1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İktidar devri demokrasiye geçiş mi?

Peter Phillip / DW28 Haziran 2004

Irak’ta iktidarın devrinden sonra gündemde demokratikleşme, tam hakimiyetin kazanılması ve özgür seçimler var. Ancak gittikçe artan saldırılar bu gündemin kağıt üzerinde kalmasına yol açabilir. Irak hükümeti daha şimdiden seçimlerin ertelenmesinden, teröre karşı mücadelede olağanüstü durum ilanından söz etmeye başladı. DW’den Peter Philipp Irak’ta iktidarın devrinin demokrasiye geçiş anlamına gelmediği görüşünde:

https://p.dw.com/p/Aa2t

"Politikada ilkelerle gerçekler her zaman uyumlu değil. Başkan Bush’un Irak politikası Almanya’da hiçbir zaman destek bulmamış, savaşın ”resmen” sona erdirilmesinden sonra sürekli demokrasiye geçiş istenmişti. Bu tür talepler ya da beklentiler her zaman ülke gerçeğine denk düşmüyordu. Ama savaşın ”resmi” gerekçelerinin temelsiz olduğu anlaşıldıkça, üstelik Irak’taki tutuklulara yapılan işkencelerin resimleri kamuoyuna yansıdıkça, durum analizi yapmak zorlaştı:

Irak’ta kitle imha silahları bulunanamıştı, Saddam Hüseyin’in uluslararası terör örgütleri ile ilişkileri de ortaya çıkarılamamıştı. Buna karşılık Irak’ta işgal güçlerine, geçiş konseyi üyelerine, yabancılara ya da yeni ve daha iyi bir Irak’in inşasına katkıda bulunmaya çalışan herkese karşı bir mücadele yükseliyor. Özellikle işgal güçlerine karşı mücadele iktidarın da bir an evvel devri için gerekli görülüyordu.

Ancak genel durum, iktidarın devri için uygun bir zamana tekabül etmiyor. Şimdi sorumluluk resmen geçiş hükümetine bırakılıyor, ama işi hiç de kolay olmayacak. İktidarın devri ile terör durmayacağına göre geçiş hükümeti üyeleri de aynı tehlike ile karşı karşıya. Saldırıların tek bir hedefi var: Normalleşmeyi engellemek. İntihar saldırıları ya da esir alma eylemlerinin Irak halkına bir faydası yok. Terörün tek hedefi güvenlik sorunu yaratmak.

Irak’ta birkaç ay içinde demokratikleşme beklemek zaten abartılı olurdu: II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da ilk özgür seçimlerin yapılması için dört yıl, tam bağımsızlık için de on yıl gerekti. Bu sürecin Irak’ta daha hızlı işlemesi için bir neden yok. Üstelik Irak demokratik bir geçmişe de sahip değil, aksine baskıcı geçmişinin izleri uzun süre devam edecektir.

Savaştan 14 ay sonra Iraklılar‘ın özgürlük ve demokrasi rüyası yerini güvenlik ve hayatta kalma arzusuna bıraktı. Geçiş hükümeti de bunun farkında ve ilk olarak güvenlik güçlerinin artırılacağını, eski subayların göreve çağrılacağını açıkladı. Olağanüstü hal yasaları ile terör ve töreristlere karşı mücadelede daha rahat davranmayı hedefliyor. Bununla birlikte şiddet yanlılarına karşı alınacak önlemlerle güvenlik ve istikrarın sağlanacağı şüpheli.

Hemen ardından gelecek soru, otomatik olarak aşırı grupların hedefi olacak adaylar ve seçmenlere nasıl motivasyon sağlanacağı. Seçimlerin 2005 başında yapılması planlanıyor, ama Afganistan’da olduğu gibi güvenlik nedeniyle ertelenmesi mümkün.

Hükümet klasik bir çıkmazla karşı karşıya: Terörü önlemek için sert önlemlere başvururken, özgürlükleri kısıtlayarak demokratikleşmenin gecikmesine neden olacak. Bu yüzden iktidar değişimi belki önemli bir tarih, ama aslında Irak’ın acılı tarihinde kuşkulu yeni bir dönemin başlangıcından başka birşey değil."