1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gözler İncirlik’te

8 Temmuz 2015

IŞİD’e karşı savaşı yoğunlaştırma kararı alan ABD, savaşın etkin sonuç verebilmesi için Türkiye’deki İncirlik üssünü de kullanmayı hesaplıyor. Amerikan heyetinin Ankara'daki temaslarında ortak strateji ele alındı.

https://p.dw.com/p/1Fv6d
Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Barack Obama’nın “Suriye’deki IŞİD liderliği ve altyapısının peşindeyiz. Bu yüzden de IŞİD operasyonlarına mali kaynak olan petrol ve gaz tesislerine saldırıları tırmandıracağız” açıklamasının hemen ardından Ankara-Washington hattındaki trafiğin hızlanması dikkat çekti. Ankara’ya 40 kişilik bir heyetle gelen ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Christine Wormuth’u, Başkan Obama’nın özel temsilcisi John Allen izledi. Wormuth ve Allen; Dışişleri Bakanlığı’nda Türk askeri yetkililerinin de katıldıkları uzun toplantılarda IŞİD’e karşı düzenlenecek yeni operasyonlardan söz ederken İncirlik’in aktif kullanımının şart olduğu mesajını verdiler. Ankara; her ne kadar bu kullanımın Suriye’deki YPG güçlerinin önünü daha da açacağından tedirgin olsa da; IŞİD’le mücadelede Amerika öncülüğündeki uluslararası koalisyonla işbirliğini en üst noktaya çıkarmayı kaçınılmaz görüyor.

Ankara’nın Suriye’ye bir tampon bölge istediği bunu da Amerikalı muhataplarıyla paylaştığı biliniyor. Ancak bu konuda net bir gelişme yok. İncirlik’i açma konusunda Amerika'yla operasyonel bir işbirliğinden yana tutum geliştiren Türk tarafına, önümüzdeki dönemdeki IŞİD operasyonları konusunda Amerika’nın nasıl bilgi vereceği merak konusu. Ancak şu var ki Amerika; IŞİD’e dönük operasyonlarını en kısa sürede yoğunlaştıracak. Peki bu durum; içerde erken seçim havasına giren AKP’yi nasıl etkiler? İncirlik sadece hava operasyonları için mi kullanılır yoksa Amerika ile Ankara hattındaki bir anlaşma kara operasyonlarını da beraberinde getirir mi?

Auftanken einer F-16 Incirlik Air Base Türkei
Fotoğraf: picture-alliance/U.S. Air Force/Tom Kennedy

“ABD işini bilir”

Türkiye-Amerika ilişkilerini yakından bilen emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu; Deutche Welle’nin sorularını yanıtlarken “ABD bu kez çok yüklü bir şekilde Ankara’ya geldiğine göre İncirlik üssünün açılması an meselesidir artık. ABD işini yapacak ve 7 Haziran sonrası gardı düşmüş AKP’ye istediği kadar yüklenebilecek. Bugün ABD, IŞİD’le mücadele konusunda Ankara’nın önündedir ve Ankara’nın Suriye politikasındaki yanlışların bir kez daha görülmesini sağlayacaktır” diyor. “Esad gitsin de ne olursa olsun” diyen AKP’nin Suriye yanlışları karşısında İncirlik’in açılmasının pek de değerlendirilecek bir boyutu olmadığını düşünen Loğoğlu’na göre; AKP İncirlik’i açarak ABD’yle ortak hareket ettiği, Suriye’yi kurtarmaya çalıştığı propagandasını da yakın zamanda başlatacak.

Loğoğlu; “Amerika; karşılıklı anlaşma çerçevesinde İncirlik’i yakında daha aktif kullanmaya başlar. Amerika’dan yeni askerler gelmeyecekse tezkereye de gerek yoktur. İncirlik üssünden Suriye’ye dönük hava operasyonları kolaylıkla yapılır. AKP de böylelikle son dönemde kötü giden Türk-Amerikan ilişkilerini düzelttiğini zanneder” yorumu yapıyor. Amerika’nın tüm bunları yaparken Türkiye’deki erken seçim havasını hesaba katma ihtimalinin zayıf olduğunu, AKP’nin her ne kadar “Suriye halkı için gerekeni yapıyoruz” propagandasına girse bile halkın Suriye konusundaki yanlışların farkında olduğunu söyleyen Loğoğlu, “Eğer birisi şov yapacaksa o da Amerika olacaktır. AKP’nin şov şansı fazla görünmüyor” diyor.

F-16 Jet
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

“Ankara’nın Suriye pozisyonu değişiyor”

Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Mehmet Akif Okur da Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlarken; Türkiye ile ABD’nin İncirlik konusunda anlaşmasının “Türkiye'nin ABD'ye, ABD'nin de Türkiye'ye Suriye konusunda yaklaşması” anlamına geleceğini belirtirken, bu anlaşmanın IŞİD’le mücadeleyi daha da kolaylaştıracağını söylüyor. Türkiye’nin Suriye’ye girip de bir tampon bölge oluşturmasını istemeyen Amerika’nın, “yüksek sınır güvenliği” konusunda Türkiye’ye tam destek verirken, Ankara’nın “Sınırımızda bir PKK kuşağı oluşmasın” endişesini de YPG güçlerini kontrol ederek yapabileceğini söylüyor. Ankara’nın başından beri YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesini istemediğini, bu konuda Amerika’nın da hassasiyetleri olduğunu belirten Okur, “YPG; zaten bu bölgede Amerikan güçlerinin desteği olmadan ilerleyemiyor ve etnik temizlik yaptığına dair iddiaların da arkası kesilmiyor. Amerika bu konuda Sünni-Araplardan oluşan bir güce ihtiyaç duyacaktır ki; bu gücün oluşması da eğit-donat programı çerçevesinde halledilebilir” diyor.

Türkiye ile Amerika’nın İncirlik konusunda anlaşmasının uluslararası kamuoyundaki Suriye’yle ilgili kafa karışıklığını da gidereceğini düşünen Okur, “Ortak bir politikanın ortaya konmasının zamanı geldi de, geçiyor. Amerika da bunu zaten duyurdu. İncirlik kullanılarak IŞİD’e karşı yeni hava operasyonlarının gündeme gelmesi artık kaçınılmaz” diyor. Okur, Türkiye’deki politik atmosferin bu gelişmelerden çok etkilenmeyeceğini ancak halka sınırda neler olduğu konusunda açık bilgiler vermek gerektiğini belirtirken; IŞİD’in Türkiye’de de eylemler yapabileceği uyarısında bulunuyor. Bu doğrultuda yeni güvenlik önlemlerinin gündeme gelebileceğini anlatan Okur; halkın sınırda yaşananlar konusunda bilgilenmesinin bu yüzden hayati önemde olduğunu vurguluyor.

“Geçici hükümetle olmaz”

Kadir Has Üniversitesi’nde dış politika dersleri veren Ünal Çeviköz de, Suriye’yle ilgili gelişmeleri yakından izleyen bir emekli büyükelçi. Çeviköz, Deutsche Welle’nin “Türkiye; Suriye’ye girebilir mi” sorusunu yanıtlarken “Türkiye; geçici bir hükümetle bunu yapmaya cesaret edemez” diyor. Sınıra tampon bölge oluşturmanın, oraya asker sokmak olduğu, bunun da daha ayrıntılı askeri planlama gerektireceğini anlatan Çeviköz, “İncirlik anlaşması IŞİD’in durdurulması açısından rahatlatıcı olur. İncirlik anlaşması da teknik bir meseledir ki; bunu halletmek, taraflar adına kolaydır” diyor.

Çeviköz, AKP’nin Suriye’yle ilgili gelişmeleri mutlaka ‘siyaset malzemesi’ yapacağını hatta Ankara kulislerinde konuşulan ‘erken seçim senaryoları’ kapsamında değerlendireceğini de belirtirken, sürekli dile getirilen ancak üzerinde yeterince durulmayan olası büyük mülteci dalgasının Türkiye’yi çok zora sokacağına da dikkat çekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü