1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak için hala umut var

Daniel Scheschkewitz25 Mayıs 2004

ABD Başkanı George W. Bush, dün akşam Pennsylvania’daki bir askeri kolejde yaptığı konuşmasında, iktidarın 30 Haziran’da Irak’a devredilmesi planlarının ana hatlarını kamuoyuna açıkladı. Bush’un konuşmasına paralel olarak ABD ile İngiltere, BM Güvenlik Konseyi’ne yeni bir Irak karar tasarısı da sundular. Tasarı, BM’nin Irak’ta görev almasını öngörüyor. Ama acaba BM’nin muhtemelen böyle bir görev üstlenmesi, Irak halkına barış ve istikrar getirmek için seçilmiş doğru bir yol mu? DW’den Daniel Scheschkewitz’in yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa3V

“George W. Bush’un konuşması ve yeni Irak karar tasarısı, doğru yönde atılmış koordineli adımlar. Irak’a daha fazla egemenlik, uluslararası topluluğa daha fazla sorumluluk, BM’e daha güçlü bir rol... . Ancak insan bu acı öğrenme sürecinin, akılcı yaklaşım sonucu değil, durum öyle gerektirdiği için ortaya çıktığını düşenmeden edemiyor.

Başkan Bush yaptığı konuşmada, -ilk izlenimlerin tersine- Irak’tan düzenli bir biçimde geri çekilmek istediğinin de ilk sinyallerini verdi. Çünkü Irak’ta çokuluslu bir birliğin BM‘in önderliğinde ve bir Amerikan generalinin komutasında görev yapacak olmasına ilişkin plan, Amerika’nın Irak’tan taksit taksit çekilmesi anlamına geliyor.

Başkan Bush’un Amerikan seçmenin gözünde dramatik bir biçimde puan kaybetmesi, Irak’taki güvenlik durumunun bir türlü iyileşmemesi ve son olarak da Ebu Gurayb cezaevindeki işkence skandalı, Irak‘ı kurtarma gerekçelerinin inandırıcılığını yitirmesine yolaçtı.

Başkan Bush’un yeni Irak Planı tüm opsiyonlara da açık. Ayrıca planda, Irak’taki Amerikan birliklerinin görevinin kesin olarak ne zaman noktalanacağına dair bir tarih de saptanmamış. Buna göre, Amerikan birlikleri bir yıl sonra Irak’tan geri çekilebilir de çekilmeyebilir de... Yeni karar tasarısına göre bu konuda ne Güvenlik Konseyi, ne de formal olarak egemenliğini kazanmış Irak hükümeti zorlayıcı olabilir.

Bush yeni planıyla Irak’ta daha fazla askere ve uluslararası topluluğun daha fazla parasal olanaklara kavuşmasını hedefliyor. Irak’ın kendi kendini finanse edeceği ham petrol gelirlerinin ise uluslararası bir denetim organı tarafından yönetilmeye devam edilmesi öngörülüyor. Kısacası, Irak’ın egemenliği, iktidarın devredileceği 30 Haziran‘dan sonra da tam egemenlik anlamına gelmeyecek.

Ancak asıl önemli olan, Amerika’nın başını çektiği işgal güçlerinin yapısının, egemen bir Irak ile, uluslararası topluluk arasındaki güvenlik ortaklığına dönüşüp dönüşmemesidir. Eğer bu başarılırsa, Irak için hala bir ümit ışığı var demektir.”