1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Handelsblatt: Erdoğan'ın fikirleri giderek tükeniyor

29 Mart 2019

Erdoğan'ın izlediği siyasete yönelik eleştiriler, Ayasofya'nın cami adını alacağı açıklaması, Almanya'nın silah ihracatının etkileri ve glifosat tartışmaları Alman basınında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/3FrRX
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: Reuters/U. Bektas

29.03.2019 - Alman basınından özetler

Türkiye'de yerel seçimlere iki gün kala Düsseldorf'ta yayımlanan Handelsblatt gazetesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejisini eleştiriyor:

"Erdoğan'ın ülkesini ve dünyanın geri kalanını heyecanlandıracak fikirleri giderek tükeniyor. 15 yıl önce azınlıklara daha geniş haklar tanımış, orduyu demokratikleştirmiş, ekonomide bir havai fişeğin fitilini ateşlemişti. Beş yıldır ise vitesi değiştirerek, reformculuktan hakimiyeti elinde bulundurmaya geçti. Eğer dünyayı değiştirenlerin bulunduğu en üst ligde oynamak istiyorsa, önce Türkiye'yi hâle yola sokması gerekiyor. Bu da sadece güvenlik değil özgürlük sağlaması; yukarıdan baskı uygulamak yerine, aşağıda bir yaratıcılık becerisi oluşturması ve Batı'yı artık rakip değil, ortak olarak görmesi gerektiği anlamına geliyor. Önümüzdeki haftadan itibaren Erdoğan'ın bunun için dört yıl süresi var. Ondan sonra Türkiye yeniden seçime gidecek."

Ludwigshafen'da yayımlanan Rheinpfalz gazetesi ise Erdoğan’ın 31 Mart yerel seçimlerinden sonra Ayasofya Müzesi'nin cami adını alması için çalışmaları başlatacağı yönündeki açıklamalarını değerlendiriyor:

"Erdoğan iyi bir seçim yarışı yürüten her politikacının yaptığını yapıp sadık seçmenini harekete geçiriyor. Yurt dışından beklenen feryadı da elbette buna ek olarak tetikliyor. Erdoğan Ayasofya kartını bundan önce de birçok kez kullandı... Ancak şimdiye dek korkulan değişiklik gerçekleşmedi. Bunda tarihi ibadethanenin bir turist mıknatısı olmasının da payı büyük. Bu aynı zamanda kendi politikasına da aykırı. Ocak ayında yetkililer Türkiye'de yüz yıl sonra yapılacak ilk kilisenin İstanbul'da inşa edilmesini onayladı. Bu Atatürk zamanında bile olmamıştı."

Alman hükümetinin, koalisyon ortağı SPD’nin itirazlarına rağmen, geçen yıl Yemen’deki savaşa müdahil ülkelere 400 milyon euro değerinde silah ve askeri teçhizat satışına onay verdiği kaydedildi. Son olarak ise Alman hükümeti Suudi Arabistan’a silah ambargosunun altı ay uzatılmasına karar verdi. Marburg'da yayımlanan Oberhessische Presse gazetesinin yorum sütunlarında Almanya'nın silah ihracatı ve bunun etkileri var:

"Geçen on iki ayda 400 milyon euro değerinde Alman silah ve askeri teçhizatı Yemen’deki savaşa müdahil ülkelere satıldı. Bu silahların neye hizmet ettiğini tahmin etmek oldukça kolay. Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon Yemen'de okulları ve hastaneleri bombalıyor, sivilleri ve çocukları öldürüyor. Acil ihtiyaç duyulan yardım malzemeleri ve ilaçların önünü kesiyor. Alman hükümeti elini kana buladı."

ABD'de bir mahkeme, geçen yıl satın aldığı Monsanto firmasının ürettiği glifosat içeren zirai ilacın kansere yol açtığı gerekçesiyle Alman Bayer firmasının 80 milyon dolar tazminat ödemesine hükmetti. Frankfurter Rundschau gazetesi Bayer’in Dimyat’a pirince giderken elindeki bulgurdan olduğu görüşünde:

" Bayer geçen yıl Monsanto firmasını yaklaşık 56 milyar euroya satın aldı. Bayer'in idarecileri glifosatın aşırı agresif bir madde olduğunun farkındaydı. Kanser hastalıklarına neden olabileceğini gösteren birçok işaret olduğunu biliyorlardı. Bayer CEO'su Werner Baumann firmayı satın alma aşamasında, Bayer'in en üst etik, ekolojik ve sosyal standartlara bağlı kalacağını vurgulamıştı. Ve tam olarak da bunu yapmadı. Genetiği değiştirilmiş tohum ve zirai kimyasal ticareti artan dünya nüfusu göz önünde bulundurulduğunda devasa kazanç vaat ediyor. Doğrudan kâr odaklı yaklaşım Bayer yönetiminin gözünü kör etti. Diğer firmaların idarecileri glifosat olayından ders almalı. İş dünyasında etik, ekolojik ve sosyal açıları görmezden gelen, uzun vadede başarısızlığa mahkumdur."

dpa/BW,JD

©Deutsche Welle Türkçe