1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0505 Int. Hauschild Türkei Blutbad

5 Mayıs 2009

Mardin'deki katliam, Batı basınında farklı yorumlara neden oldu. Ünlü etnolog Profesör Hauschild ise olaya “Doğu’ya özgü şiddet biçimi”, “kan davası” veya “töre cinayeti” klişeleri ile bakmanın yanlış olacağını söyledi.

https://p.dw.com/p/HkDR
Ünlü etnolog Profesör Thomas HauschildFotoğraf: Martin-Luther-Universität Halle-Wittenberg

Hauschild, DW'den Meltem Karagöz'ün sorularını yanıtladı.

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde meydana gelen silahlı saldırıda 17'si kadın, 6'sı çocuk toplam 44 kişi hayatını kaybetti. Yetkililer saldırının iki aile arasındaki husumetten kaynaklandığına işaret ediyor. Olay yerinde incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Hepsi bu köyden, aralarında başka soyadları da var, ama çoğunluğu; maalesef ölenlerin de şu anda fail diye gözaltına alınanların da çoğu aynı soyadı taşıyor'' dedi.

Kültür ve geleneğin şiddet üzerindeki etkileri konusunda araştırmalarıyla tanınan Alman Martin-Luther-Üniversitesi, Etnoloji, Felsefe ve Kültürlerarası Sosyoloji Enstitüsü Profesörlerinden Thomas Hauschild, kurban ve faillerin aynı aileye mensup olduğu olaylara geçmişte de rastlandığını ancak bu olayın kan davasına ya da diğer geleneksel intikam saldırılarına benzemediği görüşünde:

Schießerei auf Hochzeitsfeier in Bilge
Fotoğraf: AP

“Aslında hiç biri değil. Bunu hepsinin aynı soy ismi taşımasından da anlıyoruz. Kan davaları farklı aşiretler ya da aileler arasında görülüyor. B

unun bu olayda söz konusu olmadığını, olayın aynı aileye mensup kişiler arasında meydana geldiğini görüyoruz. Aslında akrabaların birbirine şiddet uygulamasının çok az geleneksel örneği var, zira aynı ailenin üyelerine yönelik şiddet olaylarına Akdeniz ülkelerindeki kırsal kültürlerde hoş gözle bakılmaz. Yüksek teknoloji ürünü tüfeklerin kullanıldığı şiddet türü ise zaten yoktu. Bu çok korkunç bir olay ve bize bu alandaki modernizmin kırsal bölgelere nasıl girdiğini gösteriyor.”

"Doğu'ya özgü şiddet biçimi yok"

Son yıllarda Batılı ülkelerde cinnet geçirerek okul ya da buna benzer kurumları basarak çevredeki masum insanların katledildiği birçok olay yaşandı. Ancak Anadolu ya da Ortadoğu’da benzer şiddet olayları meydana geldiğinde Batı’da akıllara ilk gelen “töre cinayetleri” ve “kan davası” oluyor. Ancak Profesör Thomas Hauschild'e göre “Doğu’ya özgü şiddet biçimi” diye bir şey yok:

“Doğulu ailelerde katliam geleneği vardır diye bir şey söz konusu olamaz. Eğer böyle bir gelenek olsaydı, Türkiye’nin kırsal bölgelerinde şimdikinden çok daha az kişi yaşıyor olurdu. Bütün dünyada ortalığı kan gölüne çeviren şiddet olayları meydana geliyor, genç insanlar dünyanın her yerinde bilgisayar oyunları ya da gerçek savaşlar yoluyla yüreklendiriliyor. Türkiye’nin güneydoğusu da bu gelişmelere yabancı değil.”

Schießerei auf Hochzeitsfeier in Bilge
Fotoğraf: AP

Profesör Hauschild, “bölgede hem sınırların dışında hem de sınırlar içinde bir savaş durumunun hüküm sürdüğünü” belirterek, “böylesi gençleri şiddete teşvik eden koşullar altında genç erkekler bazen korkunç ve şaşırtıcı olaylara neden olabiliyor” diyor. Ünlü Etnolog Hauschild bu yüzden Batı'da cinnet geçirerek suç işleyen faillerle Doğu'da şiddet olaylarına karışan gençleri aynı kefeye koymanın yanlış olmayacağını vurguluyor.

"Dikkatli bir analiz gerekiyor"

Profesör Hauschild Mardin'deki ve Doğu'daki benzer şiddet olaylarına Batı'nın tek yönlü bakış açısıyla yaklaşmaması gerektiğini söylüyor. Ünlü etnolog olayların nedenlerinin iyi sorgulanması gerektiğini hatırlatarak, "değerlendirme de bu doğrultuda yapılmalı" diyor.

“Bu olaydan, doğudaki insanların sürekli olarak bir takım kanlı olaylarla ilişkilendirilmemesi gerektiği sonucu çıkarmamalıyız. İlk bakışta olay bir takım yaftalar yapıştırmaya yakın görünüyor, ‘zaten düğünmüş, ritüelleri de var, kesin kan davasıdır' diye düşünülüyor. Oysa bu kavramlar çok bilinçsiz şekilde kullanılıyor ve olayın failleri ile kurbanlarının aynı aileden olduğu tamamen göz ardı ediliyor. Bu olayın iki aile arasındaki düşmanlığa dayanan kan davaları ile hiçbir ilgisi yok, keza düğün gelenekleri ile de… Yani bu tür olayları değerlendirirken çok dikkatli olmak zorundayız. Ünlü yazar ve şair Goethe'nin bu durumu tanımlayan güzel bir dizesi var; ‘Şayet Türkiye'nin gerisinde birileri kavga ediyorsa, bu beni ilgilendirmez' diyor. Biz belki de bu konuyla olması gerektiğinden çok daha fazla ilgileniyoruz ama büyük bir bilgi eksikliğiyle, zira orada insanların nasıl yaşam sürdürmek zorunda olduğunu ve insanları bu tür olaylara iten nedenleri hiç bilmiyoruz. Bu nedenle, kültürle ilgili çıkarımlar yaparken ya da suçu tanımlarken çok dikkatli olmak zorundayız.

Haber: Meltem Karagöz

Editör: Murat Çelikkafa