1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hırvatistan mayınla mücadele ediyor

Helen Seeney18 Kasım 2006

Balkanlar’daki savaşların 1995 yılında bitmesinin ardından yapılan araştırmalar, Hırvatistan’da hala bir milyon mayının olduğunu gösteriyor. On beş yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen 1.150 metrekarelik bir alan hala mayınlı alan olarak adlediliyor ve toprak altındaki mayın sayısının 240.000’den fazla olduğu tahmin ediliyor. AB Hırvat hükümetinin mayın temizleme çalışmalarına destek sunuyor.

https://p.dw.com/p/AZcV
Mayınların bulunduğu noktaları gösteren haritalardan biri
Mayınların bulunduğu noktaları gösteren haritalardan biriFotoğraf: DW/Helen Seeney

Sandi Saban kısa adı CROMAC olan Hırvat Mayın Merkezi’ndeki Tarama Merkezi’nin başındaki isim. Ellerinde geçmişte döşenen ve bugün varolduğu bilinen mayın tarlalarının tek tek gösterildiği çok sayıda harita olduğunu söylüyor:

‘Bu savaş zamanından kalma askeri bir harita yani orijinal. Bu haritaların hepsini Hırvat Ordusu’ndan aldık. Bunların bazıları savaş zamanı düşmanlardan kaçırılmış haritalar bazıları da bizim ordudan tedarik ettiklerimiz. Elimizde’kinin durumu fena sayılmaz ama diğerleri oldukça eski ve hırpalanmış vaziyette. Bu haritada kırmızı renkle çizilmiş bölgeler cepheleri, barınakları ve mevzileri gösteriyor. Fakat mayın tarlalarını gösteren detaylı haritalarımız da var.”

Haritalar savaştan kaldı

Nikola Kreso, merkezin Osijek’teki ikinci başkanı, bu kadar haritanın savaştan geriye nasıl kaldığını şöyle açıklıyor:

“Uluslararası savaş kurallarına göre mayın tarlalarının haritaları olmalıydı fakat bunlara bubi tuzakları yada anti-terörist mayınları dahil değil. Yasal şartlar altında yerleştirilen mayınların 4 kopyası mevcuttur bu dokümanların saklanmış olmasının en büyük sebebi ise mayınları döşeyenlerin savaştan sonra da mayınların kendi topraklarında kaldıklarına emin olmak istemelerinden kaynaklanıyor ki savaş bitince kolayca onları temizleyebilsinler. 4 kopyadan bir tanesi mayını döşeyene, diğer 3 kopya da üst düzey yetkililere veriliyordu, bu yüzden kaybolmaları çok zor.”

Mayın temizlemede öncelik ev ve okullarda

Nikola’nın Osijek’teki ofisi, Hırvatistan’ın en mayınlı bölgelerinden birinde, Sırbistan sınırının hemen yanıbaşında. Bu bölge bantlar ve kırmızı uyarı işaretlerinden geçilmiyor. Savaştan sonra öncelik kentsel bölgeleri mayınlardan ve bubi tuzaklarından temizlemeye verilmiş. Bunlara okullar, evler, altyapı tesisleri, yollar, boru hatları ve santraller de dahil. Geri kalan mayınlar genellikle tarımsal alanlar ve ormanlarda yani temizlenmesi en zor bölgelerde.

Kuruluş yılı 1998’den geçtiğimiz seneye kadar CROMAC, mayınların yerini tayin etmek ve temizlemek için 225 milyon eurodan fazla para harcadı ve bu paranın yarısından fazlasını hükümet sağladı. Fakat geçen yıllarda AB de Hırvatistan’a yardım etmeye başladı. 2004 yılında AB Hırvatistan’a 2 milyon euroluk bir fon açtı. Bir metrekare alanın mayından temizlenmesi yaklaşık olarak 1.3 euro tutuyor. Bu fiyat bir çok arazi faktörüne göre de değişim gösteriyor.

Mayın soğuk havada temizlenemiyor

Yağışlı hava nedeni ile mayın temizleyen görevliler vakitlerinin bir kısmını bir barda kahve içerek geçiriyor. Bu işçiler sadece have 0 ila 26 derece arasında olduğu zaman çalışabiliyorlar ayrıca havanın kuru olması da gerekiyor. Soğuk havalar parmaklarını etkiliyor, sıcak hava ise gözlerinde bir takım alerjik reaksiyonların oluşmasına sebep oluyor. En ufak bir dikkatsizlik, hayatlarına malolabiliyor. 1991 yılından bugüne kadar 48 mayın temizleyicisi bu sebepler yüzünden hayatı kaybetti.

Hırvartistan anti-mayın programını bugüne kadar kendi kaynakları finanse etmeye çalıştı. Ulusal Mayın Temizleme Programı’na göre, ülke 2009 yılı itibari ile mayınlardan tamamen temizlenmiş olacak. Bu hedef CROMAC çalışanları için bile çok iddialı ve yetkililer bu hedefe ulaşıp ulaşamayacaklarından pek emin değiller. En büyük sorun para. Bu hedefe ulaşmak için Hırvatistan’ın en az 300 milyon euro harcaması gerekiyor. CROMAC bu miktarı hükümetten, Dünya Bankası’ndan, büyük şirketler ve uluslararası yardım kuruluşlarından toplamayı düşünüyor. Ve şühesiz AB Komisyonu bu listenin ilk sırasında geliyor.