1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İki ateş arasında

30 Ağustos 2012

Suriyeli ve uluslararası yardım kuruluşları zor şartlar altında halka yardım ulaştırmaya çalışıyor. Önlerindeki en büyük engel ise süren çatışmalar...

https://p.dw.com/p/15zY8
Fotoğraf: AFP/Getty Images

Kırmızı üniformasının üzerindeki kızıl ay onu koruyamadı. Çatışmaların yaşandığı Deyr ez-Zor’da 23 yaşındaki kurtarma çalışanı Beşar El Yusuf vurularak öldürüldü. Çatışmaların başlangıcından bu yana Kızılay, beş çalışanını kaybetti. Failler ise bulunamadı.

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi, tüm tehlikelere rağmen çatışma bölgelerinde faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor. Şiddetli çatışmaların yaşandığı ülkenin en büyük ikinci kenti Halep’de yardım çalışanları, okullara yerleştirilen binlerce kişinin bakımını sağlıyor. Ancak bazı bölgelere girmek imkansız.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi sözcüsü Hişam Hasan, çok büyük önem taşımasına rağmen, Kızılay’ın son haftalarda Halep’te ilk yardım çalışmaları yapamadığını belirtiyor. Hasan, ön planlama yapmadan ambülânsları kent içinde kullanmanın son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekiyor.

Syrien Roter Halbmond Mitarbeiter
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

"Şans işi"

BM Dünya Gıda Programı’nın (WFP) verileri, yardım çalışanlarının işinin ne kadar zor olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Buna göre temmuz ayında 850 bin kişi için planlanmasına rağmen, süren çatışmalar nedeniyle sadece 541 bin kişiye kumanya ulaştırılabildi. Dünya Gıda Programı sözcüsü Abir Etefa şunları söylüyor:

“Durum günden güne, haftadan haftaya değişiyor. Bazen şansımız yaver gidiyor, bazen gıda ve diğer insanî yardımı göndermemiz gereken bölgelere ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Halep, Humus ya da diğer çatışmaların yoğun olduğu bölgelere gitmeleri için kamyon şoförleri ya da ticarî kamyonları ikna etmek çok zor oluyor.”

1,5 milyon kişi yollarda

Halbuki asıl çatışmaların yoğun olduğu bölgelerde acil yardıma ihtiyaç var. Suriye’den kaçan mültecilerin sayısı 200 bini aştı ve bu sayı giderek daha da artıyor. Aileler genelde öncelikle başka bir semte, bu da yetmeyince farklı bir kent ya da kasabaya göçüyor. Yurtdışına kaçmak, başka çarenin kalmadığı durumda en son adım. BM tahminlerine göre, Suriye’de 1,5 milyon kişi yollarda.

Dünya Gıda Programı geçtiğimiz yıl ekim ayında 50 bin kişiye kumanya dağıtırken bu sayı bugün 1,5 milyona yükselmiş durumda. Savaşın dolaylı sonuçları da var. Savaş öncesinde üretiminin yüzde 90’ını Suriye pazarı için yapan ilaç sanayisi büyük ölçüde çökmüş durumda. Tarım gibi başka alanlarda da üretimdeki gerileme, halkın ihtiyaçlarının karşılanamaması sonucunu beraberinde getiriyor.

"Yardımlar siyasete alet ediliyor"

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın eşi Esma Esad’ın başkanlığını yürüttüğü ‘Syria Trust for Development’ adlı yardım kuruluşunun müdürü Ömer Hallac, her tür uluslararası yardıma ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Mültecilerin barınması ve ihtiyaçlarının tedariki alanında çalışan kuruluş, uluslararası yardım örgütleriyle hükümet arasındaki güven bunalımından olumsuz etkileniyor. Hallac bu güvensizlik ortamı nedeniyle bazı yardımların siyasete alet edildiğini kaydediyor.

Ancak iki taraf da birbirini suçlamaktan çekiniyor. Hallac, bazen çıkar gruplarının sivil halkı propaganda aracı olarak kullandığını, her iki tarafta da insanî durumu suistimal edenlerin bulunduğunu belirtiyor.

Tampon bölge mi ateşkes mi?

Suriye'deki insanî durumun ele alınacağı BM Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde yardım kuruluşları, devlet ve hükümet başkanlarına yardımların güvenliğini sağlayacak önlemler almaları çağrısında bulunuyor. Türkiye ve ABD, Türkiye ve Ürdün sınırlarında mülteciler için güvenlikli bölgeler oluşturulması fikrini gündeme getirmişti. Almanya Dışişleri Bakanlığı da Suriye hükümeti ve muhaliflere insanî yardımların güvenliğini sağlama çağrısını yineleyerek tarafların, yardımların ulaştırılması için belirli süreliğine belirli aralıklarla ateşkes yapabileceği önerisinde bulundu.

Syrien Flüchtlingslager Roter Halbmond Yayladagi
Şimdiye kadar 80 bini aşkın Suriyeli Türkiye'ye sığındıFotoğraf: AP

Uluslararası Kızılhaç Komitesi sözcüsü Hişam Hasan ise bunun her zaman işe yaramadığını belirtiyor:

“Pek çok kez Suriye’deki belirli bölgelere girebileceğimiz yanıtını aldık, ama gittiğimizde çatışmalar sürüyordu. Yardım çalışanlarının girip çalışabilmesi için bizim önceden de talep ettiğimiz şey, bir insanî koridordan ziyade, çatışmalara ara verilmesidir. Bunu bir kere Şam yakınlarındaki Duma kentinde iki günlüğüne başardık. Ama bu tek örnek. Daha sonra aynı yönde iki talepte daha bulunduk ama işe yaramadı.”

Esad: Düşman ülkelerin fikri

Suriye'de her geçen gün büyüyen insanî dram perşembe günü BM Güvenlik Konseyi'nin gündemine geliyor. 80 bini aşkın Suriyeli mülteciyi barındıran Türkiye, tampon bölge oluşturulması konusunda bastırıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 100 binin üstünde mülteciyi barındıramayacaklarını belirtmiş, mültecilerin getirdiği yükün paylaşılması için uluslararası yardım talebinde bulunmuştu. Tampon bölge önerisine Suriye'den yanıt gecikmedi. Devlet Başkanı Beşar Esad, öneriyi kesin dille reddederek “Tampon bölgeler gündemimizde değildir. Ayrıca bu, Suriye'nin düşmanlarının, hasım ülkelerin gerçekçi olmayan bir fikridir” diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/dapd, BK/HK