1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Zina planı kadınları endişelendiriyor

28 Şubat 2018

Çocuk istismarına karşı yeni önlemler almaya hazırlanan hükümet, zina konusunda da yasal düzenleme yapmak istiyor. Kadın hakları savunucuları ise böyle düzenlemenin kadınları mağdur edeceği konusunda kaygılı.

https://p.dw.com/p/2tTie
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/dpaweb

Türkiye, çocuğa yönelik cinsel istismar tartışmaları sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklaması üzerine zina konusunda düzenleme yapılması da gündeme geldi. Erdoğan'ın, 20 Şubat'ta basın mensuplarına yaptığı açıklamada, zina konusunun yeniden ele alınmasının çok isabetli olacağını belirterek "Bu toplumun manevi değerler noktasında farklı bir konum var. Biz Avrupa Birliği sürecinde bu konuda bir yanlışımız oldu ki zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle bu tacizler vesaire bunları belki de aynı kapsam içerisinde değerlendirmemiz lazım” demişti.

Ancak zina tartışması, Türkiye için yeni değil. Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 1926 yılında suç olarak tanımlanan zina, Anayasa Mahkemesi'nin ilk olarak 1996 yılında verdiği iptal kararı ile suç olmaktan çıkarılmıştı. Ancak 2004 yılında TCK reformu tartışmaları başladığında AKP, zinanın tekrar suç olarak tanımlanması için girişimde bulundu. Ancak başta kadın hareketleri olmak üzere kamuoyu girişime tepkiler geldi. Öte yandan, Avrupa Birliği de zinanın suç olarak tanımlanmasının üyelik müzakerelerini etkileyeceği konusunda Türkiye'ye uyarıda bulundu.

Sonuç olarak zina ceza kanununda suç olarak yer almadı ve tartışmalar da rafa kalktı. Medeni Kanunu'nda da boşanma sebeplerini düzenleyen 161. maddenin altında "Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir” ifadesi yer alıyor. Kadın hakları savunucuları, bugün yeniden başlatılan tartışmanın ve olası bir düzenlemenin birebir kadınların hayatını etkileyeceği konusunda endişeli.

"Düzenlemenin kadınlarla ilgili olacağı çok açık”

Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği'nden Zelal Ayman, çocuk istismarının yetişkinleri ilgilendiren bir konuyla aynı kapsamda tartışılmasını yanlış buluyor. Bu ilişkilendirmenin bilinçli yapıldığını düşünen Ayman, "Militarist, cinsiyetçi ve agresif politikanın bir parçası olduğunu düşünüyorum. Seçim yatırımı gibi kullanılıyor” diyor.

Türkiye'de kadınların cinsel birliktelik konusunda halihazırda baskı altında olduklarını ve bu baskının yeri geldiğinde şiddete de dönüşebildiğini belirten Ayman, "Kadın cinayetlerinde mevzu büyük oranda namus meselesi” diyerek, olası bir zina düzenlenmesinin kadınları vuracağını ifade ediyor. Yasaların uygulanması konusunda Türkiye'de önemli sorunlar yaşandığına da dikkati çekerek "Zinanın suç sayılması erkeklere çok dokunmayacaktır. Bu düzenlemenin kadınlarla ilgili olacağı çok açık. Temel dert, kadınların cinselliğini biçimlendirmek” diyor.

Ayrıca cinsellik alanının evlilik olarak belirlenmesi yönünde bir ısrar olduğunu da ekliyor.

Hükümetin olası zina düzenlemesi hakkında halk ne düşünüyor?

"Bu çağda zinadan bahsetmek yanılgının en büyüğü”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de zina tartışmasının seçim nedeniyle yeniden gündeme getirilmiş olabileceği görüşünde. "Ne zaman kadın üzerinden bir mağduriyet ya da dinsel içerikli mesajlar ortaya saçılıyorsa birilerine mesaj verildiği algısı gelişiyor” diye konuşuyor.

Güllü, çocuk istismarı konuşulurken tartışmaların zinaya uzanmasının şaşkınlığı içinde olduğunu ifade ederek "Gerçekten çok ağır bir hata. Bu çağda zinadan bahsetmek yanılgının en büyüğü. Bireyin kendi tercihleri ile medeni hukuk çerçevesinde yaşamlarını temin etmelerinden yanayım” diyor.

"Erkeklere mi, kadınlara mı suç sayılacak?”

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın gönüllü avukatlarından Selin Nakıpoğlu, çocuk istismarı ile zinanın bir arada gündeme getirilmesini anlayamadığını ifade ederek "Esasen bu, tam da konudan uzaklaşıp çocuğa yönelik şiddetle ilgili pek çok çalışmayı engelleme riskini karşımıza çıkarıyor” diyor. Çocukların erkekler tarafından şiddete maruz bırakıldığını vurgulayan Nakıpoğlu, "Biz kadınlar, şiddetle mücadele devlet politikası haline getirildiği zaman gerçek mücadelenin olacağını düşünüyoruz” diye konuşuyor.

Nakıpoğlu Anayasa Mahkemesi'nin evlilik dışı cinsel ilişkinin suç olmasının kadınlara karşı ayrımcılık ve hayat tarzına müdahale olarak görülmesi nedeniyle zinaya ilişkin iptal kararları verdiğini hatırlatıyor ve "Eski kanun zina eden kadın ve zina eden koca olarak iki düzenleme getirmekteydi. Tekrar yasalaşması halinde yine böyle bir düzenleme mi getirilecek? Erkeklere mi, kadınlara mı suç sayılacak?” diye soruyor.

Zinanın yeniden değerlendirilmeye alınmasının kadınların uzun yıllar vermiş olduğu mücadele ile cinsiyetler arasında eşitlik noktasında belli bir düzeye getirilmiş olan TCK ve Medeni Kanun'daki kazanılmış haklarının yitirilmesi anlamına geleceğini ifade eden Avukat Nakıpoğlu, 2004 kabul edilen TCK'de zina maddesinin yer almadığına ancak evlilik dışı ilişkinin İslam hukukuna göre suç olduğunu dile getiriyor. Nakıpoğlu, "Yaşam şekillerine devlet müdahalesinin yasal düzlemde de olacağını açıkça ifade etmektedir” diye sözlerini sürdürüyor.

Burcu Karakaş / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe