1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hukukçulardan anayasa değişiklik teklifine sert tepki

11 Aralık 2016

AKP ile MHP teklifin yasama ile yürütmeyi güçlendirdiğini, yargıyı bağımsız kıldığını iddia etti. Anayasa hukukçuları ise “meclis zayıflatılıyor, cumhurbaşkanına bütün devlet yapısını düzenleme yetkisi veriliyor” diyor.

https://p.dw.com/p/2U63o
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Stringer

AKP'nin meclisteki MHP, CHP ve HDP’den sadece MHP’nin desteğini alarak meclisin gündemine soktuğu anayasa değişikliği teklifi; "tek meclis” öngörüsüyle dikkat çekiyor. Üniter yapı içinde yürütme yetkisinin tek başkanda toplandığı modelde başbakan olmayacak ve ancak bu başkana "cumhurbaşkanı” denecek. Bakanlar kurulu ve bakanları denetleme yetkisi olmayacak olan meclis, hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma hakkı da veremeyecek. Meclisteki genel görüşmelerin kapsamında ‘devlet faaliyetini ilgilendiren konular’ olmayacak. Bakanlar, milletvekili olamayacak. Seçmen yaşı 18’e inecek, meclisteki vekil sayısı 550’den 600’e çıkacak. Meclisin yetkilerinin böyle tırpanlandığı teklife anayasa hukukçularından ‘büyük itiraz’ var.

Cumhurbaşkanının meclisi

Anayasa Hukukçusu Prof. Hikmet Sami Türk, DW'nin "AKP ile MHP’nin iddia ettiği gibi yeni teklifte yasama ve yürütme güçlendiriliyor mu" sorusunu yanıtladı. Türk, "Zayıflatılmış bir meclis yapısının öngörüldüğü teklifle karşı karşıyayız” diyor ve meclisin sistemdeki soruşturma ve gensoru yetkisinin tamamen kaldırıldığına dikkat çekiyor. Başkana hem yasa yapma hem de ‘veto yetkisi’ tanındığını söyleyen Türk “Cumhurbaşkanı bir yasayı meclise geri gönderdiğinde, meclis ikinci kez bu yasayı görüşürken 3’te iki bir çoğunlukla yasayı kabul ederse cumhurbaşkanına yine veto hakkı veriliyor” değerlendirmesi yapıyor. Türk; bu durumun ‘meclisin zayıf, fonksiyonsuz hale getirilmesi’ anlamına geldiğini belirtiyor ve “Teklifte meclisin sadece sayısal olarak güçlendirildiğini görüyoruz. 600 vekil. O vekilleri de tamamen cumhurbaşkanının belirleyeceğini düşünürsek, güçlü meclis kuralı tamamen yıkılıyor" diyor.

Anayasa Hukukçusu Prof. Ergun Özbudun da, DW Türkçe’ye  AKP ile MHP’nin “yasama-yürütme birlikte güçlendiriliyor” iddiasının ‘temelsiz’ olduğuna vurgu yapıyor. Özbudun, “Yasamanın ve yürütmenin birlikte güçlendirilmesi diye bir şey olmaz. Burada görüyoruz ki; yasama tamamen zayıflatılıyor, yürütmenin başı olacak cumhurbaşkanı kendisine bağlı, kendisinin tamamen etkisinde bir parlamento yaratıyor” diyor.

Türkei Ankara Parlament Innenaufnahme
Fotoğraf: picture-alliance/AA/E. Top

"Hiçbir kontrol mekanizması yok"

Anayasa değişikliği teklifiyle, cumhurbaşkanı için öngörülen yetkiler de önümüzdeki süreçte büyük tartışma konusu olacak. Öyle ki; ABD başkanında bulunmayan ‘kararname çıkarma yetkisi’ Türkiye’de cumhurbaşkanında olacak. ABD’de başkanın, atadığı her bakan için senatonun onayını alması gerekirken Türkiye’de cumhurbaşkanı istediği kişiyi bakan olarak atayabilecek. Cumhurbaşkanı kamu üst düzey atamalarında da temel rol üstlenecek, OHAL ilan edebilecek, seçimleri yenileyebilecek. Prof. Hikmet Sami Türk “Güya sıkıyönetim kaldırılıyor ama OHAL’i de cumhurbaşkanı ilan edebilecek. Tüm bu yetkiler Türkiye’de tek adam rejimine gidişin açık yoludur. İstediği an bakan atayabilecekse, istediği an da meclisi yenileyecek demektir. Cumhurbaşkanı tüm devlet yapısını düzenleyebiliyorsa, hiçbir kontrol mekanizması da yoktur. Ki; düzenlemelerden onu anlıyoruz” tepkisinde bulunuyor.

Cumhurbaşkanının kararname düzenleme yetkisinin tamamen ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesine ya da ‘kontrol ve denge’ mekanizmasına ters olduğuna dikkat çeken Türk, “Eğer bu teklif kabul edilirse Türk tipi bir yozlaştırılmış başkanlık sistemi devreye sokulmuş olacak. Cumhurbaşkanı ülkeyi kararnamelerle yönetebilecek, yasalar olmayacak. Türkiye’de demokrasinin sonu da ilan edilmiş olacak” diyor. Türk’ün de dikkat çektiği üzere anayasa değişikliği teklifiyle; cumhurbaşkanının yargılanması neredeyse imkânsız hale geliyor. Öyle ki; cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiasıyla 600 sandalyeli mecliste 301 vekilin imzasıyla önerge verilebilecek. Meclis, 360 milletvekilinin gizli oyuyla soruşturma komisyonu kurabilecek. Komisyon, Yüce Divan’da yargılanma kararı verirse cumhurbaşkanı ancak 400 milletvekilinin gizli oyuyla yargılanabilecek. 

Türkei -Parlamentseröffnung
Fotoğraf: picture-alliance/AA

"Yargı tamamen cumhurbaşkanına bağlanmış"

AKP ile MHP, anayasa değişikliği teklifi ile yargının ‘tarafsız’ kılındığını iddia etti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise  DW Türkçe'ye bu iddianın ‘gerçekle bağdaşmadığı’nı belirtiyor, teklifteki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)  üyelerinin belirlenmesi sistemine dikkat çekiyor. Teklife göre HSYK üyelerinin yarısını meclis, yarısını da cumhurbaşkanı atayacak. “Tamamen yargı bütünlüğünü, bağımsızlığını ortadan kaldıran bir düzenlemedir” diyen Feyzioğlu, teklif uyarınca cumhurbaşkanının genel başkan sıfatıyla iktidar partisini de yönetebileceği öngörüsünün ‘tehlikeli’ olduğunu söylüyor. “Teklifte cumhurbaşkanı seçimi ile parlamento seçiminin aynı gün yapılmasına özel önem verilmiş. Çünkü cumhurbaşkanı partisinin genel başkanı sıfatıyla seçime girip kendi partisinin iktidar olmasını sağlayacak” diyen Feyzioğlu, böylelikle milletvekillerinin cumhurbaşkanının rızası dışına çıkmasının söz konusu olamayacağına vurgu yapıyor. Feyzioğlu “Cumhurbaşkanının denetlenmesi de mümkün değil, milletvekillerinin cumhurbaşkanının rızası dışına çıkması da mümkün değil. Yargı, tamamen cumhurbaşkanına bağlanmış durumda. Teklifteki öngörüler tamamen mantıksız, hukuksuz” çıkışında bulunuyor.

Mecliste gizli oylama

Teklifin kabul edilmesi için mecliste yapılacak gizli oylamada 330 vekilin ‘evet’ demesi gerekiyor. Oylamadan nasıl bir sonuç çıkacağı, özellikle AKP ve MHP’de fire olup olmayacağı büyük tartışma konusu. Teklifin, mecliste kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanı tarafından da kabul edilip, referanduma sunulması bekleniyor. Yaz başında referandum düşünen AKP’nin, 3 Kasım 2019’a kadar seçim tartışmalarını kapatmaktan yana tavır aldığı belirtiliyor; öyle ki anayasa değişikliği teklifinde meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı anda, 3 Kasım 2019’da yapılması öngörülüyor. Türk halkı, 2019’da bir de yerel seçimlerde oy kullanacak.

©Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü/ Ankara