kırsal alandan gelen genç, işsiz ve ümitsiz durumdaki Şii yandaşları. El Sadr her ne kadar Irak’taki tüm Şiileri temsil etmese de şimdi asıl merak edilen nokta, Amerikalılar’ın hakkında tutuklama emri çıkarttığı bu kişiyi gerçekten tutukladıkları takdirde ne olacağının kestirilememesi. Ancak kesin olan tek şey ise Şiiler’in desteğini garanti etmek için Amerikalılar’ın ülkenin her alanında yeniden imarı gerçekleştirmek zorunda olmaları. Bunun ise tank, top ve tüfekle olmayacağı açık. Irak’taki direniş hareketine ilişkin yorumu, Amman’dan gazeteci Björn Blaschke yazdı...

”Irak’ta son günlerde başgösteren şiddet eylemlerinin yeni bir boyutta olduğu görülüyor. Geçen hafta Felluca’da dört Amerikan askeri vahşi bir biçimde öldürülerek, cesetleri saatlerce sokaklarda teşhir edildi. Şimdiye kadar Irak’tan alışmadığımız bu görüntüler de tüm dünyaya yayıldı.

Şimdilerde ise işgalci güçlerle Şii dini lider Mukteda El Sadr’a bağlı radikal grup arasındaki çatışmalar artık tamamen su yüzüne çıkmış bulunuyor. Hafta sonunda yakın çalışma arkadaşlarından birinin tutuklanması üzerine El Sadr yandaşlarına çağrıda bulunarak, artık gösteri düzenlemenin bir işe yaramadığını, düşmanları terörize etme zamanının geldiğini söylüyordu.

Görünen o ki, El Sadr’ın danışmanının tutuklanması, tam zamanında gelmiş bir fırsat, bir vesileydi. El Sadr ile sözcüleri geçtiğimiz aylarda, kendilerine bağlı "Mehdi Ordusu" adını verdikleri milislerin, zamanı geldiğinde işgal güçlerine karşı harekete geçeceğini ilan ediyorlardı. Ve işgal güçlerinin iyi değerlendiremediği bu zaman süreci El Sadr’ın lehine çalıştı.

Amerikalılar, rejimi devirdiklerinden bu yana ülkenin demokrasi ve ekonomide ilerleme kaydettiğini, tüketim mallarının bolca var olduğunu bıkıp usanmadan yineliyorlar. Ancak ülkenin asıl büyük sorunları varlığını koruyor. Nüfusun yarıdan fazlası işsiz. Ülkenin elektrik ihtiyacı giderilemiyor, bu da başka sorunların doğmasına ve halkın hoşnutsuzluğunun artmasına neden oluyor.

İşte El Sadr gibi mollalar da halkın bu hoşnutsuzluğunu kendi amaçları uğrunda kullanıyor, milislerini bu kitlelerden devşiriyorlar. İşgalci güçler ise, yoksul Irak halkına daha iyi bir gelecek umudu sunmaktan uzaklar. Özetle, Irak’ın artık en kısa zamanda planlı ve verimli bir biçimde imar edilmeye ihtiyacı var. Radikal güçlere karşı askeri operasyon düzenlemekle yetinmek ise sadece radikallerin işine yarayacaktır.”